Evin reisi olmak için değil reislik olmasın diye...
Kadının soyadı meselesi aslında yılların meselesi ama bu ara ayrı bir gündemde. Neden? Beckham varisi bey, eşinin soyadını alacak diye. Halbuki hanım kızımız Beckham soyadı alacakken hiç vukuat olmayacaktı. Normalleri, normalleştirdiklerimizi deşme mecrasına hoş geldiniz.
Bilindiği üzere kadınlar evlenmekle soyadlarını değiştirir. Doğrudan kocalarının soyadlarını alırlar. Kadının adı bu halbuki, hayatta kullandığı ilk bilgi. Senelerce tanındığı ismi. Çat diye değişir, bir çırpıda. Soyadı ile de yetinilmez bu “yer değiştirme”. Kadınların nüfus kütüğü de taşınır, kadın evlenmekle bazen hayatında hiç gitmediği, kocasının ve ailesinin bağlı olduğu nüfus kütüğüne geçer. Ayrıca evlilik içinde doğan çocuk da doğrudan babasının soyadını alır. O baba uğursuz olsa, çekip gitse, yıllarca çocuklarını görmese bile o soyadı kalır çocuklarda.
“Kadının soyadı” başlığı ile Türk Medeni Kanunu’nda müstakil bir madde olması dahi esasen konu hakkındaki ayrımcılığı ortaya koyuyor. Hukukta bir cinsiyete özel bir düzenleme yapacaksan bunun haklı bir gerekçesi olması gerekir. Emziren kadın olduğu için kadına süt izni verilmesi gibi. Kadına sırf kadın olduğu için evlenme halinde değişen soyadı konusunda farklı bir hukuki düzenleme yapılması açık ayrımcılık değil de ne?
Türkiye nihayet 2001’de evlenen kadına kocasının soyadının yanı sıra kendi soyadını da taşıyabilme imkânı getirdi fakat son derece yetersiz. Öncelikle kadının kendi soyadını kullanmaya devam edebilmesi için ilaveten başvuru yapması gerekiyor. Hiçbir şey yapmazsa otomatik olarak kendi soyadı kaldırılıyor. Tıpkı din dersi seçmenin değil seçmemenin başvuruya bağlanmış olması gibi.
Üstelik bu düzenlemede kadının sadece kendi soyadını kullanabilmesi için başvuru da yeterli değil. Dava açması gerekiyor. Harç ödeyecek, zaman ayırıp adliyeye gidecek, üstüne duruşmaya katılacak. Onca emek ve masraf.
Gelelim boşanmaya. Boşanma halinde de erkekler için ayrı bir düzenleme yok. Kadınlar için var. Ne demiştik, evet açık ayrımcılık. Medeni Kanun yine müstakil bir madde ile sadece soyadı meselesini içeren şekilde “Boşanan Kadının Kişisel Durumu”nu düzenler ve “(…) Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.”
Evlenirken “ister misin?” diye sormadan çat diye verdikleri soyadını, “ben bununla bir kimlik inşa ettim, kullanmaya devam edeceğim” deseniz de çat diye alıveriyorlar. Aksi için kocaya zarar vermeyeceğini ispat, kocanın izni gerekiyor. Bir soyadını kullanmak vesilesiyle nasıl bir zarar verilebilecekse…
Evlenen ya da boşanan erkeğinse hiçbir şekilde böyle sorunları yok bakın. Hayat devam ediyor. İsmi değişmiyor, kütüğü değişmiyor. Hiç bürokrasi yok. Huzur var ve aslında ayrımcılık var.
Soyadı meselesi konuşulurken mutlaka birileri çıkar der ki “e zaten şu an kullandığımız soyadı da babamızın soyadı, ne fark eder”. Buradaki mücadele soyadını tutma mücadelesi değil bana kalırsa. Çocuğuna soyadını verebilme meselesi. Çünkü kız çocukları da oğlan çocukları da babasının soyadını alır. Kanun soybağı düzenlemesinde “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; evli değilse ananın soyadını taşır” ifadesine yer verir. Babanın soyadını ailenin soyadı olarak adlandırır. Çünkü neden? Baba ailenin “reisi”. 2001 yılında değişmeden önce bizzat kanun metninde aile reisi kavramı var.
Aile içinde anne ve babadan oluşan “ebeveyn” rolüne dair bir düzenleme yapılmamış, babanın “aile”yi temsil ettiği bir tablo var. Artık çokça emsal karar var. Sorumsuz ve ilgisiz babanın soyadının taşınmaması, boşanan annenin resmî kurumlar nezdinde çocukla ilişkisinin zedelenmesi sebebiyle çocuğa annenin soyadının verilmesi önünde. Ancak yine kendi soyadı için söz konusu olduğu gibi burada da dava açılması gerekiyor.
Biz bu konuyu konuşmaktan yılmayacağız. Çünkü sanıldığının aksine basit bir bürokrasi değil. Bir varoluş mücadelesi. Babadan kocaya devredilen tahakkümün reddi mücadelesi. O kadar basit olsaydı Beckham ailesinin derdi tüm dünyayı germiyor olurdu. T.C. kimlik numarası olmadan soyadın hiçbir mana ifade etmediği günümüz toplumunda bunun nizam için gerekli olduğunu savunmak da laf-ı güzaf.
YORUMLAR