Bırakın doğumu bebeğinizin ciğerleri başlatsın

ABD’deki Texas üniversitesi Güney Batı Tıp Merkezi’nde yürütülen bir çalışmaya göre; bebeğin akciğerleri yeterince geliştiğinde, amniyotik sıvıya doğumu başlatan bir sinyal yolluyor. Araştırmaya göre, bebeğin akciğerinin salgıladığı bir protein, doğumu başlatan bir dizi kimyasal prosesin başlangıcı oluyor.

Sezaryen mi, doğal doğum mu, müdahaleli vajinal doğum mu? Bu kararı alacak olan annedir. Aldığı kararda hem aile bireyleri, hem doktoru, anneyi sonuna kadar desteklemelidirler. Hiçbir neden olmaksızın sezaryen talep etmek annenin hakkıdır. Ama bu noktada çizgiyi bir yerde çekmek gerekiyor. Sezaryen olabilirsiniz ama lütfen gün ve saati belli planlı sezaryen olmayın. Bebeğe saygılı bir sezaryeni tercih edin. Bebeğe saygılı sezaryen demek, doğum sancıları başladıktan sonra sezaryen olmak demek. Doğum filmlerde gördüğümüz gibi bir anda olan bir şey değil. İlk sancıyla birlikte hastaneye gidebilir ve hemen sezaryeninizi olabilirsiniz. Anne karnındaki bebeklerin en son ciğerleri gelişiyor. Hiçbir doktor bebeğin ciğerlerinin dünyaya kavuşmaya hazır olup olmadığını bilemez. Bu nedenle de, bebekten “hazırım” sinyali gelince sezaryen olmak bebeğe saygı göstermek anlamına geliyor.

Artık hepimiz biliyoruz ki bizim memlekette doğal doğum yapmak son derece güç. Neden derseniz, sağolsun doktorlarımız doğal doğurmamıza izin vermiyorlar. Doktor biraz yurtdışı görmüş, orada aymış olacak ki size doğal doğurma şansını versin. Yoksa cerrahi müdahaleli doğum kaçınılmaz. Karnınızı kesmeseler vajinanızı kesiyorlar. Hiçbir medeni ülkede rutin epizyotomi kalmadı. Ama bizde doğal doğum adı altında hala çok sayıda tıbbi müdahaleli vajinal doğumlar yapılıyor.

Ladin’e hamileyken ilk doktorumuz doğal doğumdan yana diye bilinen çok tecrübeli bir doktordu. Artık son dönemece girilip doğum konuşulmaya başlanınca, doktorumun doğal doğumun bir hayli doğal olmayan tıbbi müdahaleleri içerdiğini anladım. Bu vakitten sonra da doktor mu değiştirilir derken hemen her hamilede gözüken, olayın doğasında olan küçük bir sağlık sorunum oldu. Doktorumuz hemen sezaryene karar verdi.

Hal böyle olunca, 36’ncı haftada doktor değiştirdim. Ladin’i Kübra Taman 42’nci haftada sezaryen ile doğurttu. Neden derseniz, yarım plesenta previam vardı, bebek kafasıyla doğum yolunu açar diye umduk ama olmadı. Zaten açınca Kübra Hanım düşündüğünden daha tam bir previa olduğunu gördü. 38’inci haftadan sonra sık sık ultrasonla kontrol edildi. Ladin rahttı, amniyotik sıvı iyi durumdaydı. Sonuna kadar Ladin’in doğumu başlatmasını bekledik. 42’nci haftada sezaryen günümüzden 1 gün önce sancılandım ama rahim ağzım 2 cm açıldı ve doğum durdu. Bebek zaten akciğerlerimin oralarda geziniyordu. O noktada sezaryen kararını aldık.

Türkiye’de doktorlar gece yarısı sıcak yataklarından kalmak istemiyorlar, anneler de sezaryene fönünü çektirip gitmek istiyor. Bebekler dünyaya 38-39 haftalıkken kavuşuyor. Hele ki ilk doğumlarda 40-41 haftada doğum yapmak gayet doğal. Halbuki Ladin gibi 42’yi bulduğunuzda genelde artık bir sıkıntı olmuş oluyor. Daha uzun bekleyip doğal doğuran var mı onu hiç duymadım. Ama belki de böyle vakalar da vardır, bilemiyorum.

Hamileliğin son haftaları sıkıntılıdır, insan bebeğini bir an önce kucağına almak ister. Sezaryen olmak istiyorsanız en doğal hakkınız ama lütfen bebeğinizin ciğerlerinden gelecek sinyali bekleyip öyle sezaryen olun.