Birlikte yalnız kalabildiğiniz insanlar
İnsanlar ikiye ayrılır; birlikte yalnız kalabildikleriniz ve kalamadıklarınız. Bana göre birlikte yalnız olabilmek dünya üzerindeki en büyük samimiyet mertebesidir. Yanlış anlaşılmasın, bir birliktelik içinde yapayalnız kalmakla; birlikte yalnız olabilmek tamamen farklı şeylerdir.
Birlikte yalnız olabilmek aynı evin içinde, aynı tatilde, aynı arabada herkesin kendine ait bir odası olması demektir. Belki elinizi uzatsanız dokunabilecek kadar birinin yakınında olup da içinize dönebilme özgürlüğüne sahip olabilmektir. Düşüncelere dalmak, kitap okumak, yazı yazmak için yanınızdaki insandan kurtulmak zorunda kalmamaktır. Birlikte yalnız olabilmek birlikte uzun uzun susmak, o uzun sessizliğin tadını çıkarmaktır.
Birlikte yalnız olabilmek birbirinizin yanında bütün sosyal gerekliliklerin kalkması demektir. Bütün gün pijamalarda oturmak, özgürce çirkin, yaşlı, kaçık ve asık suratlı olabilmektir.
Bu mesele benim için insan ilişkilerinde neredeyse en önemli konuların başında gelir. Eğer benim gibi sosyal enerjiniz sınırlı ve dışa dönük süsü verilmiş içe dönük bir insansanız arkadaşlık, sevgililik, akrabalık her ne türden ilişki olursa olsun birlikte yalnız olabilmek büyük önem taşır.
Hele hele benim gibi hayli dürtüleriyle hareket eden bir insansanız o zaman herhangi bir insanla herhangi bir ilişki içinde kalabilmek için o hareket özgürlüğüne ihtiyaç duyarsınız.
İşin garip tarafı çoğu zaman evli, arkadaş, akraba olup da o mıç mıç ilişkler içinde yapayalnız kalırız. Etraf genelde çok kalabalık ve gürültülüdür, kendi sesimiz bir uğultuya karışıp gider. “Mış” gibi yapmak, uğultu içinde kendi sesini kaybetmek kadar insanı ruhsal yalnızlığa sürükleyen başka bir şey yoktur.
Halbuki birinin yanında, onunla birlikteyken iç dünyanıza dönebilmek çok büyük samimiyet gerektirir. Çoğu insan bunu kaldıramaz. Sizin kendi kendiliğinizi kişisel alır. Zira, bu hal sadece o iki insan arasında derin bir samimiyet gerektirmez, denklemdeki her bir insanın da kendisiyle samimiyetini gerektirir. Kendisiyle olamayan insanlar, başka birinin bu haliyle de kuşkusuz olamazlar.
Yalnız olmayı çok severim. Ama en çok biriyle birlikte yalnız olabilmeyi severim. O iki insanın kendi kendiliğinden doğan yakınlık gibisi yoktur. Aynı evin içinde bir kahve ya da öğle yemeği için buluşmak gibisi yoktur. Aklınıza harika bir fikir geldiğinde, hemen koşup anlatacak birisi olması gibisi yoktur. Birini kendi köşesine kıvrılmış kedi gibi mırlarken uzaktan seyretmek gibisi yoktur. Arada birinin yanınızdan geçerken yanağınıza bir öpücük kondurup gitmesi gibisi yoktur. Gece yarısı Nutella’ya birlikte yenilmek gibisi yoktur... Birbirinizin yanında özgürce çirkin, yaşlı, kaçık ve asık suratlı olabilmek gibisi yoktur....
YORUMLAR