"Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin"
Tarih, 3 Haziran 2013 Pazartesi. Saat, 23.09’a doğru ilerlemekte. Türkiye’nin her tarafında destek bulan Gezi Parkı protestoları Hatay’ın Armutlu Mahallesi’nde de devam ediyor. Demokratik bir tepkinin polis zoruyla bastırılmaya çalışılması, her yerde olduğu gibi Hatay’da da direnişin büyümesine sebep oluyor. Mobese kameraları kayıtta. Akrep adıyla maruf polis aracı, Gündüz Caddesi'nden Uğur Mumcu Meydanı'na doğru ilerliyor. Karlı bir kış günü katledilmiş bir demokrasi şehidinin adıyla anılan meydana doğru. Araç, Uğur Mumcu Meydanı’na varmadan önce, Yıldız Sokak’ın başında duruyor. Sokakta protestocular. Artık zihinlere kazınan ve asla unutulmayacak olan o meşhur sloganı atılıyorlar. 31 A 6297 plakalı Akrep, kendisine yaraşır bir soğuklukla sloganı dinliyor ve bekliyor. Korkak bir karanlık içinde.Belki de az sonra olacakları planlıyor.
Abdullah Cömert. 22 yaşında. Belen nüfusuna kayıtlı. Merkez ilçenin Gazi Mahallesi’nde ikamet ediyor. Mahallesi günlerdir direnişte. Abdullah, az sonra olacakları sezmiş sanki. Yüreği, aklı öyle söylüyor; tıpkı Twitter’da yazdığı gibi: “3 günde sadece 5 saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, 3 defa ölüm tehlikesi atlattım. Ve insanlar ne diyor biliyor musunuz? "Boş ver, ülkeyi sen mi kurtaracaksın!" Evet. Kurtaramasak da bu yolda öleceğiz. (O kadar yorgunum ki, 3 günde 7 tane enerji içeceği, 9 tane ağrı kesici ile ayaktayım. Sesim kısık vaziyette ama gene saat 6'da alanlardayım. Sadece devrim için.)" Abdullah, genç; Abdullah, inançlı; Abdullah, sadece güzel günleri özlüyor. Özlemekle de kalmayıp destek verdiği partinin gençlik kollarında çalışıyor. Genç olmak suç mu? İnançlı olmak, güzel günleri özlemek.
Tam 23.09’da, Akrep artık gençliğe tahammül edemiyor. İnanca… Güzel günlerin olası varlığına… Namlusunda çapı 30 mm., ilk hızı 75 m./sn., uzunluğu 115.5 mm. ve toplam ağırlığı 150 gr.olan bir gaz bombası fişeği taşıyan tetik, sinsice geriliyor. Ve iki el silah sesi. Namludan kurtulan gaz bombası fişeği, saniyede 75 metrelik bir hızla öldürmeye koşuyor. Gençliği, inancı, güzel günleri…
Fişek, Abdullah Cömert’in kafasına isabet ettiğinde, Akrep, adına yaraşır bir sinsilik ve korkaklık içinde karanlığa karışıyor. Karanlıkları çoğaltarak.
Abdullah, 23.35 sıralarındaağır yaralı olarak kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybediyor. Kayıtlara “Bir kişi, iki kişi, üç kişi, dört kişi polise şiddet uygularken ölüyor...” olarak geçiyor. Polise şiddet uygularken ölmek?
Valilik yaptığı ilk açıklamada, “Abdullah Cömert isimli vatandaşımız, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin açtığı ateş sonucu ağır yaralanmıştır.Yaralı vatandaşımız kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen…” diyor. Kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi?
Ve aylar sonra Adli Tıp, raporunu açıklıyor. Adli Tıp, Jandarma Genel Komutanlığı’nın “…kişinin ölümü gaz fişeğinin kafaya isabet etmesi sonucu oluşan kafatası kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiştir” raporuna dayanarak yaptığı açıklamada; “Kişinin kafasına gelen gaz fişeği çarpması sonucu yaralanması ile ölümü arasında illiyet bağı bulunmuştur.” diyor.
Rapor, valiyi yalanlar nitelikte. Artık her şey apaçık ortada. Akrep’in plakası, Abdullah Cömert’in hayatını kaybettiği saat, ölüm şekli… Geriye bir tek şey kalıyor:
Akrep yuvasına destursuz girecek gerçek bir kahraman!
YORUMLAR