Gebeliğimin 41. haftası

Günlerden cumartesi. Artık 41. haftamda olduğum için doktorum gün aşırı NST çektirmemi istiyor. Neyse ki NST günüm yarın. Bugün hastaneye gitmeyi dert etmeye gerek yok.


40. haftayı geçtikten sonra artık bebeğimizi biraz daha sık kontrol ediyoruz. Maşallah kendisinin keyfi pek yerinde. Suyu iyi, kalp atışları iyi. İçerisi rahat geldi sanırım. Her şeyimiz hazır, Çınar’ımızı bekliyoruz.


Her sabah bugün de doğurmadım diyerek uyanıyorum. Aslında rahatım. Doğumun bebeğim hazır olduğumda başlayacağını biliyorum fakat artık bebeğime kavuşmayı istiyorum. Bitsin bu bekleme hali.


Bir de kontrol telefonları var. Mesela annem. Güya çaktırmıyor ama onun her sabah düzenli aramalarını “alo”dan önce direkt "doğurmadım anne" diyerek açıyorum. Bunun dışında çevremdeki herkes rahat. Öyle arayıp sen hala doğurmadın mı diye daraltan yok. Aslında annemin merakını perçinleyen birkaç haftadır cumartesi gecesi onlarda kalmayışımız. Normalde bir programımız yoksa cumartesileri annemlerde kalırız fakat ben orada kaldığımız bir gece doğumum başlar diye endişelendiğim için gitmiyoruz. Daha önceki haftalarda yazmıştım doğumda eşim, ebem ve doulam dışında kimseyi istemiyorum. Annemlerde doğumum başlarsa yakayı kurtaramayacağıma eminim.


Bu devasa cüssemle gece uykularım iyice zorlaştı ama uykusuz geçen hastalık gecelerinin ardından bu sıkıntılar şeker tadında geliyor. Yatağın her yeri yastık dolu. Sağdan sola dönmem bir seremoni edasında. Bunun yanında herkesin tavsiyesi şimdi uyuyabildiğin kadar uyu, bebeğin doğduktan sonra uyuyamayacaksın olunca elimden geleni yapıyorum. Laf aramızda bu felaket tellallığına da az biraz sinir oluyorum. Bakalım yaşayıp göreceğiz…


41. haftama girdiğim için bebeğimize kavuşmamıza az kaldığını biliyorum. Öyle ya da böyle Çınar bir şekilde doğacak ve bu son serbest zamanlarımı en sevdiğim, yapmaktan keyif aldığım şeylerle geçirmek istiyorum. Efenim bu bağlamda, belki bebeğimin karnımda olduğu son cumartesi gecesini bir burger party ile şenlendirelim dedik ve saat çok geç olmadan, güneş batmadan mahallemizdeki en sevdiğim kasapta birer cheeseburger ve patates gömdük. Ardından kısa bir yürüyüş bile yapamadan (zira bu bacaklar artık bu gövdeyi taşımıyor) eve döndük. Televizyonda bir şey yok, biz de en sevdiğim şeylerden biri olan “yatak odasında dizi keyfi” olayına girdik. İnternet üzerinden yayınlanan Türk yapımı bir polisiye diziye başladık. Zaten toplam sekiz bölüm olan diziyi Çınar doğmadan bitiririz derken hafif bir kasılmam oldu. Sonra tuvalete çıktım. Affedersiniz çırçır olmuşum. Tabii ben de şimşekler çaktı. Dizi arası birkaç kasılma ve her defasında tuvalet. Beklenen gün bugünmüş. Ve işte doğumum başlıyordu…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.