Özgürlüğe bir sigara yak
İnsan hayret ediyor konulu yasaklarımızdan biri daha. Malum, yılbaşına daha elli gün var. Henüz herhangi bir marka yeni yıl konseptli herhangi bir reklam yapmamış. Etrafta yılbaşına nerede girsek konulu geyikler dönmemekte. Vitrinler kırmızı donlarla süslenmemiş. Alışveriş merkezleri çakma Noel Babalarını henüz piyasaya sürmemiş. Bakanlar Kurulu, yeni yılı önünden mi yoksa ardından mı kırpsak da tatil yapsak konulu kararını açıklamamış. Belediyeler caddeleri ışıklarla donatmamış. Tur şirketleri pastırma yazının sakin havalarından rüya gibi yılbaşı tatillerine geçememiş.
Yani kısaca kimse yeni yılla ilgilenmiyor. Hatta öyle bir imkân olsa aramızda yeni yıla girmek istemeyecekler bile var. Ama birileri çıkıyor, yılbaşı sepetlerinde alkol ve tütün mamulleri yasaklandı diyor. Hadi buyurun bakalım.
İtiraf edeyim, yılbaşı paketi diye bir paketin var olduğunu yeni öğreniyorum. İçinde alkolün her türlüsünden fındık fıstığa, şampanya kadehinden süslü mumlara kadar aklınıza gelebilecek türlü çeşitli zımbırtı olduğunu da. Gerçekten büyük hizmet. İhtiyaçlarımızı tek tek alamayacağımızı ya da yılbaşı gecesi ihtiyaç duyduğumuz şeyleri akıl edemeyeceğimizi düşünen bir takım markalar üşenmemiş, bize içinde şamdanın ve dekoratif çerçevenin de (?) bulunduğu paketler hazırlamış. Eksik olmasınlar.
TAPDK’nın açıkladığı kararı tekrar okuyorum. Israrla tütün mamulleri de yılbaşı sepetlerinde yer almayacak, diyor. Ama incelediğim hiçbir yılbaşı paketinde tütün mamulü yok. Zaten olmasının anlamı da yok. İçicisi ve satıcısı olmadığım halde kaç yüz bin çeşit sigara olduğunu ben bile biliyorum. O paketleri tasarlayan büyük yaratıcılar da biliyor olmalı ki, tiryakisine göre çeşitlilik gösteren sigaraları pakete dahil etmemişler. Ama hafızalarda hâlâ insanların cebinden sigara paketlerini toplayan, sigara içen birini gördüğünde kaşlarını çatıp alt dudağını sarkıtan yöneticilerimizin görüntüleri olmalı ki, pakete sigarayı da dahil edivermişler.
Şimdi ben yılbaşı falan seven bir adam değilim. Hele hayatta bir şeye düşmanlık duyacaksam o şey sigaradır. Ama işte yasak masak diye bir şey duyunca bende sigortalar (İzmirli dostlar için asfalyalar diyelim) atıyor. Elimde değil. Sonra başlıyorum yasak nedir arkadaş, demeye.
Devletin kamu sağlığını tehdit eden tüketim davranışlarını yönlendirmesi hakkı değil görevidir. Bu tür ürünlerin kullanımının özendirilmesine dair yasal düzenlemeler yapması doğrudur. Ama en basit haliyle aynı düzenlemeleri GDO’lu ürünlerin ülkeye girişinde, çeşitli gıdaların standartlarının belirlenmesinde, çocuk giysilerinde, oyuncaklarında, mamalarında vs.’de yapması da beklenir. Buna rağmen hâlâ birileri alkol ya da sigara kullanıyorsa bu, o kişinin bileceği iştir. Ha amaç yetişkinlerin yaşam tarzına yönelik bir düzenleme yapmaksa o ayrı tabii.
Bu karardan sonra şöyle görülmemiş bir yılbaşı kutlayasım var. Yılbaşı gecesi öyle tavuklar gibi erkenden yatmayacağım. İçeceğim. İçireceğim. Yılbaşı paketlerinde alkol ve sigara yasakmış artık. Varsın olsun. Hepsini ayrı ayrı alacak kadar kafam çalışıyor hâlâ. Sigara kullanmıyorum ama onu da alacağım. Özgürlük adına bir sigara da ben tellendireceğim. Hatta şöyle bir kampanya başlatasım da var. Yılbaşı gecesi saat dokuzda herkesi bir dakikalığına sigara içmeye davet ediyorum. Buradan duman avcılarına da kendimi ihbar ediyorum. Evet, o kampanyayı ben başlattım. At o sigarayı diyen olursa, sana ne, diyeceğim. Sen mi verdin parasını. İçme falan derlerse, keyfimin kâhyası mısın, diyeceğim. Neden bu kadar içiyorsun diyene, canım öyle istiyor, diyeceğim. Bütün ülkeyi yasaklarla doldurduklarında aklımın içinde sigara içeceğim, alkol alacağım, bildiğim bütün yasakları çiğneyeceğim. Kafamın içini de yasaklayacak değiller ya.
Hadi şimdiden afiyet olsun o zaman. Doldurun bir kadeh, tellendirin bir sigara. Dumanını da duman avcılarına doğru üfleyin. Yılbaşı gecesi sokaklarda küfesinde içki şişeleriyle aynı anda dört sigara birden içen çılgın bir Noel Baba görürseniz, selam vermeden de geçmeyin.
YORUMLAR