Kesisiz normal doğum için ne yapmalı?
İlk doğumunu gerçekleştirecek bir anne adayıysanız ve bu konuda doktorunuzla konuşmadıysanız, siz de ülkemizdeki doğum için vajinası rutin olarak kesilecek %90'lık kadın grubuna dahil olabilirsiniz. Normal doğum için kesi, tıbbi terimiyle epizyotomi yapılması doktorlarımızın rutin bir uygulamasıdır. "Ben normal doğumda kesi olmasını tercih etmiyorum" dediğinizde hepsinin verdiği cevap aynıdır. "Kesmezsem daha kötü yırtılır, makata kadar düzensiz yırtıklar olur, estetik olarak çok kötü görünür, çişini tutamazsın, ben keseyim sonra düzgün bir şekilde güzelce dikerim..." Biz artık bu cümlelerin doğru ve bilimsel olmadığını biliyoruz!
Kesisiz doğum için ne yapmalı, nelerden kaçınmalı?
1- Doktorunuz "Bana ne ben keserim, kesmezsem daha kötü yırtılırsın, çok güzel keserim, bir de güzel dikerim" diyorsa ve sizin için epizyotomi hassas bir konuysa, hiç durmayın hemen doktorunuzu değiştirin! Normal doğum kesisi bebek doğarken son anda verilen bir karardır. Doktor anneyi doğumda destekler, spontan ıkınmasına ve aktif doğuma izin verir, bebeğin sağlığı yerindeyse hızlı bir doğumhane süreci yaşanmaz. Anneye, bebeğe ve zamana saygı gösteren, annenin doğurma gücüne inanan ve rutin olarak epizyotomi uygulamayan doktorlar bulursanız normal doğumda kesi olma olasılığınız oldukça azalacaktır.
2- Aktif doğumhane süreci epizyo ve perinede yırtık olma olasılığını azaltır. İlla doğum masasında doğurmak zorunda değilsiniz. Orada doğumun kontrolü neredeyse tamamen doktorun elindedir. O masa sizin rahat rahat doğurabilmeniz için değil, doktorun olan biteni eğilip bükülmeden apaçık görmesini ve hızlıca müdahale etmesini kolaylaştırmak için oradadır. Doğum masası da ülkemizde rutinteşmiş bir doğum geleneği olmuştur. Oysa siz bedeninizi dinleyerek ve zaman zaman sakin ve güven veren sözcüklerle yönlendirilerek doğurmak için en rahat pozisyonu bulabilirsiniz. Eskiden anneannelerimiz çömelerek, dört ayak pozisyonunda bebeklerini dünyaya getirirlermiş ve çok da doğru yaparlarmış. Sizde dört ayak, diz üstü ya da yan yatarak bebeğinizi doğurabilirsiniz. Bazı hastanelerde doğum taburesi de mevcuttur. Doktorunuza sorun belki de kullanıyordur.
3- Doğum sürecinde kesintisiz profesyonel destek almak epizyo ve yırtık oranını düşürür. Bir douladan kesintisiz destek almak doğum sürecinizde gevşemiş ve sakin olmanızı, bedeninize odaklanmanızı ve güven içinde bir doğum süreci geçirmenizi sağlar. Doğum öncesi size öğrettiği nefes, ilaç dışı ağrıyla başetme yöntemleri ve doğum sürecine yardımcı pozisyonlar epidural kullanma ihtimalinizi oldukça düşürecektir. Dolayısıyla epizyotomi olma ihtimaliniz de buna bağlı olarak düşer.
4- Doğumda epidural analjesi, vajinal kesi oranını ve perine bölgesinin kendiliğinden yırtılma oranını arttırır. Epidural yapıldığında ıkınma hissiniz azalabilir. Eskisi kadar yüksek dozlarda yapılmasa da benim tecrübelerim bir müdahalenin çorap söküğü gibi diğerlerini de arkasında getirdiği yönünde. Epidural aldığınızda otomatik olarak doğum masasında ıkınırsınız ve muhtemelen karnınızdan bir ebe ya da hemşire bastırarak bebeğinizi doğurmanıza destek olur. Epiduralli doğumlarda vakum kullanımı oldukça fazladır ve vakum için epizyo açılır. Ve size anlattığım üstten bas, altyan çek modeli normal doğumlarda bebek dışarı çok hızlı çıkacağından zaten epizyo açılır.
5- Anneye "şimdi derin bir nefes al ve nefesini içinde tutarak ve hiç ses çıkartmadan sanki büyük tuvaletini yapıyormuş gibi ıkınnnn" denirse epizyotomi ve kendiliğinden oluşan yırtık riski artar. Böyle bir ıkınma perine bölgesinde fazlaca baskı yaratır ve anne bedenini değil başka bir insanı dinleyerek ıkınmaya çalışır. Annenin bebeğini doğurması için nefesini tutmasına gerek yoktur. Spontan olarak içinden nasıl geliyorsa öyle ıkınabilir ki zaten ıkınma hissi durdurulamayan, içinden fışkıran bir histir. Zaman zaman nefes kaçırarak, zaman zaman tutarak ama içinden geldiği gibi ıkınacaktır. Bu spontanlık içinde doktorun süreci iyi yönetmesi, anneyi aceleci davrandığı sırada yavaşlatması büyük önem taşır. Bebeğin başı taçlanırken kendinizi kontrol etmeli ve bebeği fırlatmamalısınız. Belki önceden dokrotunuzdan o sırada size yavaşlamanızı, bebeğin başı görünürken ıkınmaya biraz ara vermenizi hatırlatmasını söyleyebilirsiniz. Unutmayın kontrol sizde ama desteğe ihtiyacınız da olabilir.
6- Suda doğum yırtık ve epizyotomi oranlarını azaltır. Yapılan bazı çalışmalar suda doğumun perine bölgesinde kendiliğinden oluşan yırtıkları azalttığı ve zaten suyun içinde doktorun müdahalesi olamadığı için epizyotomi oranını da düşürdüğü gerçeğini söyler. Ilık suyun içindeki anne gevşer, doğum sürecini daha rahat geçirir. Suyun ağrı kesici özelliği sayesinde konforlu bir açılma dönemi, yine konforlu ve spontan bir doğumu ardından getirir. Doğru zamanda suya girilir ve anne güzel takip edilirse su, doğum süresini de kısaltır. Suda doğum yapmasanız bile açılma süresince suyun rahatlatıcı etkisinden duşa ya da havuza girerek yararlanabilirsiniz.
7- Kegel egzersizi ve perine masajı kendiliğinden oluşan yırtık ve normal doğum kesisi oranını azaltır. Kegel egzersizi ile güçlü ve esnek perine kaslarına kavuşursunuz ve doğum için bu oldukça önemlidir. Hamilelik sürecinizde kegeli öğrenip hayatınıza katın. Bu hem doğum için en çok da doğum sonrası perine kaslarının toparlanması için oldukça önemlidir. Perine masajına gelince; kimi çalışmalar masajı yapmanın epizyotomi ve kendiliğinden oluşabilecek yırtık oranlarını düşürdüğünü, kimi çalışmalarsa bir fark yaratmadığını gösteriyor. Size ve bebeğe bir zararı olmadığına göre denemekten bir zarar gelmez.
8- Hamilelik süresince iyi beslenme perineyi doğuma hazırlar. Gebelikte yaşanan hormonal değişikler rahim ağzını ve perine dokularını da etkiler. Yeterli protein alımı, E vitamini, fındık ve tohumlar gibi kısa zincir yağ asitleri içeren besinler, soğuk pres yağlar, her türlü fasulye çeşidi, omega 3 ve omega 6, somon ve ton başta olmak üzere balık yemek perine bölgesini doğuma hazırlar.
9- Doğuma hazırlık eğitimi almış annelerin normal doğum kesisi riski azalır. Bu anneler artık Türkiye'nin doğumhane gerçeklerini öğrenmişlerdir, doğum tercihlerini belirlemiş ve doktorlarıyla sağlıklı bir diyaloğa girmişlerdir. Nefes tekniklerini, ıkınma yöntemlerini öğrenmişer ve en önemlisi içlerindeki doğurganlıkla tanışmışlardır. Doğumu yapanın doktor değil, kendilerinin olacağının farkında, hamilelik sürecini iyi değerlendirerek bebeklerinin doğum gününe hazırlanmışlardır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) normal doğumlarda epizyotomi için %10 gibi düşük bir oran öneriyor. Bizde ise ilk doğumunu yapmış kadınların neredeyse hepsine epizyo açılıyor ve çoğu kadın başına böyle birşeyin geleceğinden habersiz ya da bunu sağlıklı ve normal sanıyor. Neden belki de hiç zarar görmeden ya da birinci derece yırtıkla bebeğimizi doğuracakken gereksiz yere, belki yırtık olur diye kesilelim? Şimdi bazılarınızı duyar gibi oluyorum. "Benim arkadaşımın başına söyle birşey geldi, böyle yırtık oldu" falan filan. Ben de size sorarım o zaman yukarıda yazdıklarımı denemiş mi? Nasıl bir doğum süreci geçirmiş? Desteklenmiş mi? Yatarak mı doğum yapmış? Karnına basmışlar mı? Vakum kullanmışlar mı? Ikın ıkın diye bağırmışlar mı? Çok hızlı mı olmuş doğum?
Doğum işi sevgi işidir. Doğuran anneye saygı ve sevgiyle yaklaşılmalı ve anne her şartta desteklenmelidir. Bir insanın dünyaya gelme dakikalarına saygı gösterilmeli; yavaş, sakin, mahremiyet dolu bir ortam yatarılmalıdır. Ve en önemlisi bu imkanlar maddi imkanlar gözetilmeksizin her kadına tanınmalıdır. Doğum da ölüm gibi bir geçiştir ve bu sürecin terörize olması dünyaya gelen bireyin ve doğuran kadının hayatını derinden etkiler.
YORUMLAR