Gebeliğimin 17. haftası: İlk tekme
Erken mi bilmiyorum ama 17. haftaya geldiğimde artık pantolonlarım, taytlarım beni sıkıştırmaya başlar olmuştu. Hala eski kıyafetlerimle idare edebileceğimi düşününen ben, on yedinin sonlarında acaba hamile pantalonunu, taytını nereden alabilirim diye araştırmaya başladım ve bir mağazadan oldukça uygun fiyata bir şeyler satın aldım. Umarım bunlar beni gebeliğimin sonuna kadar idare eder…
İş yerim pilates stüdyosu olduğu için kıyafet konusunda çok rahatım. Bir tayt, bir t-shirt ile durumu kurtarıyorum. Ofiste çalışan gebe arkadaşlarımın işi eminim zordur. Her gün başka bir şey giymeye çalışmak, altındakini, üstüne uydurmak, bütün gün topukluların üzerinde durmak hamilelikte çok zor olmalı. O nedenle kendimi bu konuda çok şanslı olarak nitelendiriyorum. Bir de gebelikte aldığın kıyafetleri sonra ne yaparsın ki, anneannem ne demiş “çula çaputa fazla para harcamaya gerek yok…”
Aslında hamile kaldıktan sonra kendim için yaptığım ilk alışveriş pantolon, tayt değil birkaç beden büyük bir bir sporcu sütyeni almak oldu. Aman Allahım, kendilerini hiçbir yere sığdıramadığım cicişler isyanda… Şimdiden böylelerse doğumdan sonra nasıl olacaklarını düşünemiyorum!
Bir de bu hafta itibariyle haftasonlarını bir aktivite ile doldurma hevesine girdim. Sanki bebeğim birkaç haftaya doğacak da biz karı koca bir daha baş başa bir şey yapamayacağız. Bir daha yapamayacağım her şeyi yapmak, her yere gitmek, acele etmek niyetindeyim. E tabi bu bilinçaltımdan fırlayan düşüncelerde çevrenin etkisi oldukça büyük. Durmadan internet üzerinden tiyatro bileti alıyorum, sinemaya gidiyorum, evde oturmak istemiyorum. Neyse ki eşim çok uyumludur da o aralar isyan bayrağını çekmedi.
İlk tekme
17. haftamda yine bir tiyatro yolunda arabadayız, birden karnımda bir kımıltı hissettim. Sanki gaz gibi ama değil, kelebek uçuşması hiç değil, bildiğiniz bir itekleme. Bebeğimden gelen ilk tekmemi böylelikle yemiş oldum. Aslında ilk gebeliklerde bebeğin hareketlerini hissetmek için oldukça erken bir hafta ama ben hissetmiştim. Gerçekten tarifi imkansız, acayip mutlu edici bir his bu. O güne kadar bedenimde gözle görülmeyen ama içimde fırtınalar koparan birçok değişim olmuştu ama kendimi sanki hep yalnız hissettim. Oysaki şimdi iki kişi olduğumu, içimde bebeğimi taşıdığımı böyle somut olarak fark etmek benim için dünyanın en güzel duygularından biri oldu.
Karnımda büyümeye başlamıştı. Dışarıdan fazla belli olmuyor ama yukarıda da yazdığım gibi kıyafetlerden anlıyordum. Tabii bu büyümeyi hafta hafta fotoğraflamaya da başladım. Aslında bebeğime hatıra bırakacak, sadece ona özel bir şeyler de karalamak istiyordum ama elim şimdilik bir türlü yazmaya, çizmeye varmıyor. Belki bu haftadan sonra yazarım. Büyüdüğünde bugünlerden ona bir hatıra kalması harika olur.
18. haftaya geldiğimde bebeğimin hareketlerini çok daha fazla hissetmeye başladım. Ben hareket halindeyken o uyuyor, ne zaman otursam, şöyle bir dursam ve en çokta sırt üstü yatsam başlıyor oynamaya. O oynadıkça, tekme attıkça aklıma minicik, pembe ayaklar, topuklar geliyor, içim eriyor. Karnımı sevdikçe, ona günaydın uyandın mı, işe gidiyoruz, şimdi pilates yapacağız vs. dedikçe, nefes çalışır ya da meditasyon yaparken kısa bir süre sonra bana cevap verir gibi kibar bir tekme ile karşılık veriyor.
Hamile olmak, içimde güvenle büyüyen bebeğimi hissetmek harika dostum…
YORUMLAR