Eşim benimle ve çocuklarımızla ilgilenmiyor
Sabahın köründe dayanamayıp sizinle paylaşmak istedim. Ben yaklaşık dört buçuk yıllık evliyim. 2 bebeğim var ama eşim ne hamilelik sürecinde ne lohusalık sürecinde bana pek destek olmadı. Uykusuz ve sancılı günler geçirdim, aynı evin içinde eşimin bana sarılıp sevmesini bekledim, sevgisini özledim diyebilirim. Benim sorunum şu; eşim çok yalan söylüyor. Erkek arkadaşları var onlarla mesajlaşıyor sürekli ve onlarla buluşuyor ama gizli gizli. Beni gezmeye götür deyince “paramız yok”, “arabada gaz yok” diyerek çıkarmıyor. Sürekli evdeyim ve 2 bebekle uğraşıyorum. Bir erkeğin bir başka erkekle bu kadar çok mesajlaşıp sürekli onlarla vakit geçirmesi normal mi, benimle ve evlatlarıyla olması gerekirken? Azıcık parka gidip oğluyla ilgilendiğinde “yoruldum” diyor, sıkılıyor ve sürekli yalan söylüyor. Yaklaşık 1,5 aydır ilişki yaşamıyoruz. Ben istemiyordum başlarda, şimdi o da pek istemiyor. Beni aldatıyor mu, onu da bilmiyorum. Çok bunaldım, sevilmek istiyorum. Bana evde hizmetçi muamelesi yapıyor. Ne yapmalıyım? Beni eskiden sever, ilgilenirdi, şimdi umursamıyor. Çok zoruma gidiyor. Her gece ağlamaktan çok sıkıldım. Ne olur yardım edin, ne yapmalıyım?
Yeşim Tijen’in cevabı:
Arkadaşlıklar güzeldir, eşiniz arkadaşlarıyla konuşacak, görüşecek tabii ki. İnsanın arada arkadaşlarıyla beraber olmaya da ihtiyacı olur ama dediğim gibi “arada” olunca hoş gelir insana, anlayışla karşılanır. Demek istediğim, her şeyin bir ayarı olmalı. Ayarı kaçmış bir durumun içindeyseniz durup düşünmeniz gerekiyor. Acaba gerçekten arkadaşıyla mı görüşüyor? Sürekli “arkadaşımla mesajlaşıyorum” demesi, inandırıcılığından uzaklaştırmış. “Arkadaştan bir tık öte biriyle mesajlaşıyor olabilir” diye düşündürüyor muhtemelen sizi çünkü bir insan arkadaşıyla bu kadar çok ne konuşabilir? Sürekli onlarla neden buluşur? Size gelince parka bile götürmez, “arabada gaz yok” der. Onlara gelince her şey var. Bunlar insanı düşündürüyor. Paniklemeyin, içinize bir ateş düşmesin, uyanık olun diye sizi uyarmak istiyorum. Siz bebeklerinizden başınızı kaldıramadığınız için yaşamda erkeklerin bazılarının erkek adı altında kadınlarla konuştuğundan habersiz olabilirsiniz. Böyle kandırmacalar kadında da erkekte de olabiliyor. Ortam çok değişik artık sevgili kızım, evli/bekar diye ayırım yok, kimse bunları umursamıyor. Karşılanmamış ihtiyaçlar, heveslenmeler bir şekilde karşılıklı karşılanıyor. Hadsizlikler had safhada, uyanık olacaksınız. Bebeklerinizden fırsat buldukça okuyacak, öğrenecek, kendinizi geliştireceksiniz. Bunu önce kendiniz, sonra çocuklarınız için yapmak zorundasınız. Yaşam artık kadın olarak da anne olarak da çok uyanık olmayı gerektiriyor. Gelişime açık olun. Hayata kendinizi hazırlamaya çalışın. Çocuklarınız var diye kendinizi bırakmayın. Günün her saati özenli bir kadın olmaya çalışın ve bilhassa eşinizin geleceği saatlerde kendinize daha fazla özenli olarak onu bekleyin. Sizin kendinize özeniniz onun hoşuna gideceği gibi, “karım kendisine bakan bir kadın” diyerek sizi bu kadar ilgisiz bırakamayacaktır.
Eşinizin ilgisizliğinden, onu özlediğinizden dem vurmuşsunuz. Evliliklerde gurur, çekinme asla olmamalı. En basit anlatımla; bir elmanın yarısı siz, yarısı o; bir bütünsünüz. En yanlış hareket, utanmak, çekinmek, gurur yapmak. Özgürleştirin kendinizi, çıkın kafanızdaki “Aa benim için ne düşünür?” diyerek kendinizi kısıtlamalarınızdan. O sizin eşiniz, en yakın olduğunuz insan. Beklentiyle günlerinizi geçirerek üzülmek, kendinizi bunaltmak yerine farklı bir tutum içinde olun. Şaşırtın onu. O size yaklaşmıyorsa siz ona yaklaşın, o sizin eşiniz. Onu istediğinizi gösterin. Dokunmak mı istiyorsunuz, dokunun. Kocanıza sarılmak mı istiyorsunuz, sarılın, tutmayın kendinizi. Bu onunda hoşuna gitmeli, çünkü istenmek, arzu edilmek güzeldir ve sizin arzu ettiğiniz kişi, eşiniz. Size karşı bu konuda görevleri var. Düşünmek zorunda kalacak. Düşündürün. Diğer yandan rahatsız olduğunuz konuları dile getirin, önce güzellikle, baktınız anlamıyor, tartışmayla ama haklarınızı savunun. Kendinizi ezdirmeyin. Sizin bir karakteriniz var, onu, ona gösterin, sinmeyin. Bütün bunların ardından değişen bir şey yoksa onun annesiyle bu durumu konuşup ailesinin desteğini alabilirsiniz. Eşinizle ilgili sorunlarınız olduğunda, biriyle paylaşmak zorunda kaldığınızda eşinizin annesiyle paylaşın, kendi ailenizle değil. Onlar eşinize karşı bilenmesinler. Siz eşinizin size yaşattığı sıkıntıları unutursunuz ama sizin aileniz unutmaz.
Buraya kadar anlattıklarıma baktım da bir evliliğin yürümesinde en çok kadının sabrı, fedakarlığı gerekiyor. Ne yazık ki bazı evlilikler için durum böyle. Lütfen kendinizi önemseyip söylediklerime kulak verin kızım.
Sevgiyle kalın, sevgili okurlarım...
YORUMLAR