Ya kadın kadının kurdu değilse?

Bana kadınlardan gelen mesajlardan anlıyorum ki; sizi ayağının altında ezmekte olan atmosferin en büyü savunucuları, anneler, kayınvalideler, ablalar hatta arakaşlar. En büyük merhametsizlik en yakınlarımızdan geliyor. Kendine merhametsizlik bir süre sonra çevreye merhametsizliğe dönüyor.


Lohusayken kenimi güçsüz ve çaresiz hissediyordum. Bir kadına “çok zorlanıyorum” dediğimde “Aaa bu çocuğa mı bakamıyorsun, sen buna bakamıyorsan oyuncak bebek bile bakamazsın” demişti. Bir başkasına sütüm yok dedim, “Ay benim memelerimden duvara fışkırıyordu” diye anlatmaya başladı. Ama tüm bunları yapmayan ve bana sarılıp “geçecek” diyen kadınlar da vardı.


Bir doğal hayat belgeseli açın, orda temel iki dinamik vardır: Hayatta kalmak ve kendi soyunu devam ettirmek. Canlıların birbirleri arasında ise iki dinamik vardır; haset ve rekabet. Hayatta kalmak istemek ve bunun için hem başka türlerle hem kendi türdeşlerimizle rekabete girmek bizim doğamızın en ilkel ve en eski kısımları. İnsanı tüm diğer türlerden ayıran özellik ne biliyor musunuz? Hayal etme ve işbirliği yapabilme kapasitesi. Bugün içinde yaşadığımız kültür denen şeyi biz insanlar hayal gücümüz ve işbirliği becerimizle yoktan var ettik.


Bir gün psikiyatrist Erdoğan Çalak, kadınlar arasındaki haset enerjisinden bahsediyordu. Mutlak ve değişmez bir şey gibi kulağa gelmeye başlayınca Erdoğan Bey’e bir soru sordum. Ben de bir zamanlar kendi kadın ilişkilerimde bu rekabet ve haset duygusunun varlığını baskın bir şekilde hissederken, artık bunları duygu geçişleri şeklinde yaşıyordum. Duygu zaman zama kendini gösterse de eyleme dönmüyordu. Bir grup kadınla dayanışma, merhamet ve sevgi temelli bir ilişki kurabilmiştim. Erdoğan Bey bana şöyle yanıt verdi: “Siz artık kız çocuğu değilsiniz, büyümüş kadın olmuşsunuz.”


Doğamızın ilkel kısımları bizi hayatta tutmak için iş başında olmaya devam edecek. İnsan olmak demek bu ilkel kısımların üzerine çıkarak bam başka var olma şekilleri aramak ve bulmak demek. Hadi önümüzde örneği olmayan şeyi yapalım. Kendimize merhabet etmekle kalmayalım. En yakınımızdaki kadınlara da merhamet edelim. Onlara sarılıp “geçecek” diyelim.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.