Kâbus gibi yolculuk!

Geçen haftalarda çocuk ağlamalı bir yolculuğum daha oldu.


Dönüş uçağımız da bir bebek, uçağın kapısı kapanır kapanmaz başladı ağlamaya. Annesi çocuğu havalara atıp tuttukça, daha beter ağlamaya başladı. Sonra baba kucağına alıp sinirden küfür etmeye başladı.


Kendi bebeğine, ağlıyor diye küfür eden bir baba!


Büyük olasılıkla bir film de filan görmüşler; ağlayınca, sallayınca susar diye bu yönteme başvuruyorlar. Susmayınca çocuğu neredeyse sarsmaya başladılar çenesini kapasın diye.


Cehaletin dibi bir anne-baba!


Sinirlenip, daha beter ağlatıyorlardı zavallı bebeği.


Çok basit bir çözümü vardı sesini kesmenin aslında, uykusu geldiği için ağlıyordu ufaklık.


Uykunuzun geldiğini ve gözleriniz kapandığı halde birileri tarafından dürtüldüğünüzü düşünün, siz de ağlardınız.


Bütün uçak gerildi tabii, herkes söylenmeye başladı.


Uçak havalanıp kemer ikaz ışıkları sönünce, yolculardan Arzu Kaprol yerinden kalkıp olanca nezaketiyle, “Bizim de ikizlerimiz var, çok seyahat ettik. Biraz gezdireyim isterseniz” diye bebeği kucağına aldı ve 3 saniye içinde bebek sustu.


Çünkü o an zıplatılmasını değil, sırtının sıvazlanıp rahatlatılmasını istiyordu ufaklık.


Bu basit sorunu bile anlayamayacak, en fazla 20 yaşın da olan anne-babanın yapacağı iş bu kadar oluyor işte!


Ufacık bir pürüzü bile sinirle karşılayan aileler sorunlu nesiller yaratıyor. O sırada bebeğe sinirlenmenin, tepki vermenin işe yarar bir durum olmadığını bilmiyorlar.


Evet herkes evlenip yuva kursun, çoluk çocuğa karışsın da; hadi bakamadığınız evcil hayvanları sokağa atacak kadar gaddar olabiliyorsunuz, peki çocuklarınızı ne yapacaksınız?

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.