Eşime çok kızgınım
Merhaba Yeşim Hanım, benim de sıkıntılı bir ilişkim var. 8 aylık evli bir kadınım, eşimle çoğu zaman kavga ediyoruz. Bu kavgaların sebebi de eşimin ailesinden kaynaklanıyor. Eşim benimle tartıştığında ailesinin yanında vakit geçiriyor, ailesiyle tartıştığında bu kez benim tarafa geçiyor. Ailesi şuursuzca konuşuyor. Aramızı bozup huzursuz ediyorlar bizi ve tartışmalarımız bitmiyor, artıyor. Eşim arada kaldığını söylüyor ben de arada kalacak bir durumun olmadığını defalarca söyledim. İhtiyaçlarını gider ne lazımsa yap diyorum ama onlar ben hastayken kendi evlerine çağırıyorlar onlara arkadaş olsun diye bu kez ben yalnız kalıyorum hasta halimle. Ben 6 haftalık gebeliğimde düşük yaptım, kürtaj oldum ve eşim benimle hastaneye bile gelemedi. Annesini aşıya götürmesi gerekiyormuş ve abileri var ama onlardan rica edemedi. Ben de kendi başıma gittim, yatıp kürtaj oldum. Annem ve kendi ailem bana yardımcım oldu. Eşimin bütün ailesi sinirli karakterler eşim de dahil, en büyük korkuları aç kalmak ve millettin onlara laf söylemesi. Millettin bütün işlerine burunlarını sokuyorlar sanıyorlar ki kendilerinden başka herkes çok kötü, insanları çekemiyor, dedikodularını yapıyorlar, bütün gün küfür eksik olmuyor karı koca da. Ben rahatsız oluyorum yaşları 60 küsur. Bu arada eşim eşlik görevini yapamıyor, hep arada kaldığını söylüyor, ne yapsa yaranamadığını söylüyordu. Evlendikten sonra ben de fazlasıyla gördüm. Allah rızası için yaptım çoğu işlerini, dönüp bana “Yaptığın şeyler ne ki?” dediler, o karakterde insanlar işte. Eşim maddi durumumuz el vermediği için ayrı bir yere çıkmayı reddetti baştan, şimdiyse her gün laf, gürültü, kavga başka bir şey yok. Bir iş yapana kadar kendilerini rezil ediyorlar, beceremiyorlar, insanlardan yardım istiyorlar, eşimi küçümsüyorlar, milletin yanında küçük düşürüyorlar. Bazen eşime bana çok yüz verdiğini söylüyorlar bazen de bana eşine çok yüz veriyorsun azıcık sert ol diyorlar. Kısacası ne yapmak istediklerine anlam veremiyorum, bizi kontrol altına almak istediklerini düşünüyorum. Eşime çok kızgınım beni böyle bir duruma düşürdüğü için. Eşim annem babam yaşlı, hasta onlar ölene kadar bakacağım demiş kendine, sırf bu yüzden bütün eziyetlerine katlanıyoruz inanın ki artık onların yüzüne bakacak istek bırakmadılar, artık kendi kendimle çatışıyorum. Eşimi sevip sevmediğimi bile bilmiyorum, o kadar karma karışığım... Lütfen bana yardımcı olur musunuz?
Yeşim Tijen’in cevabı:
Bir kadının kocasına karşı kullandığı sihirleri vardır sevgili okurlar. Bunlar eşinizin suratına okuyup üflemek değil. Gülümseyen yüzünüz, gülen gözleriniz, tatlı dilinizle eşinizin ruhunu aydınlatmaktır. Erkekler tatlı dili, poh pohlanmayı çok severler. Sihir kadının kocasıyla tatlı tatlı kavga etmeden konuşabilmeyi becerebilmesidir. Her evlilikte kavga olur ama sekiz aylık evlilikte bu kadar sık kavga, sorun yaşamak insanı umutsuzluğa düşürür ama kadın öyle güçlü varlık ki isterse o gülen yüzü, tatlı dili, işvesi, cilvesi ve aklıyla hayatını daha güzel hale getirebilir. Yeter ki istesin, yeter ki çok sevsin. Ama siz daha şimdiden ayrılsam mı diyerek düşünmeye başlamışsınız. Hiç çaba göstermeden gittiniz mi rahat ve huzurlu olabilecek misiniz? Keşke onlarla mücadele etseydim demeyecek misiniz? Siz çabuk pes edenlerden misiniz? Olmamalısınız. Eşinizin ailesine bu kadar kafanızı takmamalısınız. Anlattığınız kadarıyla beraber yaşanması sabır, tahammül isteyen insanlar. Böylesi düşüncesiz insanlarla yaşamak hiç kolay olmaz hak veriyorum ama daha sekiz aylık evlisiniz. Biraz çareleri zorlayacaksınız. Mümkün mertebe altlı üstlü oturuyor da olsanız sınır koyacaksınız. Bu sınırın tepkilerini alacak olsanız da en azından kendinizi, ne istediğinizi, neler beklediğinizi onlara göstermiş olacaksınız. Sadece eşle kavga etmek sorunları çözmeye yetmez. Sınır derken tamamen ilişkiyi kesmek anlamında söylemiyorum. Bu insanlara yeri geldiğinde hayır demeyi, hayır gelemem, hayır yapamayız bugün berber vakit geçireceğiz gibi sözlerle durmaları gereken yeri onlara siz ve eşiniz birlikte bildireceksiniz. Tabi önce eşinizi eğiteceksiniz. Eşinizin anne babasına hayır diyebilmeyi başarması, daha özgür bir tavır içinde olması onun kendi karakteriyle ilgili. Kendini tam oluşturamamış, özgüven kazanamamış ve madden bağımlı olmasından kaynaklı durumlar. Madden yeterli bir güce sahip olsaydı eşiniz bu kadar ailesine bağımlı davranmazdı. Sorumluluklarını yerine getirir, ilgilenir, dönüp eşinin yanında olurdu. İnsan anne babasına da yeri geldiğinde hayır diyebilir.
Anne babası altmış yaşlarındaysa günümüz için altmış yaş genç bir yaştır. Evladı bu kadar erken kendisine tutsak etmek bencillikten başka bir şey değildir. Kendi kendilerine gidip aşı olabilecekken gelinlerinin kürtaja yalnız gitmesini umursamadan oğullarına ambargo koymak, diğer çocuklarına değil eşinize bunu yüklemek, eşinizin ailesine karşı boynu eğik olması ona daha çok sözlerini, nazlarını geçirebilmesiyle alakalıdır. Anne baba bu kadar düşüncesizse evlat “Anne-baba, ben bugün sizi aşıya götüremem, eşimin yanında olmalıyım” diyebilmelidir. Diyememesinin sıkıntısını yükünü de eşiniz omuzlarında, yüreğinde taşıyordur. Bakmayın annem babam ne yapayım, yaşlılar demesine ruhunda eksik olan güvensizlik duygusuyla yükleri onu ruhen hırpalıyordur.
Size birçok konuda hak veriyorum yavrum, bunlar kızılacak, üzülecek davranışlar ama yine de her evlilik mücadeleyi hak eder. Mücadele etmeden gitmeyin. Eşinizin bir takım sorunlarda doğru tepkiyi verebilmesi sizin onu kavga ederek ailesine doğru itmenizde değil kendi tarafınıza tatlı dilinizle, ilginiz, sevginiz, kadınlığınız, aklınızla çekmeyi başarabilmenizde. Eşim bana kocalık görevini yapmıyor demişsiniz. O zaman evet biliyorum bir kadın için zor ama utanmayacak o kocalık görevini ondan isteyeceksiniz. Bütün bu çabaları gösterir, hala sonuç alamazsanız o zaman boşanmayı düşünebilirsiniz. Ve böyle henüz çözülmeyen sorunların çokça olduğu bir evlilikte hemen çocuk yapmak akıllıca bir davranış değil yavrum. Size bir tavsiyem de her hangi bir işte çalışmıyorsanız çalışmaya başlayın. Ekonomik özgürlük kadının en büyük gücüdür. Kocasına, kocasının ailesine, kendisine kattığı büyük bir güçtür. Son söz olarak yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkiler, davranışlar bizi oluşturmaya başlarlar. Kendinizi nasıl oluşturmak istersiniz yavrum? Buna karar vereceksiniz. Hakkınızda hayırlısı olması dileğimdir.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
YORUMLAR