Mevzu uzayacaksa nemfomanyaklar kabulümdür

Gündem bir süredir çeşitli hastalık adlarıyla dolu. Her yıl birkaç kere yakalandığımız gripten bahsetmiyorum. Zaten bizim yakalandığımız grip, birkaç yakınımız dışında kimsenin ilgisini çekmiyor. C vitamini al, su iç, meyve ye, antibiyotik kullanma. Gribi öyle ya da böyle geçirip gidiyoruz.


Kabataş olayları malumunuz. Hâlâ gündemden düşmüş değil ve kolay kolay da düşeceğe benzemiyor. Neymiş, 70-100 kişi arası, üstleri çıplak, deri giysili, kafaları bandanalı bir erkek güruhu, Kabataş’ta kocasını bekleyen başörtülü kadına saldırmış, onu ve bebeğini tartaklamış, bebeği tekmeleyip kadının başörtüsüne saldırmış, yetmemiş, bir de üzerine işemiş. Yani, yıllar önce Polis Akademisi adlı komedi filminde Mavi İstiridye Barı diye anılan barın müdavimleri toplaşıp Kabataş’a gelmişler, fanteziden fanteziye koşmuşlar. Daha ilk duyduğum anda gülüp geçtiğim bu fantezi, aylardır koskoca devlet adamlarının dilinde ve koskoca bir halkı da buna inandırmaya çalışıyorlar. Biz toplum olarak ne ara fantezi dünyasında böylesi marjinal bir düzeye eriştik ve bu fanteziyi sokaklarda gönül rahatlığıyla, hani tepelerden aşağı koşan vahşi atlar misali diyesim geliyor, yaşayabiliyoruz, bilmiyorum.


Bu konu üzerindeki anlamsız ısrar, olayın aslında hiç yaşanmadığı video görüntüleriyle ispat edildikten sonra, bazı köşe yazarlarını da harekete geçirdi. Çünkü hükümete yakın diyebileceğimiz bu yazarlar bile, olayın bir hayal ürünü olduğuna ve bahsi geçen kadının en hafif tabiriyle gerçekleri çarpıttığına kanaat getirdiler ki, başbakanı olayın içinden sıyırabilmek için bilimin inandırıcılığına sığındılar. Bu kez ortaya atılan iddia şu oldu: Olaylardaki sözde mağdur kadın, postpartum depresyonu geçiriyor olabilir. Buyurun size, anlı şanlı, bilimsel mi bilimsel, mantıklı mı mantıklı bir gerekçe. Hem de başbakanı tereyağından kıl çeker gibi konunun dışına çıkarabilecek kesinlikte. Nedir postpartum: doğum sonrası on gün kadar süren, annedeki endişe, üzüntü ve panik hali. Yani bahsi geçen kadın, bu depresyon yüzünden hayal görmüş olabilir. Ki, postpartum depresyonunda hastanın hayal görmesi gibi bir durum söz konusu değil. Kaldı ki bebek, bırakın on günlük olmayı, birkaç güne kadar yürümeye başlayacak. Ama olsun, biz yine de bir deneyelim. Oysa başbakan kendisi adına yapılan bu savunmaları da es geçip ısrarını sürdürdü, Adli Tıp Raporu’nu oramıza buramıza koydu, kadının beyanı esastır dedi, bunlar, ilahi kamerayı görmüyorlara kadar getirdi konuyu.


İşte o sıra başbakana da koydular teşhisi: Mitomani. Yani kısaca gerekli gereksiz yalan söyleme isteği. Buradan yola çıkarak başbakanın çocukluğuna inmeyi başkalarına bırakıyorum. Bu istek o kadar güçlü ki, kendisine yakın isimler ufaktan demir almanın vakti geldi bu tartışmadan derken, başbakan kanıtlara rağmen ısrarını sürdürüyor. Mitomanların bir özelliği de söyledikleri yalanlardan zevk almaları. Bu durumun onlara keyif vermesi. Başbakanın bu özelliği taşıdığını sanmıyorum. Zira kendisi çok uzunca bir süredir, özellikle de Kabataş olaylarındaki tavrıyla, bir nefreti büyütmeye çalışıyor. Kendisini inandırdığı şeye başkalarının da inanmasını bekliyor. İnanmayanlaraysa, ki bunlar kendi seçmeni olmayanlar, nefretle bakıyor. Buna üzülüyorum gerçekten. Çünkü kimse bu nefreti hak etmiyor. Burada sözü Victor Hugo’ya bırakıyorum: "İnsanlar yalan söylemek zorunda kaldıkları kişilerden nefret ederler."


Umarım önümüzdeki günlerde şu Kabataş olayı kapanır da millet olarak şu incir çekirdeğini doldurmayan tartışmadan kurtulup bize gerçekten faydası olan verimli tartışmalara geçebiliriz. Ha yok diyen olursa, en azından yeni bir tartışma başlatayım: Bir düşünün, Gezi olayları sırasında 60-70 kişilik bir grup nemfomanyak, Şişli’den Harbiye’ye doğru çırılçıplak koşmak suretiyle ve önüne gelen erkekleri kötü emellerine alet ederek…





YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.