Doğumla ilgili beklentileriniz...

Rahim kasılmaları, aslında bebeğinizin doğum kanalından dış dünyaya olan yolculuğunu mümkün kılan sağlıklı bir araçtır. Size ya da bebeğinize zarar vermez. Bebeğiniz ve bedeniniz ne zaman doğum için tam olarak hazırsa, gizemli doğum hormonları beynimizden harekete geçer ve doğum başlar.


Rahim bebeğinizin ilk evi, kalp kadar çok kaslı bir organdır. Doğumu başlatan hormonlar yükselen bir ivme ile salgılandıkça giderek gücünü, sancısını, kasılmasını, baskısını ya da ağrısını arttırır. Rahim o kadar güçlü ve yaptığı işten o kadar emindir ki sizi dahi dinlemeden bebeği kollarınıza güvenle ulaştırana kadar hiç durmadan çalışır.


Kalbinizin atışını durduramayacağınız gibi rahmin kasılmalarını da bilinçli bir şekilde durduramazsınız. Doğum başlar, hızlanır ve biter. Bu gidişatın içinizde, sizden bağımsız olarak hareket etmesi çoğu kadın için korku uyandırıcıdır. Bedeninde doğal olarak engelleyemeyeceği, hoşuna gitmeyen ya da ağrı duyduğu bu süreci, doğal yollarla tamamen durduramadığı an doğum, hükmedilemez ve kendisinden kaçılamaz bir hale gelir.


Doğum sancılarını nasıl hayal ediyorsun? Doğumdan beklentin nedir? Hayallerin ve beklentilerin yaşadığın doğumla örtüşmezse bu durumla nasıl başa çıkacaksın?

Tabi ki doğumdan herkesin beklentisi sağlıklı annelerin doğurduğu sağlıklı bebeklerdir. Benim anlatmak istediğim, doğum sancısı ve doğumun gidişatı ile ilgili beklenti ve hayaller. Şunu çok net söyleyebilirim; çoğu kadının doğumu tam olarak hayal ettiği gibi olmuyor. İlla ki bir yerlerde, bir şeyler tam istediği ve beklediği gibi gitmiyor.


Doğal doğum istiyor, hiç ilaç kullanmak taraftarı değil. Bu konuya o kadar takıntılı ve arzulu yaklaşıyor ki, madalyonun diğer yüzünü hep görmezden geliyor.


Hiçbir ilaç, ağrı kesici vs. kullanmadan normal doğum yapmak istiyor ve kesinlikle sezaryen olmak istemiyor. Peki doğum sancısıyla, normal doğumun zorluklarıyla baş etmek için neler yapmayı düşünüyorsun diye sorduğumuzda duraklıyor. Nefes kullanmayı, pilates topunu en büyük kurtarıcısı olarak görüyor. Ve evet hepsi de doğumda ağrıyla ve rahatsız edici hislerle baş etmek için güzel yöntemler ama en büyük sorun onların işe yaramadığı yerlerde başlıyor.


Doğum sancısını ele alalım. O durdurulamaz, zaten durması da istenilmez ve epidural harici hiçbir yöntem onu tamamen hissetmemenizi engellemez. Nefes, pilates topu, su ve ilaç dışı ağrıyla baş etme yöntemleri kullandığınızda ağrı ya da hissettiğiniz rahatsızlık hissi yok olmaz. O hala oradadır ve siz kullandığınız yöntemi başarıyla uygulayabilirseniz zihin ağrıya değil yönteme odaklı olduğundan o sancı kolaylıkla geçer gider. Burada asıl önemli olan hangi yöntemi uygularsan uygula sancıyı tamamen yok edemeyebileceğinizin farkında olmaktır. Bu farkındalıkla doğuma hazırlanıldığında ağrı ile ilişki yumuşar, karşılıklı bir savaştan çıkar. Onunla uyumlanmak ve yarattığı hislerle aynı frekansa inmek gibi algılanabilir. “Zor ama yapıyorum” hissi tam da buralarda başlar. Rahim kasılmalarının yarattığı zorluklarla arkadaş olunur ve bebeğinizin doğması için bunları beraberce aşıyor olduğunuza yoğunlaşılır.


Eğer hayallerinizde ve beklentilerinizde kursta öğrendiğiniz nefes tekniklerini yaptığınızda, pilates topunda zıpladığınızda ağrıyı tamamen ortadan kaldırabileceğiniz gibi bir düşünce varsa ve rahim kasılmalarının zorluğunu hissettiğinizde yaptıklarınız işe yaramıyorsa büyük olasılıkla paniğe kapılır ve gidişattan endişe edersiniz. Beklentileriniz ve yaşadıklarınız birbiri ile örtüşmez.

Ya sezaryen olmanız gerekirse… O zaman bu durumla baş etmek için ne yapacaksınız? Sezaryen olmanız gerekirse kendinizle ilgili neler düşüneceksiniz? Diyelim ki doğum hayal ettiğiniz gibi gitmedi o zaman bu durumla nasıl başa çıkacaksınız?


Doğumdan neler beklediğinizi fark etmek ve beklentilerin karşılanmadığında nasıl hissedeceğinizi anlamak çok önemlidir. Çünkü kadının yaşadığı doğum deneyimi tüm hayatını, anneliğini, emzirme sürecini, bebeğiyle olan ilişkisini etkileyebilir. Evet, abartmıyorum aynen dediğim gibi… Başaramadım, beceremedim, yapamadım hissi değil de ne kadar “önemli olan bebeğimin sağlığı” olsa da içten içe cızırdar. Herkesin ilk ve en önemli arzusu sağlıklı anne ve bebekler olsa da ruhsal sağlığın biraz es geçildiğini düşünüyorum. Her zaman iki taraflı düşünmeli ve doğum sürecine her yönüyle hazırlanmanız önemlidir. Normal doğum istiyorsunuz ama sezaryene de hazırlanmalısınız. Bu süreç kötü düşünmeyeyim de negatifi üzerime çekmeyeyim mantığı ile yürümüyor. Doğumda her an her şey olabiliyor ve bunu bildiğinizde her türlü doğum yöntemine hazırlanmak doğumdan alınan memnuniyeti arttırıyor ve başarısızlık hissini azaltıyor.


Doğumdan beklentilerinizi fark etmek ve bazı durumlarla karşılaştığınızda neler hissedeceğinizi daha derinden anlamak için içsel çalışmalar yapmak yararlı olabilir. Ben bu tür çalışmaları doğum öncesi deneyimlemenin, anne adaylarının doğumlarına yön verebilecek ve daha önceden fark etmedikleri ya da görmezden geldikleri duygu, düşünce ve endişeleri açığa çıkararak (doğumda çıkacağına önceden çözülmeleri, en azından fark edilmeleri çok daha iyidir) daha pozitif bir doğum deneyimi yaşayabileceklerini pek çok defa deneyimledim. Bu korkuları, endişeleri ya da boş kuruntuları fark etmek, onlar büyümeden bir destekçinin ya da konusunda profesyonel bir doğum terapistinin yardımıyla çözümlemek oldukça yararlıdır. Doğum sanatı, rengarenk boyalar, üzerini özgürce dolanabileceğiniz bembeyaz bir kağıt, diyalog ya da bir hikaye yardımıyla kendinizi daha derinden, sessizce dineme fırsatı doğum öncesi bulunmaz bir hazine gibidir…

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.