Aktif ıkınma ve doğum masası
Bildiğiniz gibi doğumun ilk aşaması rahim ağzının açılması (hani şu cm - cm ölçülen bölüm), ikinci aşaması bebeğinizin doğumu ve üçüncü aşaması da plasentanın doğumudur. Bugünkü konumuz ikinci aşama; yani bebeğin doğum kanalından geçerek annesinin kucağına gelmesi ile ilgili. Bu süreci ıkınma, bebeğini dünyaya getirmek için iterek ona yardımcı olma olarak da hatırlayabilirsiniz.
Uzun zamandır doğum masasında doğum yapmaya mahkum edilen kadınlar gittikçe daha medikalize olan doğum süreçleriyle karşı karşıya kaldı. Annem benim doğumumdan bir bölümü şöyle anlatır; "Üzerime kıllı kollarıyla gelen o şişman kadını hiç unutmayacağım. Bütün gücüyle karnıma bastırdı. O an ölüyorum zannettim..." Böyle doğum gerçekleşirse tabiki de yırtık olur, vakum/kivi kullanımı artar, birinin yukarıdan annenin karnına bastırması gerekebilir.
Eskiden doğumları bilge ebelerin yaptırdığı zamanlardan, teknoloji diye kadınları doğum masasına bağlamadıkları zamanlardan bahsediyorum; o zamanlarda doğumlar içgüdüsel olarak aktif pozisyonlarda yapılırmış. Kadınlar bedenlerini dinleyerek otomatik olarak çömelerek yada ebelerinin örekesinde doğum yaparlarmış. Şimdi o öreke (doğum taburesi) yine meydana çıkmaya başladı ama üzerinde doğum yaptıran kadın doğum uzmanı iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.
Zaten çok yorulmuş oluyoruz, karışma biz doğum masasına yatarak doğuralım diyorsanız beni azıcık dinleyin. Yapılan araştırmalar dik pozisyonlarda ıkınmanın birden fazla faydası olduğunu söylüyor. Bebeğin çıkış yönüne uygun olarak dik durmak doğumun ikinci aşamasının süresinin kısalmasına, bebeğin aşağı ve dışarı çıkmasında yerçekiminden fayda görmesine yardımcı olur. Doğum masası yerçekimine ters bir düzenektir. Kadının aktif olması gereken doğurmak sürecinde bağımlı, etkisiz bir hale getirir.
Kadın dik olarak ıkındığı zaman bebeğe giden oksijen daha fazla olur ve kalp atımında ritim bozuklukları çok daha az görülür. Rahim daha kuvvetli ve etkili kasılır. Bebeğin pelvisten geçişi için en doğru pozisyonu almasına yardımı olur. Yapılan bir araştırmada pelvisimizin çömelerek, dizler üzerinde durarak ve dört ayak pozisyonunda röntgenlerini geçmişler ve görmüşler ki; bu pozisyonlarda pelvik çıkışı yani bebeğin içinden geçerek doğacağı yer normal halinden daha geniş bir pozisyona geliyor. Zaten siz doğum yapan bir kadını destekleyerek özgür bırakırsanız, doğal olarak bu pozisyonlarda doğum yapmak isteyecektir. Sırt üstü yatıldığında, yarım yatmış bile olsanız pelvik çıkışı doğal duruşundan daha dar bir pozisyona gelir. Her kadın için en iyi pozisyon budur diyemeyiz ama anneler doğum sırasında desteklendiğinde, doğum öncesi farklı pozisyonlarda ıkınabileceklerini bildiklerinde zaten herşey kendiliğinden olacaktır. Kadın bedenini dinleyerek kendine en uygun pozisyonu bulacaktır. Tabi o pozisyonda doğum yaptıracak doktoru çok daha önceden bulduysa. Çoğu kadın doğum uzmanı bırakın doğum yaptırmayı, açılma sürecinde bile rahim ağzını kontrol etmek için anneyi doğum masasına alıyor.
Doktorların doğum masasını illa da tercih etmelerinin nedenleri; okullarında bu şekilde doğumu öğrenip, pratiklerinin bu yönde olması, perinede olan herşeyi apaçık görerek hemen müdahale etmek istemeleri, eğilip bükülmeye gerek kalmadan kendi rahatlarını düşünmeleri, zaten oldukça medikalize olan doğum süreçlerini doğum masasından başka bir yerde yapamayacakları ilk aklıma gelenler... İlk doğumunu yapan annelerin neredeyse %90 ına epizyo açılan ülkemizde, aktif ıkınma pozisyonlarının kullanılmaması gayet doğal.
Cochrane grubunun yaptığı bir çalışmaya göre aktif pozisyonlardaki doğumlar, doğum masası ve sırt üstü doğumlarla kıyaslandığında epizyotomi (2. derece kesidir) oranının düştüğünü ama az da olsa 1. ya da 2. derece yırtık oranının (özellikle ayakta doğumlarda) ve tahmini kan kaybının arttığını gözlemlemiş. Ama bu sonuçlar aktif pozisyonları kullanmadan, doğum masasında ya da sırt üstü doğum yapan kadınlarla karşılaştırıldığında; sezaryen oranlarında, 3. ve 4. derece perine yırtıklarında, kan nakli ihtiyacında, yenidoğan yoğun bakım ihtiyacında ve perinatal kayıplarda iki grup arasında fark görmemiş.
Yani diyeceğim doktor seçiminizi yaparken doğumun ikinci aşamasına da dikkat edin. Doktorunuza aktif ıkınmaları kullanmak istediğinizi söyleyebilir ve onun fikirlerini de alabilirsiniz.
Kaynak:
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22592681
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19160176
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22592681
YORUMLAR