Bana bir tavsiye verin...
“10 aydır biriyle beraberim. Onu aslında 2 yıl önce tanıdım, kendisi benim numaramı bir arkadaşından aldığını ve benden hoşlandığını, konuşmak istediğini söyledi. Ben de ilk başta kabul etmedim, daha doğrusu ‘istemem yan cebime koy’ hesabı yaptım. Kendisi tatillerde benim olduğum şehre arada bir geliyordu. Ben de farklı şehirlerde olduğumuz için bu şekilde yürümeyecegini söyledim. Bu şekilde bitti bu sene. Mayıs ayında buluştuk her şey güzeldi, kendisi de bu sırada bizim şehirde kuzeninde kalıyordu. Haziran ayında çok sevdiği kuzeni vefat etti, sevgilim yıkıldı. Cenaze için evlerine gitmek istedim, kendisi kabul etmedi. Çok da kıskanç birisi. Sonra ben başka kuzenine mesaj attım, adreslerini aldım gittim, sevgilim evde değildi. Evdekilere arkadaşı olduğumu söyledim, sonra adresi veren kuzeni bana yazmaya başladı. Ben de sevgilim kıskansın diye ekran görüntüsünü alıp ona atıyordum. Kuzeninin bana yazdığı mesajları okuyup bana kızmıştı. Sonra barıştık. Bundan 4 ay öncesine kadar ben yurtdışına gidecektim, sevgilime sordum bana git dedi. Ben de kıskanır yollamaz diye düşündüm, çok ağladım, beni sevmediğini düşündüm. Bu sene sınava hazırlandığı için beni ikna edeceğini, bencil olacağını söylemişti. Ben de bunu bile bile hala vazgeçmemiştim. Sürekli ona ayrılalım, bitsin diyerek engelleyen bendim. Bana git dediği gün de eski konuştuğum birine mesaj attım. Sonra yine ekran görüntüsü alıp ona attım çok kızdı. Bir ay nerdeyse doğru düzgün konuşmadık. Bana güveni olmadığını söyleyip durdu. Ben de gittim başka kişilere yazdım ekran görüntüsü attım sürekli affeder, kıskanır diye ama ne yaptıysam olmadı. 1-2 ay önce abisi ile buluştuk, konuştuk, onlara tabii bu mesajlaşmalardan bahsetmedim. Yurtdışı konusunu bahane ettim ve benim başka biriyle bu saatten sonra birlikte olamayacağımı söyledim. Neyse abisi ile anlaştık, sevgilimin babasına çektiğini, inat olduğunu söyledi. 4 ay boyunca çabaladım, beni affetmedi, ben de gittim abisine yazdım, annesine yazdım, babasının uzaktan bir akrabasına yazdım. 3-4 gün önce sevgilimle benim olduğum şehre gelmiş. Gitmeden bir gün önce bana sürpriz yaptı, buluştuk, bir daha hata yapmayacağımı söyledim, o da telefonumu aldı baktı eski okulumdan mesaj atanlar vardı. Onları gördü, numaran değişecek dedi. Dün yoldalarken mesaj attığım babasının akrabası, abisini aramış, mesaj attığımı söylemiş. O adama attığım mesajda sevgilimin annesiyle konuşabilmem için numara istediğim yazıyordu. Dün de ailesinin beni istemediğini dile getirdi. Ben de o zaman ayrılalım, aileni dinle, onlara göre bir kız bul dedim. Konu saygısızlık, baban yaşındaki adama neden mesaj attın diye kızdı. Annesinin beni sevmediğini, daha tanışmadan annemin gözünde eksi puan aldığımı söyledi. Şimdiye kadar sevgilim bana bir kere bile bitti, ayrılalım dememişti. Ne olur bana bir tavsiye verin.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
Hayat yapılan yanlışlara toslaya toslaya öğreniliyor. O toslamalarla bazılarımız daha dikkatli olmayı, düşünerek hareket etmeyi öğreniyoruz. Yapılanlardan ders almayanlar, hayat ona anlatana, kafasına sokana kadar toslamaya devam ediyor... En iyisi gözler, kalp ve beyin olarak tüm algılarımız açık hayata bakmak, görmek ve anlamaya çalışmak. Sevgili okurum, o kadar genç, hayata karşı o kadar bilinçsizsiniz ki… Hayatın, kadın ya da erkek olmanın toplumca belirlenmiş bazı kuralları vardır. Bu kurallara bizler ‘ahlak’ diyoruz, ’terbiye’ diyoruz ve hala bu terbiyeli davranışları önemsiyoruz. Sizin gibi her yere uzanan, hiperaktif bir kız gördük mü şaşırıyoruz. Sizin bana yazdığınız, benim kırptığım mailinizde aslında sizin ne kadar iyi niyetli ama bir o kadar da bir çok şeyin öğretilmediği bir genç kız olduğunuzu gördüm. Belki size öğrettiler de siz anlamak istemediniz, bilemiyorum. Ben açıklamalarınızdan sizi anlayabildim, uzaktan izleseydim izlenimim sevgilinizin kuzeni, ağabeyi, babası, annesinin düşünceleri gibi olurdu ‘aman oğlum bu kızdan uzak dur’ derdim. Halbuki siz özünde çok da tatlı birisiniz ama terbiyesi olmayan yemek nasıl lezzetsiz olursa, terbiye almamış kadın ya da erkek de hoş bir tat vermez karşısındakine. Terbiye nedir derseniz; sınırlardır, nerede duracağını, nerede susacağını, nerede ne zaman ne yapacağının ölçüsünü bilmek demektir. Terbiye derken, aptal olun, sesinizi kısın demiyorum yanlış anlaşılmasın. Sınırların farkında olun. Bir genç kız birini seviyorsa onun aile bireylerine karşı daha dikkatli olmalı. Hiç tanımadığı insanların numaralarına ulaşıp, onları arayıp ya da mesaj yazıp durmamalı. Bunlar işte sizin sınırlarınızdan biri. Diğerlerini ailenizle daha çok vakit ayırarak, etrafınızdaki insanların davranışlarına bakıp eğriyi doğruyu kendi gözlerinizle fark edebilirsiniz. Hayat size öğretmeden öğrenmek en güzeli çünkü hayat acıtarak öğretir.
Kıskandırmak adına yaptığınız davranışlar, bunlar da olmamalı. Kuzeniyle onu kıskandırmaya çalışmak, kuzenine bu fırsatı vermek kıskandırmak adına bile olsa, hoş değil. Sizi kötü duruma düşürür, ahlaksız kişi olarak görülürsünüz. Bunu sizin yaşlarınızdaki genç okurlarım için bilhassa vurguluyorum. Farzı mahal sevgililer, sevgilinin arkadaşlarıyla, akrabalarıyla, kardeşleriyle kıskandırılmamalı. Bunlar çok çok yanlış. Kıskandırmak adına bile olsa yanlış. Bu tip davranışlarla karşınızdakinin size olan güvenini yok edersiniz. Güvenilir biri olmak zordur, emek ister ama tadından da o duygu yenmez. Başınız dik olursunuz her daim. Değerli kadın ya da erkek olmak, verdiğiniz bu emeğe bağlıdır. Ayrıca yine telefonunuzun kontrol edilmesi ve o telefonda başkasından gelen mesajların bulunması, bunlar sizin adınıza iyi bir şey mi? Bu da güvensizlikten belki ilk tanıma evresinde olabilir ama artık 10. ayda bu safhaları geçmiş olmalıydınız. Düşünün, o mesajlaşmaları ne amaçla yaptığınızı, nasıl anlayıp bu yaptıklarınızı kabul edebilir? Aklında soru işaretleriyle kalakalır insan. Bir insanın sevgisini, kıskanması kadar hareketleriyle de ifade eder. Evet kıskanılmak güzel bir şeydir. Hoşa da gider ama bu kıskançlık dediğiniz şey sevgiden duyulmayabilir de. Benim kız arkadaşım başkasına bakamaz, mesajlaşamaz diyerek ben duygusunun çok fazla hissedilmesinden gösterdiği tepki kıskançlık olarak algılanabilir. Bir insanın önce karakter olarak nasıl biri olduğunu anlamaya çalışacaksınız sonra size olan davranışlarındaki anlamı keşfedebilirsiniz. Size değer vermesi, sizinle birlikte olmak için vakit ayırması, sık sık arayıp sorması, sorunlarınıza ortak olması, sizinle ilgili her konuyu düşünüp dikkat etmesi, sizi kollayıp gözetmesi gibi davranışları birer ölçüdür. Bütün bunlar olsa bile birliktelikler biraz da kısmet meselesidir.
Bu ilişki için ümit var mı diye sorarsanız; kendinizi gerçek halinizle ifade edemediğinizden, yeniden başlasanız bile yürütebileceğinizi sanmıyorum. Başlatabilmek sorun yine mesajlarla çocuğu zorlayacaksınız yine aynı siz olarak bakacak sonra arada yüzlerce kilometre var... Sizin yaptıklarınız dolayısıyla ailede oluşan olumsuz intibalar var, yaşlarınız çok genç. Bunların hepsi bir araya geldiğinde beraberliğiniz engellere takılır kalır. Kısmetinizde varsa o zaten sizi bir şekilde kendi bulur. Siz güzel bir çizgi çizerseniz, hayatta hep ihtimaller vardır ama ihtimaller için değil, her güzelliği kendiniz için yapın. Size tavsiyem; kendinizi yeniden, aslında ‘’ben o değildim, buyum’’ diye araya araya zorlamak yerine bırakın bittiği yerde bitsin. Kendinizi geliştirerek hayata daha iyi hazırlanın. Hayat imtihanlarla dolu, hazırlıksız yakalanmayın. Sevgiler…
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR