ODTÜ sadece üniversite değildir

ODTÜ hikâyesi çok gerilerden de ele alınabilir ama ben özellikle bir noktadan başlamak istiyorum; Paris saldırıları. Avrupa’nın gördüğü en kanlı eylemlerden biriydi şüphesiz. İntihar bombacıları stadyumları, konser salonlarını, sokakları cehenneme çevirdi. Silahlı saldırılar da oldu ve en az 132 kişi hayatını kaybetti. Saldırıları üstlenen Işid’in gerekçesi Fransa’nın Işid karşıtı koalisyondaki aktif rolüydü.


Bu saldırıların ardından hacker grubu Anonymous, Işid’in gizli tüm eylemlerini açığa çıkarmaya yemin ettiğini bildirerek terör devletine karşı savaş ilan ettiğini açıkladı. Bu açıklama, Anonymous’un dönem dönem yaptığı hack’leme eylemlerinden çok daha büyüklerine girişeceğinin göstergesiydi.


Patlamadan sonraki hafta Işid’e militan sağlamak için çalışan 5 kişinin bilgilerini paylaştılar ve Işid’i destekleyen 5500 Twitter hesabını hack’lediler.


Artık devletler dışında hacker gruplarının da siyasi bir aktör olarak sahne aldığı bir dünyada Anonymous’un bu çıkışı kamuoyundan da destek gördü. Ülkemiz kamuoyunu da buna dahil edebiliriz. Sonuç olarak biz de Reyhanlı’da 54, Suruç’ta 34 ve Ankara’da 95 insanımızı Işid’in eylemleri sonucu kaybettik.


Gelin görün ki, Anonymous’un eylemleri Işid’le sınırlı kalmadı. Rusya’yla yaşadığımız uçak krizi sonrası internetteki sorunların Rusya’nın siber saldırısı olabileceğini düşünürken aradığımız cevap Anonymous’tan geldi: "Yapan Rusya değildi."


Bu saldırı sürecinden içinde Türkiye'nin DNS'lerinin, bankaların web sitelerinin, kamu kurum veya kuruluşlarının web sitelerinin ve mobil uygulamalarının bulunduğu 400 bine yakın “.tr” uzantılı internet sitesi etkilendi.


Anonymous, saldırılarına gerekçe olarak Türkiye’nin Işid’e destek verdiği iddiasını gösteriyordu ve destek devam ettiği sürece saldırılarının daha da büyüyeceğini söylüyordu.


İşte durum bu haldeyken,

Yani iddiaları çürütmek dururken,

Bankacılık işlemleri aksadığı için oluşan mağduriyetleri gidermek varken,

Mevduat sahiplerine güven telkin etmek gerekirken,

Kamu kuruşlarındaki işlemleri aksayanlara çözüm önerileri getirmek gerekirken,

Alınan önlemleri kamuoyuyla paylaşmak en acil davranışken,


Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, işe Türkiye’nin yüz akı ODTÜ’nün gerekli önlemleri almadığı suçlamasıyla başladı. Saldırıların gerçekleştiği sunucuların ODTÜ’de bulunduğunu ve bunları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) almak istediklerini ama ODTÜ’nün vermediğini belirtti. Literatüre geçen bir saldırı sonrası Yıldırım’ın tepkisi aslında bir işaret fişeğiydi.


Ardından mescit krizi patlak verdi ya da birileri mescit krizine yol verdi. Cihatçı çetelerin propagandasını yapanlara gösterilen tepki, kamuoyuna ibadete engel olunuyor, şeklinde sunuldu. Ki ODTÜ, başörtünün tabu olduğu yıllarda bile başörtüsüne verdiği destekle bilinir.


Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, el artırarak konuya müdahil oldu. "ODTÜ, internetle ilgili uluslararası arenada bir sorumluk almıştı. Ancak zaman içinde biz Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nu (BTK) kurduk. BTK, Ulaştırma Bakanlığı aracılıyla ODTÜ'deki bu sorumluluğun, bu kuruma devredilmesi gerektiğini bildirdi, talep etti. Ancak ODTÜ bu konuda direniyor. Halbuki yasal düzenlemeler var, kendisini imparator zannediyor bu rektör zannedersem, herkes haddini bilmeli diye düşünüyorum" diyerek ODTÜ Rektörü Ahmet Acar'a ilk ayarı veren siyasi oldu. Bakanın yanında terlikle oturan ve FBI tarafından bilgisayarına çocuk pornosu indirdiği için hakkında soruşturma başlatılan rektör olmaktansa, kendini imparator zannetmek yeğdir kanımca.


Bir sonraki adım Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. “Yönetici kadrolar, özgürlükçüyüz diyorlar. Sizin neyiniz özgürlükçü? Gereği neyse, bunun da YÖK tarafından yapılması gerekir.” diyerek topu YÖK’e attı.


YÖK, hiç vakit kaybetmeden olaylar hakkında soruşturma komisyonu kurulmasına karar verdi. Bu arada nazarı ispatlama, otomobilin kapısına sinyal bandı çekme benzeri dev projelerle uğraşan birkaç üniversiteden ODTÜ’ye tepki gösterildi.


Türkiye’de mevcut şartlarda halen 90.000 internet sitesinin yasaklı olduğunu, mevcut kanunlarla ve düzenlemelerle bile başta sosyal medya olmak üzere haber ve medya sitelerine erişimin engellendiğini, filtreleme, keyfi site kapatma ya da sayfa bloklama gibi uygulamaların yapıldığını düşünürsek, ODTÜ’de bulunan DNS server’larının BTK’ya devrinin doğuracağı sonuçları bir düşünün.


Sanırım artık durduk yere çıkarılan ODTÜ kriziyle nelerin amaçlandığı ve ODTÜ’nün sadece bir üniversite olmadığı ortada.

Ama bir de Ankara’nın göbeğindeki o 4500 hektarlık muazzam arazisi var ki… Yeri gelince bir kriz de onun için patlatmaya değer bence.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.