Hoşlandığımı belli etmeli miyim?
Merhaba Yeşim Hanım; yazılarınızı keyifle takip ediyorum. Diğer insanların çıkmaza girdiği sorunları ile mukayese edildiğinde benim değineceğim husus çok çocuksu kaçacak sizin gözünüzde belki ama sizinle paylaşacak olmanın bile bana iyi geleceğini düşündüm. 4 sene önce yapmış olduğum evlilik fiili olarak sadece birkaç ay sürdü maalesef. İki yıla varan bir boşanma davası süreci sonrası 2 sene önce resmi olarak boşanma tamamlandı. Şu an 40 yaşındayım ve yalnız yaşıyorum. Bu süreçte iş değişikliğine bağlı olarak iki buçuk sene önce şehir de değiştirdim. Bu boşanma sürecinden sonra hayatımda hiç kimse olmadı. Yeni geldiğim şehirde henüz istediğim gibi bir çevre edinemedim. Yeni insanlarla yeterince tanışamadığım ve kaliteli bir arkadaş çevresi edinemediğim için de kendimi hazır hissetmeme rağmen yeni bir flört süreci şu ana kadar kısmet olmadı. Uzak şehirlerden tanıştırma teklifleri geldi akraba çevremden ama uzak mesafe ilişkisi artık istemediğime kanaat getirdim geçmişte olanlardan ötürü. Bundan yaklaşık 6 ay önce birebir özel ders şeklinde pilatese başladım butik bir salonda. Pilatese başladıktan sonra bir hoca değişikliği söz konusu oldu. Tahminime göre benden yaklaşık 10 yaş küçük (tam yaşını bilmiyorum) bir hanımefendi ile çalışmaya başladık. Kendisi kariyerinin başında ve pilates eğitmenliğini de part-time olarak devam ettiriyor şu anda. Pozitif enerjisi, işine olan saygısı, dersi deyim yerindeyse benim ile birlikte yaşaması ile seanslardan aldığım keyif çok arttı. Şu ana kadar yaklaşık 25 seans yaptık kendisiyle ve derslere inanılmaz motive olduğumu hissediyorum. Yapı olarak insan ilişkilerinde pozitif, sabırlı ve kibar bir insan olduğumu düşünüyorum. Aynı zamanda konuşma tarzım biraz resmidir. İnsanlar ile çok çabuk senli benli olamam. Karşı cinse de çabucak takılabilen, espri, yapabilen bir yapım yok. Kendisiyle olan diyaloğumuz gayet seviyeli ve sizli bizli. Küçük bir salonda olduğumuz ve bir kafeterya vb. imkânı da bulunmadığı için pilates haricinde bir sohbet etme fırsatımız kendisiyle oluşmadı. Zaman geçtikçe onun işine olan saygısı, nezaketi ve zerafeti ona karşı bende bir çekilme hissetmemi beraberinde getirdi. Derslerimiz çok keyifli geçiyor. Her ne kadar diyaloğumuz sizli bizli olsa da ders esnasında birbirimize arada küçük espriler yapıyoruz ve 45 dakikalık seansın nasıl geçtiğini anlamıyorum bile. Bu arada kendisinin sosyal medya hesaplarının birinde isim belirtmeden "ilişkisi var" bilgisine rastlamış olmam (hiçbir fotoğraf vb. yok aslında bir ilişkisi olduğunu gösteren), hobilerinin benimkilerden çok farklı olması (ekstrem sporlar vb. yapıyor) ve sigara kullanması (aslında karşı cinste aradığım önemli kriterlerden birisidir sigara kullanmamak) her ne kadar duygularım yoğunlaşıyor ve sık sık onu düşünürken kendimi buluyor olsam da mantıken kendimi geri çekmem gerektiğini kulağıma fısıldıyor. Şu ana kadar ondan hoşlandığıma dair en ufak bir imada bulunmadım. Onu zor durumda bırakacak veya kariyerine zarar verecek bir duruma meydan vermek istemiyorum. Sonuçta onun işinin bir parçası erkek öğrencilerinin olması. Yeşim Hanım konuyu çok uzattığımın farkındayım ama ondan hoşlandığımı küçük adımlar ile belli etmeli miyim yoksa zamana ve doğal akışa mı bırakmalıyım? Ya da bu sevdadan vazgeçip, kendime yeni bir salon ve pilates eğitmeni mi aramalıyım? Son bir danışmak istediğim husus da ona mayıs ayındaki "Dünya Pilates Günü" anısına küçük bir hediye vermek istiyorum. Üzerinde pilates tasarımı olan ve isminin yazacağı bir mini termos hediyesi planladım. Böyle bir hediye ona şu ana kadar verdiği emekler için bir teşekkür anlamı da taşıyacak diye düşünüyorum. Size göre böyle bir hediye vererek tepki görür ya da çizgiyi aşmış olur muyum, kendisi bunu nasıl algılar? Bu hediyeyi kabul etmesi diyaloğumuzun farklı bir yöne evrileceği anlamına elbette gelmeyecektir. Böyle bir beklentiye girersem hayal kırıklığına uğrayabileceğimi düşünüyorum fakat diğer yandan böyle bir hediye vermeyi de çok istiyorum. Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım...
Yeşim Tijen’in cevabı:
Bir reklam var izlemişsinizdir adını telaffuz ederek R …….L seni kanatlandırırrrrr diyor ya, şimdi bende birinden hoşlanmak, sevmek insanı kanatlandırırrrr diyeceğim. Kanatlanmak, uçurulmak insana ne güzel hisler verir değil mi sevgili okurlar? Birinden hoşlanmak, sevmek, sevilmek gibi duygular uçurmasa da kanatlandırdığı kişiyi yaşam enerjisiyle doldurduğu aşikâr. Sevmek, olmazsa olmaz gibi insana gerekli olsa da herkesin hayatında o yaşam enerjisini alacağı biri olmayabiliyor. İnsan yeterince bilinçle kendini tanımadan, ne istediğini bilmeden, çözemeden evlenince bir yanılsama yaşayabiliyor. Henüz yorumlamasını bilemediği duyguların etkisiyle evlenebiliyor. Sonra sonra ayılıyor. Ayılınca ne oluyor dersiniz? Kanatlarının kuvveti düşüyor, uçamaz hale geliyor. Buradan bakınca yaşamın içinde ne çok insan sevgisiz ya da yeterince sevmediği sevilmediği biriyle bir birlikteliği bıkkın, bezgin, yorgun olarak sürdürmeye çalışıyor düşünebiliyor musunuz? İnsanlara bakınca, beraber vakit geçirince bunları görebiliyorsunuz. Kanatları kırık insanlar... Onlar bunun farkında değiller mi? Tabi ki farkındalar. İnsan yaşam enerjisini neyin aldığını bilmez mi? İlk önceleri anlamasa bile sonradan mutlaka anlar ama boşanmak herkesin atabileceği bir adım değil. Sevgisizce yaşamaya devam etmek zorunda kalabiliyorlar. Ve bu durumda olan insanlar ya gün be gün sinir sahibi oluyor ya da bitmeyen hastalıkları oluyor. İşte bunun için hayatınızın tümüne etkisi olacak evlilik kararını verecekken çok iyi düşünmek gerekir ama insan yeterince düşünemiyor. Çünkü yaşam adil değil. Allah’ın size verdiği akıl, sizin onu kullanabilme, geliştirme şansınız, farkındalıklara ulaşmanız, yaşam şartlarınız hiçbir şey adil değil. Siz bu adil olmayan şartlardan ömür boyu sürdürmek zorunda olduğunuz birini seçeceksiniz. Muhtemelen bir çoğunuzun kanatları kırılacak. Kiminiz kartalların kendini yeniden oluşturması hikâyesindeki gibi acılardan geçmeyi göze alarak kendine bir şans daha yaratacak. İşte öyle bir şansınız varsa çok iyi değerlendirmelisiniz. Hem aklınız hem duygularınız ele ele vererek sizi uçurmalı...
Bugün yazımda uçmaktan gidiyoruz. Uçmaya, yüksekten bakmaya korkan biri olarak bayağı cesaretle uçmaktan bahsediyorum ya bravo bana. Evet sevgili okurum, sizde kanatlanmak istemekte, o kanatlarınızı çırpmak için heyecanlanmakta haklısınız. Sizin anlatımınızla işine saygısı, zarafeti, nezaketiyle pilates hocanızla birebir yaptığınız derslerinizle hayatınıza renk gelmiş. Sanırım bu genç hanım size enerji vermiş. Böylesi zarif bir genç kadın pilates hocası olursa kime olsa o ders heyecan, mutluluk verir. Sizin ve herkesin yaşamalarının daraldığı bu süreçte bu duygular sizce biraz da normal değil mi? Herkes maskelerin ardında saklanırken, tanıdığınız birini bile tanımadan geçebiliyorken tek yakın iletişimde bulunduğunuz kişi pilates hocanız. Birebir ders alıyorsunuz. Ne hissetmeyi bekliyordunuz? Boşa mı diyorlar ateşle barut bir arada olmaz diye? Bomba patlamasa bile hoşlanma olabiliyor. Büyükler söyledikleri çok sözde haklılar. Genç hocanız güzel, zarif ama bir sorun var. Bu genç kadının ilişkisi olduğuna dair sosyal medyasında bir yazı görmüşsünüz. Hiçbir kadın bunu boşuna yazmaz sevgili okurum. Böyle bir durum tespitiniz olmasaydı size neden kendisine söylemiyorsunuz, şansınız deneyin, ne kaybedersiniz derdim ama ilişkisi var. Herhangi bir adım atmayın. Sadece vermeyi çok istediğiniz hediyeyi verin. Bu hediye verme sonrasında size karşı tutumunda bir parça değişiklik olursa, daha yakın davranmak gibi, o zaman ufak ufak ilginizi belli edecek adımlar atabilirsiniz. Şunu söylemeden geçemeyeceğim; kadınların sezgisi çok kuvvetlidir, dile getirmeseniz, belli etmedim zannetseniz de kadınlar kendisine duyulan ilgiyi genelde hissederler. İşlerine gelmiyorsa anlamazdan gelirler.
Ben bir büyüğünüz olarak ailenizin sizi evlendirmek için güvendikleri birileriyle tanıştırma fikrine bu kadar kapalı olmamanızı da öneririm. Böyle konulara sıcak bakarım. Onlar öngörürler, gerisi sizde. Öngörü güvendiğiniz birinden geliyorsa düşünmelisiniz. Size tavsiyem evleneceğiniz birinde evlenmek için bir neden değil, çokça sebep bulun ki ömür boyu sürebilsin. Bir değil birden çok fazla neden bulduğunuz kişi doğru kişidir. İşte o zaman, o kadınla kanatlarınızı açabilirsiniz. Her şeyin sizin adınıza en güzel şekilde gelişmesi dileğimdir. Sevgiler sevgili okurlarıma…
YORUMLAR