Kıyaslamadan yaşamak mümkün mü?
Nasılsın?
Kendini nasıl hissediyorsun?
Yoğun bir seçim heyecanının ardından açıklanan sonuçlar ve şekillenen yeni dönem ile yani mevcut gerçeklik ile kendini nasıl hissediyorsun?
Seçim sonuçları kimilerinin tahminleriyle ve istekleriyle uyumlu geldi, kimilerinin istekleriyle uyumsuz, tahminleriyle uyumlu; kimilerinin de ne istekleriyle ne tahminleriyle uyumlu geldi. Sen bu olasılıkların hangisini deneyimliyorsun bilmiyorum. İçinde “Haklı çıktım, haksız çıktım.” gibi ikilik halin varsa bunu ve bu ikilik halinin sende yarattığı etkiyi fark etmeye seni davet ediyorum.
Hayatın olağan akışında isteklerim ile uyumlu olan sonuçlar ve isteklerimle uyumlu olmayan sonuçlar olduğunu çok küçük yaşımdan itibaren öğrendim. Konu her ne olursa olsun zihnimin değerlendirmesi hızlıca “haklıyım -haksızım, kazandım-kaybettim, doğru yaptım- yanlış yaptım, böyle olmalıydı- böyle olmamalıydı” gibi zıttıyla kıyaslayarak değerlendirmek şeklinde oluyor. Kıyas bazı kararları vermek için gerekli bir yol olabilir. Bununla beraber, neyi ne ile kıyasladığımın farkındalığında değilsem yaptığım kıyaslamanın sinir sistemime nasıl geldiği ile ilgili gözlem ve sorgulama içindeyim. Kendimi gözlemledikçe fark ediyorum ki; yaptığım kıyas nereden baktığıma, ne ile neyi kıyasladığıma göre beni hızlıca ya göklere çıkarıyor -ki bu göklere çıkış halim gerçekçi ve sağlıklı bir yerden olmayabiliyor ya da uçurumun dibine götürüyor.
Ne demek istiyorum?
Benimle aynı zamanda eğitim hayatına başlamış biri ile kendimi kıyasladığım bir anı örnekleyeyim. O kişinin 100 puan aldığını öğrendiğimde ben 90 puan aldıysam, içimdeki sistem onun aldığı puan ile kendi puanımı KIY-ASlıyor. Bu durumda kendime KIYıyor ve tabiri caizse kendimi yargılarımla ASıyorum. Bu halim, “yetersiz olduğum” düşüncesiyle beni hırpalıyor ve aldığım 90 puanı yok saymama sebep oluyor yani kendi emeğimi küçümsüyor, hafife alıyor ve beğenmiyorum. Bununla beraber; o kişi 80 puan aldığında ve ben yine 90 puan aldığımda yaptığım kıyas “ben daha zekiyim, akıllıyım” şeklinde kendimi yüceltmeme “yeterli ve hatta üstün görmeme” alan açıyor. Aslında iki durumda da aldığım puan aynı. Birinde kıyas ile kendimi alçaltırken birinde kendimi yüceltiyorum.
Şimdi seni, hangi konularda kendini bir başkasıyla kıyasladığını hatırlamaya ve fark etmeye davet ediyorum. Belki fiziksel özelliklerin sebebiyle (ben daha uzunum, o benden kısa, o benden daha güzel, benim ağzım daha küçük, onun gözleri renkli gibi) belki zihinsel kapasitenle (ben onun kadar hızlı öğrenemiyorum, 2 yabancı dil biliyor, ben yabancı dil öğrenemiyorum gibi), belki eşin, işin, çocuğun sebebiyle kendini bir başkasıyla kıyaslıyorsun, belki seçimlerinin sonuçlarını “o yaptı oldu, ben yaptım olmadı.” diye kıyaslıyorsun. Sadece fark eder misin, hangi durumlarda kendini, kimlerle, hangi konular üzerinden kıyaslıyorsun ve bu kıyaslar sende hangi düşünce inançlarını oluşturuyor?
Bu kıyas sebebiyle kendine neler diyorsun? “Yeterli-yetersiz, başarılı-başarısız, güzel-çirkin, haklı-haksız, şanslı-şanssız, herkes beni seviyor, kimse beni sevmiyor, çalışkan-tembel, anlayışlı-anlayışsız, hırslı-hırssız, başarılı-başarısız,.. gibi” ve kim bilir daha daha neler?
Türk Dil Kurumu'na göre; kıyas bir "konuda üstün seçeneği tercih etmek için yapılan seçme işlemi, eksik veya noksan olanı araştırmak" olarak kabul edilmekte. Üstün olanı fark etmek için bir oranlama, değerlendirme yapmak gerekiyor. Diğer yandan; iki aynı şey arasında oranlama yapabiliriz. Farklı ebeveynlerden doğan, aynı ebeveynden doğmuş olsa bile tamamen birbirinden farklı karakter özellikleri olan, düşünme biçimleri farklı, yaşadığı hayat, yetiştiği çevre, etkileşimde oldukları insanlar, dünyaya bakış şekilleri apayrı olan insanları birbiriyle kıyaslamak neden?
"İzmir’den Ankara’ya gitmek için uçakla gidersem kaç saatte giderim, kaç lira öderim, kendi arabamla gidersem sonuç ne olur, otobüsle gidersem bana kaç liraya ve ne kadar zamana mal olur?" konularında kıyas yapabilirim. Varmak istediğim yer Ankara ve bunu hangi yöntemle yapmanın bana daha üstün fayda sağlayacağının olasılıklarını orantılayarak sonuca varmak, seçim yapmak çok anlaşılır bir zihinsel faaliyet iken, dilimize yerleşmiş kıyas; insanlar üzerinden, kişilik özellikleri üzerinden, açığa çıkmış “başarı”lar üzerinden (başarı kelimesi de kıyasın bir sonucu) olduğunda kıyıp asmak gibi çok yıkıcı bir yere varıyor. Çünkü “üstün olanı seçmek” odağındaki kıyas, bana göre içinde yarışçı, rekabetçi ve ayrıştırmacı bir niyeti barındırıyor.
Bunun nesi kötü? diye içinden bir itiraz yükselebilir. Kıyas her an ve her zaman kötüdür gibi bir yerden yazmıyorum. Zira, böyle bir iddiam kıyasın sonucu olur. Evet; kıyas, olduğum yeri algılamam için bir değerlendirme mekanizması. Bununla beraber, bu değerlendirmenin “insan unsuru” üzerinden yapılmasının yani kendimi bir diğer kişi ile kıyaslamamın ve bu kıyasın sonucu üzerinden edindiğim yargıya inandığımda, bu inancın hayatla kurduğum bağı, kendimle kurduğum bağı nasıl etkilediğini fark edelim diyorum.
Kendimi ya da kendimden başka kişileri birbiri ile kıyaslamak, insanın insandan üstünlüğüne inanmak demek bana göre. Oysa; ben her insanın biricikliğine inanıyorum. Birinin diğerine göre farklılığının üstünlük ya da aşağı olma hali olarak değerlendirilmesini kabul etmiyorum. İnsanların birbirinden üstünlüğüne değil, eşit imkanlar ile yetişmediğine, laboratuvar ortamında yaratılmadığımız için çeşit çeşit olduğumuza ve farklılıklarımızla eşdeğerli olduğumuza inanıyorum.
Güç odaklı ve diğerinin üzerine baskı ve otorite kurmak odağında ilerleyen insanlık sürecimizde gücü kullanma biçimi olarak gelişen, aslında zihnimiz için hayatta kalma becerisi olarak gerekli olan kıyasın, insanların kıyaslanma konusu olmasıyla birlikte ayrıştırmaya, bölmeye ve hatta benim gibi olmayanı iteleyip yok etmeye ya da yok saymaya yönelttiği için şiddeti yaratmaya sebep olduğunu düşünüyorum. "Benim gibi olmayan benden öte dursun, benim gibi olmayanın ne hali varsa görsün" gibi sonuçlara yaptığım kıyasla geldiğimi fark ediyorum. Senin için de bu durumun tanıdık olduğunu tahmin ediyorum.
Eşdeğerli olarak geldiğimiz yaşamda, eşit imkanlara sahip olamamanın üzerimize bıraktığı yükü hafifletmek, “KIY-AS”LAMADAN yaşamak, hiç değilse kıyasladığımın ya da kıyaslandığımın farkında olup bu durumun üzerimde yarattığı etkinin farkında olmam mümkün mü? diye merak ediyor, araştırıyor, kendimi gözlemliyorum.
Kıyasın yarattığı içsel ve dışsal şiddeti fark etmeni, sonsuz ve mutlak iyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış, kazanç-kayıp, başarı ve başarısızlığın olmadığı gerçekliğini hatırlamanı ve kabullenebilmeni dilerim.
YORUMLAR