Evimizdeki düşman…
Çocuğunuzu sokakta tanımadığı insanlarla konuşmama, onlardan yiyecek içecek almama konusunda uyarırsınız… Peki ya sanal alemde de bunları yapmaması konusunda uyardınız mı? Geçen hafta boyunca çocuklarda teknoloji kullanımının yaratabileceği tehditlerden ve bunları önleme yollarından bahsettim… Kötü bir tesadüf olsa gerek ki geçen hafta Habertürk’te çıkan bir haber bu konunun ne kadar kolayca istismar edilebileceğini kanıtladı: Habere göre 13 yaşındaki bir kızın karın ağrısı sebebiyle götürüldüğü hastanede hamile olduğu ortaya çıktı. Kız çocuğu ifadesinde Facebook’ta tanıştığı bir takım adamların (8 kişi) ona hediyeler verdiğini daha sonra da tecavüz ettiğini söyledi…
Şimdi, bu kız nasıl iyileşecek? Nasıl normal bir hayat kurup bu travmanın üstesinden gelecek? Suç kimde? Elbette ki büyük çoğunluğu olayın faillerinde peki ya çocuklarını TV ya da bilgisayar başına oturtup ne yapar ne eder sorup soruşturmayan aileler?
“Çocuklarınızı nasıl ki kapının önüne koyup nereye gittiğini kimse görüştüğünü bilmeden salmıyorsunuz aynı şeyi dijital ortamda da yapmamalısınız…” diyor uzmanlar… Kimlerle yazıştığını, hangi sitelere girdiğini her zaman kontrol edin. Bilgisayarı odasında değil ortak alanda kullansın. Akıllı telefon almayın. Çocuklar nasıl sokakta kendilerini türlü türlü niyete karşı koruyacak donanıma sahip değillerse ekran başında da değiller. Üstüne üstlük TV’de ya da dijital ortamlarda gördükleri her şeyi gerçek sanma eğilimindeler…
Sadece kötü niyetli yetişkinler değil problem; akran zorbalığı, bilinçaltı mesajlar, çocuklara bir an önce büyümeyi dayatan, küçük kızları kadınlara dönüştüren, daha çok kişisel bilgi toplayıp daha çok para kazanmak için etik değerlere sırtını dönen şirketler… Hepsi sıkıntı.
Yine geçen haftanın haberlerinden birinde 12 yaşındaki 4 erkek çocuk başka bir erkek çocuğa tecavüz ediyorlar ve bunu kameraya da kaydediyorlar… Bu yaştaki çocuğun aklına bir hemcinsine bunu yapmak nasıl geliyor? Taciz edenin hayat hikayesinde kendisine yapılan bir taciz olduğu hakikatinin yanı sıra gözlerimiz bir yandan da medyaya dönüyor… Haberlerde, filmlerde, internet sitelerinde, video oyunlarında cinsellik ve şiddet her yaşta çocuğun kolayca ulaşabileceği yerlerde duruyorlar…
Filmlerde sevgililerin öpüşmeleri, aşkla sevişilen sahneler buzlanırken milletin birbirinin kafasını kestiği sahnelere hiçbir sansür uygulanmıyor… Cinselliği halının altına süpürür gibi ortalıktan kaldırmak, çocuklarla bu konularda konuşmamak onların meraklarını gidermediği gibi bilgiyi berbat kaynaklardan almalarına sebep oluyor…
Geçenlerde bir sitenin bahçesinde oynayan çocuklar gördüm… Çocuklar hallerinden memnun oyunlarıyla meşgulken pencereden bir kadın çıktı oğluna seslendi: “Mahmut oğlum hadi eve gel, bahçede kirleneceğine bilgisayarını oyna temiz temiz…” Ağzım açık kaldı bunu duyunca… Kirlilik nedir? Temizlik nedir? Çocuk ve oyun nedir? İnternet nedir? Daha derin düşünmenin zamanı gelmedi mi?
**
Çizgi Filmlere de Dikkat
Geçen gün Uzay ile beraber bir çizgi film izlemeye başladık. Birinden hediye gelen bir filimdi. Dinozorlu filan olduğu için Uzay sever diye getirmişler… Film boyunca ana kahraman olan çocuğun annesi kutularca ve şişelerce kola içti… Subliminal mesajlar diyoruz ya; işte bu onlardan biri… Filmde iyi olan, kadın olan, anne olan kahraman sürekli kola içiyor… 0-6 yaş arasında sünger gibi çalışan, her gördüğünü, duyduğunu kaydeden beyin alıp bunu bilinç altına yazıyor: “Anne içiyorsa iyi bir şeydir kola içmek.” Ben filmi çöp tenekesine gönderdim direk… Önerim şu ki: Çocuklarınızı çizgi film bile olsa, TV karşısında yalnız bırakmayın… Özellikle dünyanın şu anki sisteminde bir şeylerin yanlış gittiğini düşünen bir ebeveynseniz…
YORUMLAR