Medeni Kanun kadınların da laikliğin de teminatıdır
Türk Medeni Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 4 Ekim 1926’ya istinaden Eşik (Eşitlik için Kadın Platformu) adına onlarca kadın dün meclisteydi. Meclisteki eşitlik savunucusu vekiller Eşik aktivistlerine eşlik ederek taleplerini dile getirdiler. Medeni Kanun’un yürürlük tarihi temel alınarak meclise yürümek çok sembolik çünkü Medeni Kanun tehdit altında.
Medeni Kanun, kadınların teminatıdır. Medeni Kanun laikliğin teminatıdır. Önce İstanbul Sözleşmesi ardından 6284 sayılı Kanun üzerinden kara propaganda yapan zihinlerin bugün odağında Medeni Kanun var. Bakanlık aracılığıyla her şehirde kurdukları Aile Kurultayları'na maksatlı olarak kadın örgütlerini, barolarını, hak savunucusu stk’ları çağırmadıkları gibi; Diyanet’i baş konuk ediyorlar. Niyet belli, amaç belli. Görüyoruz, sessiz kalmıyoruz.
Geçtiğimiz süreçte karma eğitim tartışmaya açıldı. Zinanın suç sayılması gündem oldu. Meclise vekil sokmuş siyasi partilerin parti programlarında yalnız kadınların “sahiplendirilmesi” yer aldı. Mecliste 3 eşli vekil var.
Medeni Kanun kritiktir. Medeni Kanun Kişiler Hukukunu düzenler. Her bir kişinin yaşam alanına, yaşam şekline doğrudan müdahale edilebilen en ince yer orasıdır. Yürürlükteki Medeni Kanun laiklik esasına dayanır. Kişilerin din ve inançlarına göre kanunun uygulaması değişmez. Kanuni düzenlemeler Müslümanlar için böyle, Hıristiyanlar için böyle demez. Herkese aynı hükümler uygulanır.
Medeni Kanun Aile Hukuku'nu düzenler. Evlenmeyi devlet memuru eliyle gerçekleştirilen resmi bir eylem olarak görür. 2017’de müftülere nikah kıyma yetkisi tanınmasının laik ilkelerle açıklaması mümkün değildir.
Medeni Kanun evlenme yaşını düzenler. Kimin kiminle evlenebileceğini, evlenme engellerini belirler. Çok eşliliğe izin vermez. Medeni Kanun uyarınca “Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dini töreni yapılamaz.” (Madde 143) Dini nikah tanımı Medeni Kanun’da yer almaz. Nikah tektir, o da resmi nikahtır. “Evlenmenin geçerli olması dini törenin yapılmasına bağlı değildir.” (Madde 143)
Evlilik resmi olarak yapıldığında kadınlar aile hukuku ilişkilerinde hak ve yetkileri konusunda devlet güvencesi elde ederler. Medeni Kanun evlenmeyi düzenlediği gibi boşanmayı da düzenler. Evlenmede olduğu gibi boşanmada da tek yetkili kurum devlettir. Hangi haller boşanma sebebidir, boşanma sonucu edinilmiş mallara katılma, velayet, nafaka, kusura dayalı tazminat; bu hususlara ilişkin tüm düzenlemeler Medeni Kanun’da yer alır.
Resmi nikah olmaksızın dini nikah yapılması halinde ceza verilmesini öngören yasa 2015 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Oysa aynı yasanın düzenlemesinde “resmi nikah yapılması halinde ceza düşer” düzenlemesi de yer almakta ve amaç tarafları dini nikah yaptıkları için cezalandırmak değil, kadın ve çocukları koruma altına alan resmi nikahın yapılması konusunda teşvik etmekti.
Medeni Kanun taraflara dini özgürlük alanı tanır. “Çocuğun dini eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir. Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir. Ergin, dinini seçmekte özgürdür” (Madde 341) Aileler çocuklarına kendi inandıkları dini anlatabilir ancak Devlet bu konuda bir mecburiyet tanımaz.
Medeni Kanun eşitliğin teminatıdır. Cinsiyet ayrımı yapmaksızın kişilik haklarını herkese eşit şekilde tanır. Herkes medeni haklardan yararlanma hakkına sahiptir. Sözleşmeye taraf olma, mirasçı olabilme, mal alabilme, kanunlarda tanınmış olan haklardan yararlanma konusunda herkes eşit muameleye tabidir. Cinsiyet ayrımı, din ayrımı gözetilmez. Kadın ya da erkek yetişkin oldukları müddetçe kendi rızalarıyla evlenebilir ve boşanabilir. Hak ve özgürlükler bakımından eşittir. Kadınların boşanma hakkı düzenleyen 1926 tarihli Medeni Kanun’dan 97 yıl sonra hala aynı tartışmaya dönmemizi açıklayan en net kelime gericilik. “Gericilikle mücadele” ifadesinde ben herhangi bir politik hata göremiyorum.
Evlilik yaşı halihazırda zaten aile onayı ile 17 ve olağan üstü hallerde 16 iken, evlilik yaşının düşürülmesinin değil yükseltilmesinin konuşulması gerekir. Oysa “neye göre çocuk” diyenlerin mecliste vekil olduğu bir ortamda evlilik yaşı ile ilgili tutum belli. 2016 yılında çocuğun cinsel istismarını düzenleyen ceza kanunu maddesi değiştirildi. İstismar halinde çocuğun yaşının 15’ten küçük olması halinde cezanın en yüksek hadden verilmesine dair düzenlemedeki 15 yaş sınırını 12’ye düşüren rejimin evlilik yaşı konusundaki tutumu ortada. Çocuklar evlenemez. Çocuk evliliği yoktur, çocukların evlenme yoluyla cinsel istismarı vardır. Medeni Kanun çocukların da teminatıdır.
Medeni Kanun boşanma halinde yoksulluğa düşecek tarafa nafaka hakkı tanır. Medeni Kanun çocuğun velayetini üstlenmeyen tarafa çocuğun masraflarına dahil olması bakımından iştirak nafakası hakkı tanır. Nafaka toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı, kadınların eğitime erişemediği, kadınların istihdamdan dışlandığı, ev içi emeğinin bedelsiz olarak sömürüldüğü ve boşanma sebebiyle yoksulluğa düşen tarafın kadınlar olduğu şu toplumda kadınlar için hayatidir. Nafakayı tartışmaya açanların niyetli belli. Nafakayı kaldırmayı teklif etmek, kadının boşanma hakkının kaldırılmasını teklif etmekle eşdeğerdir. Mehir ise nafakanın karşılığı değildir. Evlenme kararı vermiş, heyecanlı, aşık gençlerin evlenme anında ileride yaşanması muhtemel risklere karşı kendilerini korumaya almaları mümkün değildir.
Laik Medeni Kanun tehdit altında. Kadınlar tehdit altında. Çocuklar tehdit altında. Yasalara dokunmayın.
YORUMLAR