Kendimden usanmış gibiyim...
“Merhaba Yeşim Hanım, 3 yıl birlikte olduğum canımdan çok sevdiğim, ömrümsün dediğim bir sevgilim vardı. Evlenmek istemiştik ama ailesi hep karşı çıktı, sonra zorla istemediği birine verdiler. Şimdi ise evli, mutlu mu derseniz mutlu değil. Bana gelince canım çok acıyor, hiçbir şey umurumda olmuyor, kendimden usanmış gibiyim. Unutamıyorum, hep onu arıyorum her yerde, ne olur bana yardımcı olun...”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Ondan vazgeçememekten mi vazgeçemiyorsunuz? Size kalan vazgeçmekse bundan kaçışı yok, kaçmak acı çekmektir, kendini yok etmektir. Size bir şey kazandırmaz. Hiçbir şey umurumda değil demişsiniz, umurunuzda olmalı. Siz bir can taşıyorsunuz, gençsiniz, önünüzde koca bir gelecek var annenizin sizinle ilgili umutları, hayalleri var. Kendinizden vazgeçmek gibi bir hakkınız yok.
Evet, unutmaya çalışmak insanı dağlıyor ama o dağlanmaların ardı unutmak. Kaf dağının ardı gibi gözükse de bu bir bedel. Unutmak demek acı çekmek demek. İnsanın yaşamında bazen bir milat gibi oluyor onunla ve ondan sonrası diye hayatını ikiye ayırabiliyor. Ondan sonrasında o yoksa düşüncenizde de olmamalı. Bunu yapabilirsiniz, yapmalısınız, daha fazla acı çekmemelisiniz. Çünkü artık başkasıyla bir hayatı var ve size düşen buna saygı göstermek. Mutlu ya da mutsuz, sizin onun için yapabileceğiniz bir şey yok ama kendiniz için bir şey yapabilir, onu unutabilirsiniz.
Unutmak için önce inancınızı değiştireceksiniz. “Ben unutamam” diyorsunuz, bu şu an için böyle ama isterseniz değişebilir, unutabilirsiniz. Buna inanmaktan vazgeçip ‘unuturum’ düşüncesini kabullenmekle, bu unutma süreci içinde adım atmış olursunuz. Her şey bir adımla başlar ve bütüne ulaşılır, siz de kendinizi bu düşünceye inandırmakla başlayın. Unutabilirim deyin kendinize, unutabilirim... Bakın ne kadar ümitli bir söz. İnsana umut veriyor, peşinden götürüyor. Bunlar size ‘ne alaka’ gibi gelebilir ama inanın böyle. Size geleni kabullenin, direnmeyin. Yeterince acı çekmişsinizdir, daha fazlasını çekmeyeceksiniz sadece size gelmiş bu ayrılığı kabulleneceksiniz.
Neden kabullenmelisiniz? Çünkü yaşam sizin oluşturduğunuz bir şey, onu güzel yapan da çirkin yapan da kişinin kendisi. Bu insanın elindedir. Her şey bizim kendimizi, düşüncelerimizi yönetmemizle ilgili. Şimdi kendi kendinize içiniz acısa da “o evlendi ve ben artık onu unutacağım” deseniz bu kelimeyi söylerken bile kendinize ümit veriyorsunuz, bu içinizde bir umut yaratıyor ve siz kendinizi ümitsizlikten anlık bile olsa çıkarıyorsunuz. Ve sevgili okurum geçmişi geçmişte bırakacaksınız, yaşadığınız anda olacaksınız. Unutmak, bu anda ne kadar çok varlık gösterirseniz o kadar kolay olur. Geçmişi düşünmeye başladığınızda hemen kendinizi yönetin ve ‘şu an’a gir deyin kendinize. Hayatta ‘şimdi’de, şu anda var olursanız var olabilirsiniz. Bazen yaşanılanlara onu tanıdım, sevdim, şimdi de unutmalıyım diye bakmalısınız. Yaşadıklarınız her ikiniz için bir kazanımdı, birbirinizi kaybetmiş olsanız da kendi ruhsal inşanızda bir büyük tuğlaydınız.
Size önerim, ondan haber almamaya çalışın, onun çevresinden uzaklaşın. Kendi hayatınızdaki yapmak istediklerinize odaklanın. Onlarla meşgul olun. Kendinizi meşgul edin, dinlediğiniz müzikleri değiştirin, enstrümantal müzik ya da hoşunuza gidecek sizi düşündürmeyecek yabancı, hareketli müzikler dinleyerek rahatlatın kendinizi. Dinlerken düşüncelerden uzaklaşın, bırakın kendinizi... Arkadaşlarınızla baş başa olacak ortamları değil de kalabalık halde olacağınız ortamları seçin ve onlarlayken de ‘an’da olmaya gayret gösterin. Kendinizi yıkmak yerine, ayağa kaldırma çabası içinde olun. Hayat kişinin kendi yansımasıdır. Siz bu kadar zayıf yansıyacak bir genç olamazsınız. Kuvvetli bir ışık istiyorum sizden. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR