Rahat bir doğum için…
Doğumda ağrıyı kesmeye çalışmak aslında doğumun doğal sürecine aykırıdır. Öncelikle bilinmesi gereken şey, tüm süreçte yaşanan fiziksel yoğunluğun ( ağrı, sancı, dalga, basınç nasıl ifade etmek isterseniz) bebeğinizle sizi birbirinize kavuşturacak olmasıdır.
Doğal doğum sürecindeki anne sancılarla savaşmak yada onu anestezik maddelerle yok etmeye çalışmak yerine, doğum öncesi ilaç dışı ağrı kesicileri ve nefes tekniklerini öğrenerek doğumda uygular, sancılarla uyum içinde akar, bedeninden yükselen hisleri takip eder ve kesintisiz fiziksel, duygusal destek alırsa hiçbir ağrı kesiciye ihtiyacı kalmadan kolaylıkla bebeğini dünyaya getirir.
Doğum sürecindeki sancıları hissetme algısı en basit olarak iki şekilde daha yüksek hissedilebilir. Birincisi fiziksel durumlardır. Bunları da ikiye ayırmak isterim. İlki bebeğin pozisyonundan kaynaklanan yoğun hisler ve ikincisi annenin fiziksel konforundan kaynaklanan yoğun hislerdir.
Bebeğin doğum için en uygun pozisyonu başının aşağıda olduğu ve yüzünün annesinin omurgasına baktığı pozisyondur. Bu pozisyonun dışındaki duruşlarda, çatı darlığı, iri bebek ( kime göre iri?) denilen durumlarda doğum sürecine giren bebeklerin anneleri, doğumda daha yoğun baskılar, sancılar hissedebilir ama bu durumlarda dâhil doğal doğum yapan pek çok anne bebeklerini sağlıkla kucaklarına almışlardır... Zaten doktorları bu konuda gerekli bilgileri doğum öncesi aileye verecektir.
İkincisi ve bence en sık karşılaştığımız annenin fiziksel konforunun, doğumdaki hareket özgürlüğünün gereksiz yere elinden alınmasıdır. Bence en önemli nokta burasıdır çünkü yukarıda saydığım fiziksel durumlardan kaynaklanan yoğun hislerin en aza indirgenmesi, anneye hareket özgürlüğünün sağlanmasıyla gerçekleşebilir.
Doğuran kadın hareket edebilmelidir ki sancılarla, baskılarla, vücudundan yükselen ve hayatında ilk defa karşılaştığı hislerle akabilsin. Onlarla arkadaş olup, bebeğini kucağına almak için bedeniyle uyum içinde çalışabilsin. Bedeni ve ruhu nasıl istiyorsa öyle davransın, o sesleri çıkartsın.
Doğuran kadın özgür olmalıdır aynen doğadaki hayvanlar gibi...
Ve gelelim duygusal durumların, bilinçaltından yükselen seslerin, bilgisizliğin yada yalan yanlış, kulaktan dolma bilgilerin yarattığı duygularla yükselen sancı algısına. Aslında tüm bunlarla başa çıkmak için doğum hakkında doğru bilgilenmek yeterli olabilir veya kendi içinizdeki duyguları kazmak, belki de uzun zamandır unuttuğunuz beden farkındalığınızı yeniden hatırlamak için ilk adım bir doğuma hazırlık kursuna gitmek olabilir. Bilgi tüm korkuların ilacıdır!
Doğum hakkında yeterli bilgiye sahip anne ve baba doğumu artık korkulacak, her an bir komplikasyonla karşılaşılacak fiziksel zor bir süreç yerine, beraber el ele vererek ve önce kendilerine güvenerek, paylaşarak geçirecekleri bebeklerinin ilk doğum günü olarak görebilirler. Evet, doğurmak zordur ama bilgili anne, baba artık içlerindeki gücü uyandırmış ve doğurmak için hazırlanmaya başlamışlardır.
Unutulmaması gereken çok önemli bir nokta daha var, o da doğumun sadece fiziksel bir deneyim olmadığıdır. Doğuran kadın sadece bedeninden bir bebek çıkartmaz aynı zamanda kendi ruhundan bir anne yaratır. Tüm doğum sürecinde duygular, bilinçaltında uzun zamandır uyuyan, kendinize bile söyleyemediğiniz düşünceler, korkular ortaya dökülebilir. Doğum öncesi doğurmak, anne olmak, kadın olmak ile ilgili duygularınızı bir gözden geçirin. Belki sizi rahatsız eden hisler, duygular vardır ve doğum öncesi ufak bir psikolojik destekle, artık ihtiyacınız olmayan hisleri özgür bırakarak doğuma duygusal olarak ta hazırlanabilirisiniz.
YORUMLAR