Bir evlilikten manzaralar
Unutmuşum. Çizgili pijamalı erkekler yaşardı bir zamanlar evlerde. Sevdiğim bazı yazarların ya da bir uzak akrabanın hastane yatağında 'şimdi biraz daha iyiyim' pozları... Üzerlerinde siyah beyaz çizgili pijama.
Penceredeki orta yaşlı adamı görünce hatırladım. Dirseklerini denizliğe dayamış, elinde sigara, dışardaki biriyle konuşuyordu. Arada bir nefes... Sonra kaldığı yerden...
Hafta sonu bir düğüne davetliydim. Düğün. Yani evlilik. Gidip gitmeme düşüncesi, kafamda pijamalı adamla karıştı. Evlilik, bu çizgili pijamaydı işte. Camdan dışarı bakmayı anlatıyordu ama dışarı çıkmayı anlatmıyordu. Arada bir nefes alıyordun, geleni geçeni seyredip birkaç laf ediyordun. Sonra pencereyi kapatıp evliliğe devam. Bir de pembe geceliklisi vardı bu işin. Ansızın bastıran sağanak yüzünden balkondaki çamaşırları toplamaya çıkardın. Sabah sabah... Kediler sığınacak yer ararken... Akşamüstüyse ocağa yemeği koyduktan sonra, kısa bir mola. Bu kez denizlikteki saksıların arasına iki koca meme sıkıştırırdın. Gözlerin uzaktaki bir noktaya dikilmiş. Kim bilir neler geçerdi o an aklından.
Bu muydu evlilik? Buydu tabii. Nesi kötüydü ki bunun. Adama baktıkça bir sıcaklık yayıldı içime. Çizgili pijama, pembe gecelikle bir ömür demekti. Bir ömür ama içinde güzelliklerle birlikte her türlü musibeti barındıran. Tıpkı o Türk filmlerindeki gibi. Çocuklar büyürdü, okullara giderdi, paralar yetmez, mesailer uzardı, büyüğü evlenmeye kalkardı. Ama olsun. Bir arada olduktan sonra her şeyin üstesinden gelinirdi. Çünkü çizgili pijama Münir Özkul’du, pembe gecelik Adile Naşit.
Adam sigarasından son nefesini çekti. Bir fiskeyle izmaritini sokağa fırlattı. Bu kadar havalanmak yeterdi. Pencerenin önündeki adamla vedalaştı. Camı kapatıp içeri girdi. Evliliğe kaldığı yerden devam etmek için.
Ben düğüne gitmeye karar verdim. Aklımdan evlenecek çifte şunu söylemeyi düşünerek eve yürüyordum: Bakın gelinle damat! Size iki çift lafım var. Koskoca insanlarsınız. Paranız, pulunuz, her şeyiniz var. Yakışır mı size evlenip de mutsuz olmak? Ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş Erkut Usta, eğer mutlu olmayacaksanız ve çizgili pijamayla pembe geceliğe evet demeyecekseniz düğününüze gelmem, gelmem anlıyor musunuz ve dönüp arkama bakmam bile.
YORUMLAR