Bir beyden gelen ses…

Oh be...


Bayılıyorum erkeklerden bana eleştiri, öneri, fikir ya da herhangi bir tepki geldiğinde…


Şimdi size bir okurumun yazısını iletmek istiyorum:


“Yürü be Meltem yazını okudum. Güzel yazmışsın. Her zaman yumuşak, yalın ve "hedef" odaklı yazılarını zevkle okuyorum.


Yaş farkı ve ilişki özellikle toplumda göz önünde olan kişiler olunca gündeme gelir.


Ve genellikle hep kadın gözünden yorumlar yapılır.


Erkek pek konuşmaz.


Ben biraz da erkek gözünden bakmaya çalışayım. Yazında bir tek "enerji" konusuna bağlamışsın gibi geldi. Bu zaten kadın gözünde belli bir süre sonra kafasını çok uğraştıran bir sorun oluyor.


Özellikle 40 yaş sonrası birçok insan mutlu beraber yaşlanacak bir "eş" arıyor ve bu problem oluyor.


Bir erkek peki kendinden büyük bir kadında ne arar?


Ben diğer ilişkilerde aradığımdan farklı bir şey aramadım. Zaten ilk ilişki başladığında bunları iki taraf da düşünmüyor sonra "ya biz ne olacağız?" sorusu gündeme geldiği anda başından beri kafasında olan soruyu gündeme getiriyor.


Benim uzun süreli böyle iki tane ilişkim oldu. Biri Türkiye’de, biri yurt dışında bir kuzey ülkesinden…


Türkiye’de kaçak kaçak yaşamaya çalıştığımız bir ilişki oldu.


Benim üniversite öğrenciliğimde parasızlık, farklı kentlerde yaşama gibi ilişkiyi daha sorunlu hale getiren etmenler de vardı.


Ama en büyük sorun onun arkadaşlarından gelmişti. Bunu hiç anlamamışımdır. Hiç şans vermeden boğmaya çalışmışlardı.


Diğer ülkede tam tersi bütün aile ile yaşadığımız bir ilişki oldu. Orada toplumdan bir baskı görmedik. Baskı biraz Türkiye’ye gelince oldu.


Bir de herkes yabancı ile ilişkiye "yurt dışı hayat sigortası" gördüğü için, olayı çok kötü bir şekle soktu.


Bence bu ilişkilerde sorun gelecek konusunda oluyor. Ben halen iki eski kız arkadaşımla görüşüyorum. İlişkilerimizi onlar bitirdi. Aynı neden "biz ne olacağız?".


Ama toplumda böyle çok ilişki var. Mutlu uzun süreli beraberliği sürdürebilen az sayıda çift var.


Evet, farklı bir şey aramamıştım. Aslında bir şey de aramamıştım. Birden başladı. Hiçbir şey düşünülmeyen günler…


Eğitim dönemim bitince iş hayatım önce tatilde başlayıp Ankara’da geçti. Ankara 25 sene önce daha küçüktü. Gidilen her yerde "biz bile" birini görüyorduk.


Böyle olunca ve onun arkadaşlarından inanılmaz tepkiler gelince benim grubuma kaydık.


Bu çok önemli bir sorun. Hiç kimsen olmuyor. Arkadaşlarından biri “ben denedim, olmuyor boşuna üzülme” tepkisi vermişti.


Ben onu her yönüyle beğenmiştim. Komik bir kadındı, meraklıydı.


Benim bulduklarım neydi?


Yaşa rağmen insanın içindeki çocuk büyümüyor. Korkularla beraber neşeli çocukluklar kalıyor.


Bu aslında inanılmaz güçlü sandığın insanların içini öğrenince ne kadar güçsüz olduklarını, sevgiye aç olduklarını anlıyorsun.


Ben hep onların bende ne bulduğunu merak ederdim önceleri sonra insanın içinde pek büyümediğini anlayınca bu sorunun yanıtını buldum.


Aslında genelde düzenden ortamdan sıkılma sonrası boşlukta gezerken karşılaşan iki kişi…


Önce hayır olmaz diye düşünüyorsun sonra hoşuna gidiyor. Güzel, hayatta başarılı güçlü bir kadın…


Sonra aslında dediğim gibi "yalnızlar rıhtımında olan bir ruh", aynen benim gibi…


Gelecek endişesi her zaman var oluyor.


Senden yaşlı biri seninle yaşlanmaktan korkuyor. Daha doğrusu sana güvenmiyorlar, güvenemiyorlar.


Çocuklukta öğretilenler zor unutuluyor; "10 sene sonra beni istemezsin!"

Acaba hep güvenli bir liman ben mi aradım? Pek sanmıyorum. Benden daha yaşlı biriyle olmaktan değil ama farklı bir kültürden gelen biriyle olmaktan çok şey öğrendim. Kendim hakkında bile...


Çok teşekkür ederim kendisine.


Biraz erkek tadı da değmiş oldu böylelikle…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.