Doğum sonrası kâbusa dönmesin

Hamilesin ve aklında sadece ve sadece doğum var. Nasıl doğuracağım, epidural mi alsam, bu doktor benim tercihlerime saygı gösterecek mi, hangi hastanede doğursam, odada doğum yapılıyor mu, havuz kurabilir miyim, doğumhane nasıl bir yer, normal doğurabilecek miyim, doğum sancısına dayanabilir miyim, epidural sezaryen mi olsam, yok yok normal deneyeceğim... Doğuma hazırlık kursuna gitmek istiyorum, belki bir doula ile anlaşırım vs. vs...



Ve sonunda büyük gün gelir çatar, bir şekilde doğurursun. İlk günün heyecanı ile odana insanlar doluşur, fotoğraflar çekilir. Bebek hemşiresi kalabalığı yararak minicik bebeğinle odaya girer ve dünyanın en güzel hediyesini kucağına bırakır. Sen öyle şaşkın gözlerle baka kalırsın. Bir mutluluk, bir sevinç ama en çokta şaşkınlık...



Artık saatler emzirmenin başlamak zorunda olduğunu gösterir. Bebeğini getiren hemşire göğsünü açmanı ister ve artık memeler senin bile farkına varmadığın bir törenle kamuya açılır. Nasıl tutacağını tam olarak anlayamadığın bebeğin kucağındayken hemşire insan memenin ucunu yakaladığı gibi bebeğinin ağzına tıkıştırır. Eğer bebiş memeyi tutamadıysa ya da belki o an için emmek istemiyorsa bu tıkıştırma devam eder. Genel olarak ilk emzirme deneyimi meraklı gözler etrafındayken bu şekilde başlar. Sen şaşkınlıkla neler olduğunu anlamaya ve öğrenmeye çalışırken hemşirenin anlattıklarını dinlemezsin, dinlesen de unutursun gider.



Bebekler ilk gün ve gece daha fazla uyumaya meyillidir ve melekler gibi takılırlar. O da senin kadar yorgundur. Zaten karnı da aç değildir ve iki günlük su rezerviyle doğmuştur. Sana gelince... Kafayı en çok taktığın doğum olayı bitmiş ve senin için hayat rutin seyrine dönmüştür; ta ki eve gidip ilk gece meleğinle yanlız kalana kadar...



Bir doula olarak ben, doğumdan önce anne ve babayla yaptığım üç çalışmanın sonuncusunu doğum sonrası ve emzirmeye ayırırım. Ve hep hissettiğim şey ailelerin en ilgisiz oldukları konuların bunlar olduğudur. Oysa doğumdan sonra lohusalık dönemi ve emzirme sürecine de ciddi bir şekilde hazırlanmak gereklidir.



Peki neden hazırlanılmaz ya da fazlaca umursanmaz?

1- Annenin etrafında daha önceden emzirmiş bir kadın (anneler, kayınvalideler, arkadaşlar, kardeşler, ablalar, komşular ve hepsi birden) mutlaka vardır ve her kadının doğum ve sonrasıyla ilgili doğru, yanlış binlerce fikri, yardımcı olma hevesiyle yanıp tutuşan kalpleri vardır.



2- Ne olabilir ki, memen varsa zaten emzirirsin.



3- Emziremezsen mama verirsin.



Ve perde açılır ve evdeki uykusuz ilk gecen başlar. Hastanede hemşireler birşeyler anlatmıştı ama kalabalık ve heyecandan birşey anlamamıştın. Evdeki her kafadan bir ses çıkmaya başlar. Bebek ağlar durur, ellerini emer ama memeyi yumruklar. Bir altını açarsın, bir meme vermeye çalışırsın olmadı gazı var mı diye kontrol edersin ama hiçbirşey düzelmez... Tam "Hah oldu galiba" dersin, bu sefer de memede uyuya kalır.



Acaba doydu mu?

Acaba sütüm yetiyor mu?

Bu gelen kolostrum mu?

Memelerim taş gibi şişti, ateşim mi çıkıyor?

Ne pompası yahu, elle sağmak mı o ne?

Neden biberon vermiyeyim ki, anlamıyorum...

Doktor üç saatte bir uyandırın dedi ama 48 saattir uyumadığımız için dün gece bebeği hiç uyandırmadık...

Bu hep böyle mi devam edecek, çok bunaldım!!!

Doğumu takip eden ilk hafta ev hala çok kalabalık. Gelen misafirlerle mi uğraşacaksın, uykusuzlukla mı, bebekle mi?



***


Benim tavsiyem tüm bunları yaşamamak için doğuma nasıl hazırlanıyorsan, doğum sonrasına da öyle ciddiyetle hazırlan. Kim sana gerçekten destek olacak. Bak sana diyorum, o kişi sadece senin rahatın, huzurun, sağlığın, mutluluğun ve konforunla ilgilenecek. Ve sende bebeğinle ilgileneceksin.



Onunla tanışmak için kendine fırsat yarat. Bebeğinle yatak odana çekil ve yanlız kal. Onu çıplak göğsünde uyut, kokunu içine çekmesine, ninni gibi gelen kalp atışlarını ve sesini duymasına izin ver.



Dünyanın en değerli rozeti yakana yapıştı bile.


Siz bir süre, mesela ilk on beş gün ve hatta bir ay ayrılmaz yapışık ikizler gibi yaşayacaksınız. Merak etme kucağında uyumaya alışmaz! O rahim dışına doğduğu günden beri aslında kendini hâlâ anne karnında sanacak kadar saf ve temiz. Yenidoğan bebekler ilk üç ay hala kendilerini anne karnında zannederler. Ve şimdi durup bir düşünmeni istiyorum. İçgüdülerini dinlersen bu cümlemden sonra minik bebeğinin dünyamızda rahat etmesi için neye ihtiyacı olduğunu bulabilirsin. Emzirmek ile ilgili de şunu unutma; o bir içgüdü ama karşılıklı öğrenilen bir süreç. Sen bebeğine ve bebeğin yeni hayatına alışacak. Birbirinizle uyum içinde hareket etmeye zamanla başlayacaksınız. İşin sırrı sabır, sabır, sabır... Endişe etmek annelerin işi ama doğum sonrasına hazırlanırsan emin ol ilk bir ay çok daha kolay geçecek.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.