Mayıs mayışkanı
Geldi bahar ayları, gevşedi gönül yayları... Son bir aydır parmağımın ucunu oynatasım yok. Ne işe gitmek istiyorum, ne de evde oturmak. Ben her bahar olduğu gibi bu sene de kendimi dağlara, ormanlara vurmak istiyorum. Yeşilliklerin arasında sessiz bir köşede otursam, tepemde masmavi gökyüzü, bir de kitabım olsa daha ne isterim.
Neyse ki bu hayalime ay sonu kavuşacağım. Her yaz olduğu gibi sabahın erken saatlerinde o patikadan yürüyüp kimseciklerin olmadığı sahilde oturacağım. Altımda sabah güneşinden ısınmış, kışın bütün yüklerini bahar dalgalarına bırakan taşlar, karşımda pırıl pırıl deniz, sırtımı yaslamışım cırcır böceklerine bir ben, bir de kendim, hayallerimle başbaşa kalacağım. Uzun geçen ayrılık zamanı biriktirdiğim bütün fazla duyguları oraya bırakacağım. Elime aldığım uzun dallarla çalılıkların arasından kendime yollar açıp, gece yatmadan yatağımı, yorganımı şöyle bir silkeleyeceğim ki, uyurken börtü böcekle aşk yaşamayayım.
Sonra Fatma Teyze’nin ineğini ziyarete giderim, köy pazarındaki canının sıkıntısını tahtaları oyarak gideren amcanın, elinin emeği, gözünün nuru ürünlerinden alırım. Belki bu bahar yeni otlarla tanışırım. Hiç yürümediğim o koya doğru ormanın içinden bir yürüyüş yaparım.
Orada zaman durur, herşey yavaşça akar. Bakkal amca müşterisi için bile oturduğu sandalyeden kalkmaz. Sen içeri girersin, sağdan soldan alacaklarını toplarsın, kuru nane isteyince bir de fırça yersin. “Kızım sizin bahçede var ya...”
***
İstanbul’da kendimi, kutu evlerin içine konmuş minik bir hamster gibi hissediyorum. Kocaman tekerleğin içinde saatlerde koşuyorum. Ne için? Daha fazla para; daha fazla sorun, daha fazla hırs, daha fazla istek, daha fazla doyurulamayan duygu ve daha aç insanlar yaratıyor. Eğer için dışın mutluluksa, her güne şükrederek uyanabiliyorsan, ilgini cezbeden bardağın dolu ya da boş olması değil, sadece kendisiyse ne mutlu sana... Ben henüz o raddeye gelemedim. Hala nedenini bilemediğim sabah huysuzluklarım oluyor. Özellikle bu mevsimde, içimdeki “Gözde” (kocamın bendeki mutsuz tarafa taktığı isimdir kendisi), ara ara yüzünü göstermeye devam ediyor.
Uzun nefesler alıyorum, geri sayıyorum, özgürlüğe çok az kaldı...
YORUMLAR