Çocuk olmak

‘Çocukla çocuk olmak’ olumsuz anlamda kullanılır Türkçede. Çocuk olmak küçümsenen bir şeymiş, ‘eksik akıllı’lıkmış da, ona uymak da bu nedenle kötü bir şeymiş gibi...


Oysa çocuk olmak ne güzeldir.


Önyargılarınız yoktur. Bir şey neyse odur.


Dogmalarınız yoktur. Değişime açıksınızdır, sizi ikna edebildiği ölçüde tabii...


Hayalleriniz vardır. Sonsuz büyüklükte hem de... Aklınıza gelen her şey gerçeğe de dönüşebilir. Neden olmasın ki?


Sorumluluklarınız sınırlıdır. Oyuncakları toplamak o kadar da fena bir şey değildir.


Hayat oyundan ibarettir. Gece yatıp sabah kalktığınız an dışında her an oyunla değerlendirilebilir. Ve hatta değerlendirilmelidir.


Ancak çocuk olmak aynı zamanda zordur da...


Haklarınız vardır aslında. Ama ne siz bilirsiniz, ne de etrafınızdakiler. Bilseler de kullandırtmazlar.


Birey olarak görülmezsiniz. Oysa yetişkin olmamanız, kendinizle ilgili bazı kararlarda (üşümek, doymak, bir şeyi yapmak isteyip istememek) yetkin olmayacağınız anlamına gelmez...


Düşüncelerinizi özgürce açıklama hakkınız vardır, her birey gibi; ancak ‘Büyükler konuşurken çocuklar susar. Sus küçüğün, söz büyüğün’dür.


İnsanlar sizin üzerinizden hüküm yürütürler. Ailenizden devlete, okuldan topluma herkes sizi sahiplenmeye çalışır, ‘çocuk benim, bana ait’ derler.


Çocuk olmak, bir kere olur. Herkesin başına sadece bir kere gelir. Herkesin doyasıya, hakkıyla, baskılanmadan, istismar edilmeden yaşaması gereken bir deneyimdir.


Bugün 20 Kasım. Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamasının üzerinden 20 sene geçti. Bu yirmi senede bazı konularda (yenidoğan çocuk ölümleri) aşama kaydedildiyse de diğer birçok konu (çocuk işçiler, erken yaşta evlendirilen kız çocukları) ülkenin kanayan yaralarından olmaya devam ediyor.


Bugün Türkiye’de hala sokaklarda yaşayan, yaşıtlarının oyun oynadığı parklarda kağıt mendil satarak para kazanmaya çalışan, organ mafyası tarafından kaçırılıp kurban edilen çocuklar var. İnsanın parmakları acıyor bunları yazarken...


Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Tek bir çocuk bile mağdurken değil sadece bu ülkede, tüm yeryüzünde, ‘Kutlu olsun’ demek gelmiyor insanın içinden...


Ne zaman ki insana insan olduğu için değer verir, çocuk olmanın kıymetini biliriz... Ne zaman ki bu çocuklara, en temel hakları olan barınma-sağlık-eğitim imkanlarını verebilir, istismarın önüne geçebilir, çocuklara ifade özgürlüğü sunabiliriz.. İşte o zaman göğsümüzü gere gere ‘Çocuk Hakları Günü kutlu olsun’ diyebiliriz.


O zamana kadar, bugün ve her gün sesimizi yükseltmeliyiz.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.