Yeni senenin her anına hakkını verme sanatı
Yeni seneye girerken büyük kararlar vermeyi, büyük amaçlar belirlemeyi sevmiyorum artık. Eskiden yapardım, hatta hepsini teker teker yazardım ama sonra fark ettim ki bu bende gereksiz bir baskı yaratıyor. Listedekilerin hepsini yapamazsam kendime kızıyorum, ve içten içe suçluluk duyuyorum. Şimdilerde içime dönüp kararlar alırsam bunlar daha çok duygusal anlamda kendimde yapmak istediğim değişiklikler hakkında oluyor.
2014’ün son günü de uzun,huzurlu bir meditasyon yaptım ve iç dünyamda nelere ihtiyaç duyduğumu iyi kötü belirledim. Bunlardan birisi ‘hayati önem’ taşıyor. Hala tam anlamıyla yapamadığım bir şeyi bu sene başarmaya niyetliyim. Artık tam anlamıyla, dolu dolu anı yaşama konusunda ustalaşmak istiyorum. Bu kez iddialıyım.
Kadınların bunu daha zor başardığı bir gerçek. Ben de hormonlarıma,genlerime yenik düşüyorum bazen. Geçmişe takılmaya, endişelenmeye, ‘kurmaya’ eğilimliyim. Çok şükür ki bu hallerim uzun sürmüyor. Her gün meditasyon yapmasam ve hep enerji çalışmalarıyla haşır neşir olmasam işim daha zor olurdu, biliyorum. Eğer ‘farkındalığım’ gelişmiş olmasaydı duygu sellerimi fark etmem daha uzun zaman alırdı ve sürüklenir, savrulurdum gereksizce.
Ama yine de anı yaşama konusunda henüz istediğim kadar gelişmiş olmadığıma karar verdim. Bu sene daha da çok sahip çıkmak istiyorum tüm anlarıma. Sonuçta hayat o anların toplamından başka bir şey değil çünkü. Yeni senedeki tüm anlarımdan ben sorumluyum. İşte o yüzden de;
Gereğinden çok ilgi göstererek geçmişi şımartmayacağım.
Geçmişte verdiğim kararları, attığım adımları, yaptığım seçimleri, ayırt etmem zaman alan yanlışları kafamda evirip çevirmeyeceğim artık ki içinde bulunduğum anlardan çalamasınlar ..Yaşanan tüm deneyimlerden almam gereken ne ders varsa almış olduğumu bilmemin verdiği güvenle devam edeceğim ve ‘eski ben’i bugünkü halimle kıyaslamayacağım. İz bırakan zorlukları baz alıp da yaşadığım güzel anlara gölge düşürmelerine izin vermeyeceğim. Kalbimi kıran, beni üzen insanları belki unutmayacağım ama kalbimde affedeceğim, onların ağırlığını bu an yüreğimde taşımayacağım.
Bu arada ‘geçmiş’ten bahsederken çok gerilere gitmeye de gerek yok. Bir saat önce yaşadığım bir hayal kırıklığı dahi ‘geçmiş’ sayılıyor sonuçta. Gün içinde gelişen tatsızlıklarda da bu perspektifimi kaybetmemeye çalışacağım, yapılması gereken bir şey varsa yapacağım ve yeri gelince o konuyla ilişkili tüm duyguları ‘köküne kadar’ yaşayacağım ama sonra o günümü ya da gece uykumu mahvetmesine izin vermeyeceğim.
Geleceğe ‘geniş bir yürekle’ güvenle ve umutla bakacağım.
Ters giden bir şeyler olduğunda oturup da gelecekteki olasılıklarla ilgili bin türlü senaryo yazmayacağım. Unutmayacağım ki ‘Hayatın değişmeyen tek gerçeği sürekli değişiyor oluşudur.’ O yüzden de şu anda olanlara bakıp yarınlara ilişkin kesin yargılarda bulunmayacağım. Olası mutsuzlukları ve karmaşaları önlemek adına kişileri ve olayları ‘çaktırmadan’ kontrol etmeye çalışmaktan tamamen vazgeçmeye çalışacağım ve kendimi biraz daha fazla ‘hayatın akışına’ bırakmayı deneyeceğim. Korkularla, şartlanmalarla, etrafın ‘dolduruşlarıyla’ yarınlara dair kendi şevkimi kırmayacağım. Her şey yolunda giderken ‘çok gülme ağlarsın’ zihniyetiyle gülmeyi kesip de bu anki mutluluğumdan tedirgin olmayacağım.Gelecek elbet gelecek, ben de o ‘geldiğinde’ neşeli, güçlü, huzurlu olmak için bu anı en güze l şekilde yaşayacağım. İçimdeki ışık,kalbimdeki sevgi ve şevkat büyüdükçe, korkusuzluğum, iyimserliğim, rahatlığım ve dinginliğim etrafıma da yayılacak ve tüm dünyamı aydınlatacağım. Ben böyle bir sene istiyorum.
Size de nice mutlu anlar diliyorum…
YORUMLAR