Gebeliğimin 34. haftası
Heyecanla 34. hafta kontrolümüze geldik. Günler geçtikçe bebeğim hakkında bilgilenmek için doktor kontrollerini iple çeker oldum. Tatlı doktorumuzla önce biraz muhabbet, sonra gebelik nasıl gidiyor, ardından doğum yapacağım hastane konusuna geçtik. Daha önce de bahsetmiştim, ben Fulya Acıbadem Hastanesi'nde doğum yapmak istiyorum. Orada çok doğuma katıldım. Doğum tercihlerime saygı duyacaklarını biliyorum. Sonra suda doğum alternatifim var ve en önemlisi kendimi rahat hissettiğim için orayı tercih ettim. Fakat doktorum üç hafta önceki kontrolümde yeni açılacak Altunizade Acıbadem’i de gezip araştırmamı, doğum tercihlerimi karşılayıp, karşılayamayacaklarını öğrenmemi istemişti.
Geçen bu üç hafta içinde bir türlü Altunizade Acıbadem Hastanesine ulaşamadım. Avrupa Yakası'nda olduğum ve doğumuma henüz vakit olduğu içinde hastaneye de gitmedim. Zaten henüz açılmamış. Galiba Mart'ın ikinci ya da üçüncü haftası gibi açılacakmış. Sonuç olarak doktor kontrolüm öncesi planladığımız gibi hastaneyi gezip, konuşamadım. Bunu doktoruma söylediğimde o seçeneği kafamdan çıkartabileceğimi, benim doğum tercihlerimi o hastanenin karşılayamayacağını söyledi. Benden önce doğuracak bir gebesi (doğum tercihlerimiz aşağı yukarı aynı) hastaneyi gezmiş, oradaki görevlilerle konuşmuş ve isteklerini karşılayamayacaklarını belirtmişler. Ne diyeyim, içim bayağı rahatladı. Ben bildiğim, kendimi rahat hissettiğim, doğum tercihlerim için savaşmayacağım bir hastanede doğum yapacağım.
Tercih dediysem de öyle atla, deve değil. Odada doğum, suda doğum imkanı olsun. Havuzları yoksa ben getiririm ama izin vermiyorlar. İlla doğumhanede doğuracaksın. Doğum tabureleri yok. İlla masada doğuracaksın. Doğum sonrası yenidoğan kuralları çok sert. Bebekler doğum sonrası hemen bebek odasına gider. Öyle anne göğsünde kalsın yok ve daha bunun gibi pek çok ayrıntı. Neyse ki bütün bunlar için savaşmaktan, kendimi ve isteklerimi kabul ettirmeye çalışmaktan kurtuldum. Doğum yapacağım hastane Fulya Acıbadem.
Bu konu da çözüldüğüne göre geçtik Çınar’a ultrasonla bakmaya. Bir de ne görelim, beyefendi ters dönmüş!
Nasıl yani???
Başımdan aşağı kaynar sular indi…
34. haftamdayım, nereye dönüyor?
Bundan sonra ya geri dönmezse?
Kafamda deli sorular...
Doktorum son derece rahattı. 'Döner merak etme' dedi. Önerileri dönmesini destekleyecek ters duruşlar yapmam, gevşemem ve squatları bırakmamdı. Derin squatlar bebeğin pelvise yerleşmesini desteklediği için dönmesini zorlaştırabilir. Bende bayağı squat yapıyordum. Bugün itibariyle bırakıyorum.
Muayene bitti, arabaya doğru yürüyoruz ama benim kafa gitti. Neden diyorum, neden döndün bebem…
O gece ve birkaç gün bu olayı çok kafama taktım. Kontrolden direktannemlere geçtik. Onların her söyledikleri battı. Herkese ateş püskürdüm. Tek isteğim evime gidip yatağıma girmek ve yalnız kalmaktı ama kalabalığın içinde kalmıştım. Bu kadar üzgünken gülmek, konuşmak zor geliyordu. Bir de biliyorum aslında 37. haftaya kadar ve hatta daha geç bile dönebilir. Zaten çok hareketli bir bebeğim var. İçimde dur durak bilmeden oynuyor. Demek bolca yeri var. Suyu da iyi. O zaman sorun yok. Kafana takma. Döner, ama ya dönmezse? Normal doğumu denemek için bile şansım olmayacak olma ihtimalini an itibariyle kabul edemiyorum.
Doula ve doğuma hazırlık eğitmeni olduğum ve daha önce bebeği dönsün diye başka kadınlara defalarca neler yapmaları gerektiğini anlattığım, gösterdiğim neler yapmam gerektiğini gayet iyi biliyorum. Hiç vakit kaybetmeden hemen annemlerde başladım ters duruşlara.
Bebeğimin dönmesini desteklemek için neler yaptım:
1. Ters Duruş - Kutup Ayısı Pozisyonu (Open-Knee Chest)
Dört ayak pozisyonunda durun. Başınızı, dirseklerinizi ve göğsünüzü yere koyun. Dizlerinizi açın. Poponuz yukarıda kalsın ve karın kaslarınızı tamamen gevşeterek yaklaşık 10 dakikadan günde iki defa bu şekilde durun. Nefesinizi tutmayın.
2. Ters Duruş - Koltuktan aşağı ters duruş (Forward-leaning Inversion)
Yanınızda bir destekçi olsun. Koltuk kenarından aşağı önce ellerinizi, sonra dirseklerinizi yere koyun. Karın kaslarınızı tamamen gevşetin ve üç nefes bu şekilde başınız aşağıda, poponuz yukarıda bekleyin. Günde 5-7 defa yaklaşık 30 sn kadar yapabilirsiniz.
3. Ters Duruş - Ütü Masasına Ters Yat (Breech Tilt)
Ütü masasını kaymayacağından emin olarak koltuğa daya. Başın aşağıda, popon yukarıda ayak tabanlarını birleştirerek ters bir şekilde ütü masasının üzerine yat. Karın kaslarını gevşek bırakarak yaklaşık on dakikadan günde iki defa bu şekilde bekle.
Bu duruşların görselleri için spinningbabies.com sayfasını inceleyebilirsiniz.
- Bir hafta boyunca her gün bu duruşları tekrar ettim.
- İnternet üzerinden hypnobirthing ses kaydı satın aldım. Bu ses kayıtları sizi meditatif bir gevşeme haline sokuyor ve bebeğin dönmesi için olumlamalar tekrarlıyor.
- Doula arkadaşım Özra benim için bir derin gevşeme ses kaydı doldurup yolladı. Yine aynı şekilde ebem Arzu da bir derin gevşeme yolladı. Hypnobirthing kaydı dışında bu iki ses kaydı ile gevşemeler yaptım. En çok onlara ihtiyaç duydum çünkü bir türlü zihnimi gevşetemiyordum. Şaka gibi bir hafta boyunca yağmur yağdı. İşim yok denecek kadar azdı ve bütün arkadaşlarımın işi vardı. Kafamı dağıtmak için sosyalleşemedim. Durmadan evdeydim ve yarasa gibi ters takılıyordum.
- Günde iki kere moxa terapi yaptım. (Detaylı olarak eski bir yazımda bahsetmiştim.)
- Gevşemek için uzun ılık duşlar aldım. Nefes ve görselleme teknikleri çalıştım.
- Sanat çalışması bile yaptım. Bebeğimi rahmimin içinde baş aşağı şekilde resmettim.
- Bir fener aldık ve eşim karanlıkta göbeğimin altına feneri tutup Çınar’la konuştu. 'Oğlum buraya gel, kafa aşağı' gibisinden!
- Hamile ve doğum psikoloğu olan arkadaşım Begüm bir gün bana geldi ve beraber psikodrama seansı (rol değiştirme) yaptık. Ben Çınar oldum. Küçüldüm, küçüldüm kendi rahmime sığdım. Çok farklı bir deneyimdi. Daha önce psikodrama tekniğini kendi doğum hikayemi temizlemek için yapmıştık. Çokça yararını görmüştüm.
- Doğumumda bana destek olacak olan doula arkadaşım Yansı ablasından benim için bir Silva Metodu yapmasını ve Çınar’la konuşmasını istedi.
- Psikodrama ve Silva sonuçları tamamen aynı çıktı. Çınarla konuşmam, ona ne yapmasını tarif etmem gerekiyordu. O zaten dönecekmiş. Bir an önce doğmak istiyormuş. İçerisi çok sıkışıkmış. Dışarısı çok eğlenceli…
Şimdi siz bunları okurken biraz abarttığımı düşünebilirsiniz. Ben de arada düşündüm; fazla bilgi iyi olmadı galiba diye. Fakat tüm bunları bilirken ve Çınar’ın dönmesini desteklemem için önümde sadece iki, bilemedin üç hafta gibi kısa bir zamanım varken yapmasa mıydım… Yapmazsam, oluruna bırakırsam ve Çınar dönmezse kendime çok kızarım. Bu kadar çok şey yaparken de kendimi daha fazla mı kasıyorum? Neyse ki hafta sonuna doğru içinde bulunduğum duruma teslim olmaya başladım. Her şeyin bir nedeni olduğu gibi bu yaşadığım sürecin de bir nedeni vardı. Ben elimden geleni yapacaktım ve gerisi kaderdi.
Bir hafta böyle geçti ve pazartesi ebem ve doulam beni ziyarete geldi. Biz geldik 35. Haftaya…
YORUMLAR