Kısa mesafe bol eğlence... Beyrut

Yaklaşık 6 ay önce nihayet Beyrut seferlerini gündüz vakitlerine aldılar ve aldıklarından beri Beyrut’a bir hayli rağbet var. Biz de hafta sonu iki çift hadi gidelim dedik.

Cengo ve Zeynep bizim can arkadaşlarımız. Cengo (Cenk) benim erkek arkadaşımın en yakın arkadaşı... Zeynep de benim eski arkadaşım. Onları tanıştırdık ve 1,5 senedir beraberler… Size onları tanıtmak istedim çünkü seyahatlerimizi sıklıkla onlarla yapıyoruz. Cenk hayatta tanıyabileceğiniz en komik adamlardan biri...

Evet, kısacık bir uçak yolculuğundan sonra Beyrut’tayız... Four Season oteline vardık. Denizin önünde, marinaya bakan güzel bir otel. Otelde biraz vakit geçirdikten sonra yiyecek içecek müdürünün Türk olduğunu öğrendik. Bizim de Türk olduğumuzu öğrenince kaldığımız sürece bizimle yakından ilgilendi. En güzeli uzun zaman orada yaşayan Türklerin size şehirle ilgili bilgiler vermesidir. Mesela otelin yan binası bir apartman ve daireler 10 milyon dolardan başlıyor. Hepimiz şoka girdik. O zaman İstanbul’da yalılara paha biçilemez...

Her zamanki gibi arabamızı ayarladık ve şehir turuna çıktık. Açtık Arap müziğinin sesini sonuna kadar... Cengo tabii arada hem esprileriyle, hem de danslarıyla bizi arabada kırdı geçirdi. Trafiğin çok kötü olduğunu ve araba kullanan insanların asla birbirine saygılı olmadığını da söylemeden geçemeyeceğim.

Önce Beyrut’un dünyanın 7. harikası olmaya aday ve finale kalan Jeita Grotto mağarasına gittik. O kadar sıra vardı ki, erkekler boş verin dediler ancak Zeyno ve Ebru’nun fendi erkekleri yendi. Kendilerini sırada buldular. Sıradayken hiçbir yere dokunamıyorsunuz. Çok kirli ve bakımsızdı. En sonunda teleferiğe ulaştık ve o kadar sıra beklediğimiz teleferik sadece 3 dakika sonra bizi mağaraya götürdü. Mağaranın içinde resim çekilmiyor ama hafızalardan ömür boyu silinmeyecek çok etkileyici bir yer. Beyrut’a giderseniz muhakkak görmelisiniz.

Hariri, Lübnan in eski lideri. Halk onu hala çok seviyor ve özlüyor. Biz de çadırdaki mezarına gittik ve ona dua ettik. Yanındaki Muhammed Al-Amin camisini gezildikten sonra da suikastın yapıldığı yere gittik. Orada da dua okuduk ve terörü lanetledik.

Birçok İtalyan ve Fransız ünlü markaların Araplar için özel hazırladığı koleksiyonlar caddeleri süslüyor. İste o süslü caddelerden birinde de Türk markası Haremlique var. Arabalar göz kamaştırıyor, zenginliği her şekilde hissediyorsunuz.

Öğlen geleneksel bir balık lokantasına gittik. Al-Sultan Brahim (Sultan İbrahim) Balık lokantasında bizim kebapçılardaki tüm mezeler vardı. Aklınıza ne gelirse... Humus, babagannuş, muhammara, zahter (kekik) salatası ve en enteresanı balık sucuğu... Bir de arak rakısı, sert mi sert... Cengo’nun en sevmediğim huyu “Ağabey onu da getir, bunu da getir”. Her defasında mide fesadı geçiriyoruz.

İtalyan olarak Bice Restaurant güzel. Fransız olarak da Centrale’yi şiddetle tavsiye ederim. Ambiansı ve yemekleri çok güzeldi. İrish tam aksam yemeği ve kulüp arasında gidilecek çok güzel lokal bir bar. Türk de görebilirsiniz çünkü bizim Lucca tarzı bir yer. Fuzyon mutfağında son dönem en trend restaurantlardan biri Casablanca’yi tavsiye ederim. Gece kulübüne gitmek isteyenler için oranın Reina’si Sky Bar a gidebilirler ve bizim Cengo’yu masanın üzerinde dans ederken görebilirler. Arapça şarkılar çalmaya başladığında biz dâhil kimse yerinde duramıyor.

Yazın gidecekler için şehre 40 dakika mesafede sahil kısmında çok eğlenceli plajlar var. Denize girebilir ve çok eğlenceli bir gün geçirebilirsiniz. Hatta kendinize ait jakuzi kiralayabilirsiniz. Ancak rezervasyon şart.

Beyrut hem çok yakin hem çok eğlenceli hem de vizesiz... Güzel bir hafta sonu geçirmek için tercih edilebilir keyifli bir şehir...

Haftaya uzun zamandır gitmediğim Venedik’te olacağım ve sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Sevgiyle kalın