Umudumuz anne dostu hastaneler!
Belki dikkatinizi çekmiştir, bazı hastaneler bebek dostu olduklarını belirtirler. Bu ne demektir? O hastanelede doğum yapacak anne adayları hamileliklerinden itibaren anne sütü ve emzirme konusunda bilgilendirilecek, doğumdan hemen sonra güncel bilgilere sahip sağlık personelinin desteğiyle annelerin bebeklerini emzirmeleri sağlanacak ve emzirme konusunda her türlü destek verilecek demektir.
Kulağa hoş geliyor ama dikkat edin bu hastaneler bile en ufak sorunda bebeklere mamayı dayıyor, doğum sonrası anne ve bebeği birbirinden ayırıyor, dolayısyla ilk emzirme, ten tene temas kesintiye uğruyor. Emzirme pozisyonları konusunda güncel bilgilere sahip olmayan sağlık personeli (herkes üzerine alınmasın, eminim kendini geliştirmiş, mesleğini seven kişiler de vardır) memeyi bebeğin ağzına tıkıştırarak, emzirme deneyimini zorla tıkıştırma deneyimine dönüştürüyor...
Bebek dostundan sonra "Anne dostu hastane" kavramı karşımıza çıkıyor. Doğumun normalleştirilmesi, kadının mahremiyetinin ve doğumdaki özgürlüğünün tekrar kendisine verilmesi, anne, bebek bağlanması ve uzun süreli emzirme deneyimi için harika bir girişim. Pilot bölgelerde uygulamaya koyulmuş, bakalım ülke genelinde ne zaman devreye girecek.
Şimdi size bir hastanenin anne dostu olması için hangi kurallara uyması gerektiğini yazıyorum.
Dikkat!
1- Doğum yapan anneler yanlarına eşlerini, doğum destekçilerini, partnerlerini, arkadaşlarını, aile üyelerini alabilecek ve onlardan duygusal ve fiziksel destek alma imkanı sağlanacak. WHO' nun (Dünya sağlık örgütü) kılavuz kitabında doğumu yöneten sağlık personellerine öngörülen, kanıta dayalı uygulama adımları;
- Doğum kendi başlayacak.
- Doğum boyunca anne adayının hareket özgürlüğü olacak.
- Doğum boyunca anne adayına duygusal ve fiziksel destek verilecek.
- Gereksiz her türlü müdahaleden kaçınılacak.
- Doğum sırasında sırt üstü yerine diğer pozisyonlar desteklenecek.
- Doğum sonrası anne, bebek bir arada kalacak.
Sağlıklı anne ve bebekler mümkün olan en az girişim ile güvenli bir şekilde doğum eylemini gerçekleştirecek.
2- Kurumlar bakım uygulamalarını, prosedürlerini, girişim ve sonuç oranları dahil istatistiki bilgileri topluma doğru ve eksiksiz olarak duyuracak.
3- Annelerin etnik kökenleri, inanışları, kültürleri, değer ve geleneklerine duyarlı bakım sağlanacak.
4- Doğuran anne adayının herhangi bir komplikasyon durumu yoksa hareket özgürlüğü olacak, yürüme, travay (açılma süreci) ve doğumda kendi tercih ettiği pozisyonları kullanabilecek.
5- Kurumlar konuyla ilgili politika ve prosedürleri açıkça tanımlayacak.
6- Bilimsel kanıt ile desteklenmeyen uygulama ve prosedürler rutin olarak kullanılmayacak.
Buraya dikkatinizi çekerim!
Bilimsel kanıtlar tarafından desteklenmeyen uygulamalar ve prosedürleri tercih etmez. Bunlara aşağıdakiler dahildir ama bunlarla sınırlı değildir.
- Vulva traşı
- Lavman
- Serumdamar yolu açma
- Ağızdan gıda alımını engelleme
- Membranı erken açma
- Sürekli elektronik fetal monitörizasyon
Sınırlı yapılması ön görülen girişimler;
- En fazla %10 oranında oksitosin endüksiyonu (suni sancı)
- En fazla %20 oranıdna epizyotomi (hedef sınırlı epizyo kullanımı, en fazla %5)
- Sezaryen oranı; devlet hastaneleri için en fazla %10, üçüncü düzey için %15
- VDSS (Vajinal Doğum Sonrası Seksiyo Sezaryen) oranı %60, (hedeflenen %75)
7- Doğum ağrısını ilaçsız yönetmek için sağlık çalışanını eğitmek, analjezik ve anestezik maddelerin kullanımını en aza indirmek.
8- Hasta, prematüre ya da konjenital anomalili bebeği olan anneler dahil tüm anne ve aileleri bebeklerine dokunma, onu kucaklama ve bakımını verme konusunda cesaretlendirmek.
9- Yeni doğana dini olmayan sünnet konusunda cesaretlendirmemek.
10- WHO-UNICEF'in belirlediği "bebek dostu uygulamasının on adımına" uymak ve başarılı emzirmeyi desteklemek.
----------
Acaba hayaller bir gün gerçek olur mu?
YORUMLAR