Doğum nasıl başlar?
Doğuma hazırlık eğitimlerim sırasında “normal doğum nasıl başlar” diye sorduğumda en sık verilen cevap, “suyum geldiği zaman!” oluyor. Bazen de suyun patlaması diyorlar ama tabii hiçbir şey patlamıyor, korkulacak bir durum yok. Bu tabir de halk arasında dile pelesenk olmuş. Doğumun başladığını en heyecan verici olarak tabir etmenin yolu da patlamadan geçiyor…
Bebeğin içinde bulunduğu su kesesinin açılması ve doğum sancılarının düzenli bir şekilde gelmesi doğumun kesin olarak başladığını gösteren iki ayrı belirtidir. Bugün benim bahsetmek istediğim konu; yine doğumun başladığına ya da yakın zamanlarda başlayacağına kesin bir gösterge olan, halk arasında adına nişan gelmesi denilen mukus tıkacın, kapattığı rahim ağzından düşmesi olayı…
Yukarıda saydığım üç durum doğumun kesin olarak başladığına işarettir. Bunların dışında doğumun yakın zamanlarda başlayabileceğine işaret eden daha gizli belirtileri; ara sıra gelen ama düzensiz olan bel, kasık, karın ağrıları, sık ve yumuşak bağırsak hareketleri, yuva kurma içgüdüsü (Bir sabah kalkarsın ve evin bütün perdelerini yıkar, bütün camları silersin. Her yeri temizlemek isteyen, dev enerji patlaması yaşayan kişi; işte o sensin! ) olarak sıralayabiliriz.
Şimdi konuma geri dönüyorum. Nişan yani mukus, sümüğümsü tıkaç hamilelik boyunca rahim ağzında (servikste) birikir ve rahim ağzını bir tıpa gibi kapatır. İçeriye girebilecek kötü niyetli enfeksiyonlara karşı bebeği korur. Hamilelik süresince yerinde sapasağlam duran nişan, doğum için hazırlık yapan rahim ağzının olgunlaşmasıyla yerinden çıkar. Bu olgunlaşma sert bir şekilde duran rahim ağzının kolayca açılmaya başlaması için yumuşaması, annenin bel kemiğine doğru bakarken öne doğru gelmesi, incelmesi, silinesi ve açılmaya başlaması anlamına gelir. Tüm bu değişiklikler olmadan önce yerinde kuzu kuzu duran rahim ağzının tıpası “nişan”, bebeğin doğması için hazırlanan yolu açmak için günü gelince kalkar gider.
Bazı anneler bunu fark eder, bazıları fark etmeyebilir. Fark etmemenizde hiçbir sorun yoktur. Nişanın gelmesine öyle çok kafayı takmayın. Geldiyse hoş gelmiş, gelmediyse zaten gelecek…
Nişan sümüğümsü olur, gebelikte gelen akıntıdan daha farklıdır. Rengi pembemsi, hafif kanlı (ama kanama gibi değil) ve reglinin son günlerinde gelen kahverengimsi akıntıya benzer. Anlayacağınız herkesten aynı renk nişan gelmez. Rahim ağzı incelip açılırken serviksteki kılcal damarlar çatlar ve nişan bu nedenle hafif kanlı görünebilir. Bu doğrultuda doğum sürecinde rahim ağzı açıldıkça kanlı bir akıntının gelmesinin gayet normal olduğunu söylemek isterim. Nişan gelmesi konusunda altın kural kandan çok sümüğümsü madde olmasıdır. Eğer kanama gibi bir durumla karşılaşırsanız hızlıca doktorunuza haber vermeniz gerekir.
Gelelim nişan geldikten sonra ne zaman doğum başlayacağına…
Nişan geldikten sonra doğum her an başlayabilir ve başlamayabilir de… Gebeliğinizin 36. haftası itibariyle parça parça nişanınız gelebilir. Hafif rahim kasılmaları yaşayabilirsiniz ama aktif doğum sancıları başlamayabilir. Ve belki 39. haftada pat, nişan gelir ve kısa bir süre sonra düzenli doğum sancılarıyla rahim ağzı açılmaya başlar. Bazı kadınlarda yavaş yavaş ve uzun sürede gelebilir. Bu durumda anne adayı nişanı fark etmeyebilir.
Sanırım bunun matematiksel bir doğrusu ve zamanı yok. Ne zaman gelirse gelecek… Nişan geldi mi, doğum başladı mı, sancım geldi mi diye beklemek ve sıkıntı yapmak doğumun başlamasını engelleyebilir. İşte yine konu dönüyor, dolaşıyor bırakmaya, teslim olmaya ve doğanın unuttuğumuz o tıkır tıkır işleyişine geliyor.
Nişan gelince doktora ne zaman haber vermeliyiz?
Yukarıda da anladığınız üzere nişan gelmesi acil bir durum değildir. Nişan gelmesinden sonra düzenli rahim kasılmalarının gelmesi biraz zaman alabilir, belki de almaz. Diyelim ki gece saat 03:00 ve siz tuvalete kalktığınızda nişanınızın geldiğini fark ettiniz. Sancınız yok. Bence uyumaya devam edin. Gecenin üçünde sadece nişanım geldi demek için doktorunuzu uyandırmayın. Sabah makul bir saatte haber verirsiniz. Ve tabi ki bu konuları doğumdan önce doktorunuzla konuşun. Kendisinin tavsiyelerini dikkate alın…
Sinemaya gidin, yürüyüşe çıkın
Aceleye, paniğe, telaşa, doğumu başlatmaya çalışmaya, hoplayıp, zıplamaya, hurmaya dayanmaya gerek yok. Sakin kalın ve yaşadığınız değişimin keyfini çıkarın. Cümle âleme haber vermeyin. Vermeyin ki sizi her gün doğurdun mu diye aramasınlar. Yeni bir kitaba başlayın, sinemaya gidin, kendinizi şımartın. Normal hayatınızı keyifle yaşamaya devam edin…
YORUMLAR