Gebeliğimin 37. haftası
Ev nasıl dandini anlatamam. Her yer, her yerde… Gece tuvalete kalkmak çok zor olduğu için kurduğumuz beşiği yatağımın yanına koyamadım. Beşik salonda, üzerinde bebek arabasının parçaları, Çınar’ın torba torba kıyafetleri, pilates topum. Salona bomba düşmüş gibi.
Kıyafetlerin toparlanması için sipariş ettiğimiz gardırobun acilen gelmesi lazım derken, söylediklerinden de hızlı bir şekilde gardırop evimize ulaştı. Ulaştı da bizim istediğimiz, anlattığımız, çizdiğimiz gardıropla uzaktan yakından alakası olmayan, ağacı bile farklı çirkin, kazulet gibi bir şey geldi. Anında geri yolladık. Benim tepem attı. Acayip sinir oldum ama bu marangoz işler böyle maalesef. Biz de ne yaptık, ertesi gün soluğu yine evimizin her şeyi İkea’da aldık. Bu sefer de orada beğendiğimiz gardrop tükenmiş. Önce Haziran’a kadar gelmeyecek deyip yüreğimizi ağzımıza getirdiler ama sonradan birkaç güne kısıtlı sayıda geleceği haberini aldık. Neyse, bu işi de hafta sonuna kadar bir şekilde halledeceğiz inşallah…
Bu hafta Gülnihal’le randevumuz vardı. Her şey çok güzel geçti. Çınar’ın doğum pozisyonuna döndüğünü bir kere de onunla doğruladık. Bu seferki kontrolümüzde eşimle bana perine masajının nasıl yapılacağını gösterdi. Eşimin de bunu bilmesi gerekiyor çünkü kocaman bir karınla insanın kendi kendine perine masajı yapması imkansız gibi bir şey… Daha önceki yazılarımdan birinde perine masajı ile ilgili yazmıştım. (İlginizi çekerse buradan okuyabilirsiniz: Kesisiz normal doğum için ne yapmalı? )
Doktorum bana perine masajı yaptıktan sonra bir de pelvisine bakalım dedi ve toplamda birkaç saniye süren, rahatsız edici hiçbir his duymadığım türden vajinal bir muayene yaptı. Bu muayene ardından merak edip bunun çatı muayenesi olup olmadığını sorduğumda gülerek “Ben özellikle çatı muayenesi demek istemiyorum. Çünkü kadınlar çatı muayenesini gözlerinde öyle bir büyütüyorlar ki, zihinlerinde gereksiz yere bir gerginlik ve korku oluşturuyor. Bu da bedenlerine yansıyor ve muayenenin zor olmasını sağlıyor” diye cevap verdi. Zaten çoğu şey başkalarının bizi korkutmasından olmuyor mu… Şöyle acıyacak, böyle yırtılacak, ben bir bağırdım hastaneyi inlettim gibi gibi bir sürü korku tohumunu zihnimize eken yine başka kadınlar değil mi…
Doktorumun bir başka önerisi Çınar döndüğüne göre tekrar yürüyüşlere, çömelmelere başlamam oldu. Bu hafta itibariyle de tekrar ahududu yaprağı çayı içmeye de başlayacağım. Bakalım doğum ne zaman olacak... Üzerimde bu konuyla ilgili herhangi bir baskı ya da gerginlik yok. Gayet rahatım ve oğlum ne zaman gelmek isterse, ne zaman doğmaya hazır olursa o zaman geleceğinin bilinciyle son haftalarımı güzel güzel geçiriyorum.
YORUMLAR