Sosyal medyayı üretenler ve sosyal medyayı tüketenler
Ladin’in babası, bu yaz Ladin’i ABD’de bir yazılım kursunu yazdıracağını söyleyince bir an yerimden sıçradım. Öncelikle Ladin’in 7 yaşında olduğunu belirtmek isterim. Gerçekten de 7-8 yaşından itibaren çocuklar için bu tür kısa eğitimler, atölyeler varmış. Duyunca çok şaşırdım. “Ya ne yazılımı biz çocukları teknolojiden uzak tutmak için uğraşırken” falan derken, babasından şöyle bir açıklama geldi.
“Sen teknoloji tüketiminden uzak tutmaya çalışıyorsun. Türkiye’de teknoloji sadece tüketiliyor, çocuk teknolojinin sadece tüketilen bir şey değil aynı zamanda üretilen bir şey olduğunu üstelik teknolojiyi üretmenin tüketmekten daha zevkli olduğunu görsün istiyorum.”
Bu açıklamaya hak vermeden edemedim. Bizim teknoloji ve çocuk dendiğinde tüylerimizin diken diken olmasının nedeni çocuklarımızın ipad ekranlarında beyinlerinin ve ruhlarının cızırdıyor olmasın kaynaklı. Bu teknolojinin üretilen bir şey olduğu fikrinden fersah fersah uzaktayız. Hepimizi homini gırtlak pufidi kandil ekolünün neferleri olarak üretim aşamasına en ufak bir ilgi bile duymuyoruz. Hayatımıza yön veren en büyük etken hakkında tamamen bi haberiz.
Sosyal medya elbette tamamen böyle değil. Sosyal medyadaki içerik üretimi ruhu itibariyle kolektif. Ama gene de orada bile bariz bir çizgi var. Bir kısım insan sosyal medyayı üretirken daha büyük bir kısmı daha ziyade tüketiyor.
Her durumda olduğu gibi burada da iki yönlü bir alışveriş var. Üretenler sosyal medya içeriğine yön veriyorlar ama tüketenler de tüketmekten gelen güçleri ile içerik üretimini hiç olmadığı kadar çok etkileyebiliyorlar. İtibar edilmeyen bir tarz post, hakkın rahmetine kavuşuyor. Tüketicinin ilgi gösterdiği tarzda içerikler pıtrak tarlası gibi ortalığı sarıyor. Bazı tutumlar hemen moda oluyor. Mesela; bu aralar içten olmak, doğal olmak çok moda oldu. Etraf hemen pıtrak tarlası gibi doğal insan doldu.
“Halka” yakın duran içerikler iş yaparsa çok sayıda halka yakın içerik üreticisi ortaya çıkıyor. İnsanlar hiç ulaşamayacakları zengin hayatları izlemek istiyorsa, zenginlik içerik dünyasında parıl parıl parlıyor. Özetle herkes sonunda hak ettiği sosyal medyayı yaşıyor.
Anlık paylaşımlar, canlı yayınlar artıkça içerik ne demek resmen anlamı değişti.
İçerik nedir? Gerçekten büyük bir içtenlikle soruyorum.
Bir kadının, “şimdi kuaförden çıktım saçıma balyaj attırdım, çocukları okuldan almaya gidiyorum, tam giderken arkadaşım aradı, bakkala girdim yoğurt aldım” şeklindeki paylaşımı bir içerik midir?
Bu paylaşımının tüketiliyor olması onu içerik yapmaya yetiyor mu? Dahası bu paylaşımı insanlar neden tüketiyorlar ve Tanrım acaba daha neler göreceğiz?
Kafamda deli sorular. 1 Kasım 2017’de Dijital Topuklar’da hepsini masaya yatıracağız. İçerik hala kraliçe mi? Bence evet. Ama kendisi biraz etkileşimin tecavüze uğramış olabilir.
YORUMLAR