Onu aldattığıma kendisini inandırmış!

Nerden anlatmaya başlamam gerektiğini bilemez bir haldeyim. Hayatta kimileri gerçekten şanssız oluyor, işte o şanssız olanlardanım ben sanırım. Ergenlik döneminde annesini kaybetmiş bir genç olarak ergenlikten adamlığa transfer oldum. Sonrasında, şu anki yaşım olan 36 yaşıma kadar birkaç ilişkim oldu. Birisi nişan olmak üzere, iki ciddi ilişkim de aldatıldığım için son buldu. Uzun süre hayatıma kimseyi sokmadım. Ta ki son ilişkim başlayana kadar. 3,5 yıl acısı, tatlısı ile birçok anı biriktirmişken benim maddi problemlerin yoğunlaşmaya başladı ve bu durum psikolojimi ve dolayısıyla kişiliğimi bozmaya ve nihayetinde ilişkiye zarar vermeye başladı. Durumun farkında olduğumdan sevdiğimi daha fazla üzmemek için bu berbat psikolojimin bana ve bize verdiği zararları anlatıp bir seçim yapmasını istedim. Benimle ya da bensiz ama benimle olursa her şeyin gün ve gün daha zorlaşacağını bilmesini istedim. Ağladı karşımda, o göz yaşları yüreğimi yaktığında sadece bir şey istedim, ne olursa olsun beni terk etmemesini ve bu durumu düzeltmek için elimden geleni yapacağımı.


Bu görüşme sonrasında 1-2 hafta rayında gidiyor gibiyken her şey, birden hareketleri değişti ve benim kendisine karşı ilgisiz, saygısız ve sevgisizleştiğimi dile getirdi. Benim kendisini aldattığımı hissettiğini söyledi. Ben ne yapsam kafasındaki bu düşünceden kurtaramadım onu. Benim onu aldattığımla alakalalı bir ipucu bulma hayaliyle yaşar oldu. Derken bir gün, nedensiz soğuk bir “günaydın” dediği için tartışmaya başladık. Başka kadınlarla olduğum yönünde çok ağır ithaflarda bulununca sinirlendim ve “Allah akıl fikir versin sana!” deyip telefonu kapadım. Çok kızgın ve çok kırgındım. Arada doğum günü geçti, haftalar geçti ama yazmadı, tek kelime yazmadı. Derken 1 ay sonra ondaki eşyalarımı vermek için yazdı bana. Bitirmediğimi, onun yazmasını beklediğimi, onu özlediğimi dile getirdim. Ama nafile, inanmadı. 3. ayımızda yüz yüze gelmeye ve yüz yüze bitirmeye karar verdik. İlk buluştuğumuz yerde buluştuk. Beni görünce 20 dk ağladı, beni suçladı. Tüm kırgınlığıma rağmen onun haline üzülüp içimdeki hasretle “2. bir şansla düzeltelim her şeyi” dedim. İstemedi, kabul etmedi, sonra ben ısrarcı olmaya başladım. Bana “biri var” dedi. “İstemiyorum, içimde bir şey kalmadı” dedi. 4. ayda “Bir ay kafanı dinle, bir ay sonra oturalım, her şeyi masaya yatıralım, konuşalım” dedim. Bir ay boyunca ben konuşacaklarımızı defalarca prova ettim, düşündüm, taşındım ve benim sevgime inanmadığını dile getirdiği için evlilik teklifi ile karşısına çıkmaya karar verdim. Buluştuk, konuşmaya çalıştık ama inadından dolayı konuşamadık. Yüzüğü çıkardım, tam teklif yapacağım ağzından şu cümle çıktı “Başka birine gittin, tekmeyi yiyince bana dönmek istiyorsun” elimde yüzük kalakaldım. Ve haliyle reddedildim. Şu an 10 ay oldu. 3 haftadır babası yoğun bakımda ben elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum ama nafile. Bana resmen düşman gibi, “istemiyorum desteğini, uzak dur benden” diyor. Böyle kestirip atması bana düşmanca davranması çok zoruma gidiyor. Umarım bir tavsiye yorumda bulunursunuz bir nebze ferahlarım ben de. Şimdiden değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederim.


Yeşim Tijen’in cevabı:


Şans bir gün herkesi bulur sevgili okurum ama insanlar ya onun şans olduğunu anlamadan bakıp geçerler ya da “İşte bu benim şansım!” der ve kullanırlar. Kendinizi “şanssız biriyim” diyerek tanımlamışsınız, hiç olmamış. Allah herkese mutlaka güzellikler yaşatıyor ama çocuklukta ama gençlikte belki de yaşlılıkta… Kimseyi bu dünyadan mutlu olmadan göndermiyor, buna inanın. Bekleyin, göreceksiniz.


Aslında size de bir şans vermiş. İlişkinizden ne güzel bahsetmişsiniz... Bu kadar güzel bir ilişki yaşarken neden ilişkinizi evlilikle taçlandırmadınız? Bu ilişkiyi şans olarak görmediniz mi veya şöyle sorayım; 3,5 sene az bir zaman değil, siz de küçük değildiniz. Neyi beklediniz? Öyle sanıyorum, geçmişte yaşadığınız ilişkilerin olumsuzluklarının kötü yansıması olarak cesaret edemediniz. Bir de maddi sorunlar eklenince biraz daha zaman istediniz. Yine geçmişte yaşadıklarınızdan ötürü biraz tutuk bir yapınız olmalı. Evet, güzel şeyler yaşamamışsınız ama onlara da tutuklu kalmamalıydınız. Özgürleşmeliydiniz, siz ruhen hala tutuklusunuz. Bütün bu yaşadıklarınız geçmişinizi aşamamanızdan kaynaklanıyor ve daha önemlisi kendinizi ifade etmeyi yeterince başaramıyorsunuz. Bakın, bu kadar sizi mutlu eden bir kadın var ve siz ona hiç ümit vermemişsiniz. Kendisini ifade edemeyen ve yaşanan yanlış anlaşılmalarda gerçek düşüncelerini net ortaya koyamayan siz, zaten sizden şüphe duyan bir kadından uzun bir süre uzak durmuş, haftalarca aramamışsınız. Yaş günü bir bahaneyken onu bile es geçmişsiniz. Siz ortalarda yokken sevgiliniz hala onu sevdiğinizi mi düşünecekti? Tabii ki hayır. “Bak birini bulmuş. Zaten tahmin ediyordum. Beni yaş günümde bile aramadı” diyerek kafasında çeşitli senaryolar üretmiştir. Sonra yine de dayanamayıp sizi kendisi aramış “Bitirdin, gel bari eşyalarını al!” demiş. Atabilirdi de eşyalarınızı. Siz o zamana kadar kalbinizi ona soğutmuş, beklemedeymişsiniz. Sizden kuşku duyan bir kadın varken neyi beklememeliydiniz, daha da kuşkulanmasına izin vermemeliydiniz.


Buluştuğunuzda ne yapmış? Dakikalarca ağlamış. Yazık değil mi? Neden böyle olmasına izin verdiniz? 36 yaşında bir adam olarak bu kadar güzel bir ilişki yaşarken sevgilinize evlenme teklifi yapmaktan çekinmişsiniz. Oysa hemen orda bu teklifle onu susturabilirdiniz. Yaşattığınız güvensizlik ile sanırım sizden umudunu kesmiş, size hayatımda biri var demiş. Evet, hayatında biri olmalı bu kadar mesafe koyduğuna göre ama tam anlamıyla sizden kopmuş değil. Size önerim, babasının rahatsızlığını uzaktan telefonla sormayın. Hastaneye veya nerdeyse oraya gidin. Açıkça duygularınızı, niyetinizi dile getirin. Susmayın, kendinizi anlatın. Bu ilişkinin çözümü karşılıklı net bir şekilde konuşmanızdadır. Sürüncemede bırakmayın, tutun kolundan; “Seni seviyorum benimle evlenir misin?” deyin. Ondan da sizin kadar net olmasını isteyin. Cevabına göre yolunuzu çizersiniz sevgili okurum. Sadece önce biraz cesaret…


Sevgiler…


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yanlış anlama ama bence hanım efendinin psikiyatrik tedaviye ihtiyacı var. Teklifini reddetmekle sana büyük bir iyilik yapmış bırak evlenmeyi yerinde olsam tüm alakamı keser yolda görsem yolumu değiştiririm.
    CEVAPLA
  • Misafir Belki de kendi yaşadıklarını senin yaşadığını söylüyor at gitsin
    CEVAPLA
  • Misafir Güzel. Düşene bir tekme de sen vur tekniği... Kardeşim, kadın deliymiş, bırak boşver, değer mi bu kadar çabaya? Aklı başında, daha sağlam bir kadın bulursun. Arızalarla yaşanmaz.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.