Mütemadiyen şehidiz

Patlamayı öğrendiğim anda maç sebebiyle orada olması ihtimali olan bir sürü eşim dostum geldi aklıma. Teker teker düştü telefonuma iyi olduklarının bilgisi. İkisi hariç. Birlikte olma ihtimali çok olan ikisi hariç. Saatler geçti, yok. Ne mesajları gördüler, ne telefonlarına cevap verdiler. Endişe ve korku dünya üzerinde en hızlı büyüyen şey. Hayatta en çok güvendiğim şeyler kelimeler ama bu hissi anlatmaya çalışmayacağım; tarife hacet yok.


Çok sonra geldi iyi haberleri. Nasıl bir rahatlamaydı, işte bunu tarif edebilirim. Kaybettiğini düşündüğün bir şeyi bulduğun andaki sevincin, kaybedebilene duyulan sevgiden daha büyük. Lakin çok kısa bir sürede rahatlamanın getirdiği gevşeme, bu rahatlamayı hiç yaşayamayacak olanlara karşı bir vicdan yüküne dönüştü. Vicdan da böyle lanet bir kalp ağrısı işte. Olanda çok var, olmayanda hiç yok.


Açıyorum böyle anlarda televizyonu. Eskiden dinlerdim birkaç programı. Kendimce sözüne kıymet verdiğim insanların diyeceklerine kulağımı verirdim. Artık imkanı yok. Eskiden kalma bir refleks olarak açtım belki televizyonu ama duyamadım söylenenleri. Bu basmakalıplık, ezber yapılıp içi boşaltılmış sözler uzun zamandır birer küfür gibi çarpıyor suratıma.


Hesap soracağız.

Kanları yerde kalmayacak.

Teröre lanet olsun.


Biri karşıma geçip en ağırından küfürleri sıralasa bu kadar nevrim dönmez. Şu yaşadıklarımızla toplum olarak, sistematik bir şekilde ağır hakarete uğruyoruz. Ve bunun o kadar azımız farkındayız ki! Hipnotize edilmiş bir güruh gibi hareket ediyor bu toplum. Şuurumuzu, vicdanımızı, insan olma değerlerimizi yitirdik. Kayıtsız şartsız bir kabul içinde başımıza gelen herşeye karşı kurulmuş bir oyuncak davranışlarından farkımız yok. Yas anlamını yitirdi, acı anlamını yitirdi, sözler anlamını yitirdi.


Yüz yıldır varlığıyla, hayatlarımıza kattığı anlamlarla değer bulmuş mekanların her birinin adı birer birer şehit bilmem nesi diye değişir oldu. Şimdi de bizim yüz yıllık beleş tepe olmuş sana şehitler tepesi. Ölümden gayrı bir şey yok bu memlekette demenin bir başka şekli aslında bu. Ölülerimizin de isimleri yok zaten, hikayeleri yok, sevdikleri sevenleri yok. Hepsi birer şehit. Oysa aramızda şehit olmak için can atanlar vardı değil mi? Ölmelerini geçtim, konforlarında bile gram azalma yok.


Şehit şehit diye bas bas bağırılarak haykırılış şekline bakılırsa sanırsın ölen az sonra dirilecek. Tanrı şehit mertebesine yükselen kullarını yeniden dünyaya göndermeye karar veriyor sanki. Ölümün bu kadar yüceltilmesine izin vermekle bir toplumun eline acıdan başka bir şey geçemez. Geçmiyor da zaten. Mütemadiyen patlıyoruz, mütemadiyen şehidiz.


Zaten bu ülkede istifa müessesesi de sadece futbolda başarısız olan hocalar için geçerli. Yaptıklarının sorumluluğunu almasını beklediğimiz tek merci onlar. Ben olsam bu ayrıcalıktan gurur duyardım.


Görünüşe göre ve bu gidişle hepimiz “şehidim, şehitsin, şehidiz” de siz yine de sağ kalmaya bakın!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.