Babaların farklı yaptığı 12 şey
Birkaç yılımı bir gazetenin Dış Haberler servisine verdiğim için alışkanlık oldu bende bazı yabancı sitelere düzenli bakmak. Çok sevdiğim bir site var, eltern.de. Yıllardır her gün okuyorum. Tarzını çok seviyorum. İşte bu haberi orada gördüm. Hem bazı bölümlerini çevirdim hem de eklemeler yaptım kendime göre. İşte babaların bizden farklı yaptıkları şeyler… Bu bir baba eleştiri yazısı değil, sadece farklı yaptığımız şeyler. Kiminde onlar haklı, kiminde biz… Göreceli. Gerçek olan kesinlikle bizden daha rahat olmaları:
1. Irmak bir yere çıkamadığında, koşup yardım ederdim. Okuduğum onca kitapta yapmamam gerektiği yazmasına rağmen. Nasıl bir içgüdüyse, engel olamazdım. Arkın ise sakin sakin otururdu, beklerdi. Kendi yapana kadar. Sabırla. Neyse, sonra ben de öğrendim beklemeyi. Fırlayıp yardıma gitmedim. İçimdeki kadın koştu gitti ancak ben durdum.
2. Parka gittiğinizde çevrenize bir bakın. Babalar bankta bekliyor, anneler salıncak-kaydırak dibinde. “Ya bir şey olursa, düşerse tutarım” mantığıyla oturamıyoruz. Otursak gözümüz durmuyor. Babalar gazete bile okuyor.
3. Dışarı çıkarken çantaya neler koyuyoruz? 3’er alt-üst yedek, kitap, oyuncak, yine oyuncak, yine oyuncak, kalem, kağıt… Babalar nasıl çıkıyor? Bir tişört alırsa yedek niyetine onu da arabada bırakıyor. Çocuk, anahtar ve cüzdanla çıkıyorlar. Ve çocuğu oyalamayı bir şekilde başarıyorlar. Biz, kendi halimize yanalım. Bir ara benim bagajda kova kürek vardı, ya kumlu bir yere gidersek diye… Biliyorum, abartmışım!
4. Tam sohbetin ortasındayken çocuk gelip bir şey söylemek istediğinde, anne hemen ilgisini ona çeviriyor. Baba ise konuşmanın bitmesini beklemesini söylüyor. İşte ya da izlediği dizinin…
5. Biz hangi oyun nasıl geliştirir diye düşünüp oyun kurarken, babalar kendileri de eğlenecekleri oyunları seçiyorlar. Ve çocuklar kesinlikle daha çok eğleniyor. Çünkü karşılarındaki kişi de halinden gayet mutlu oluyor. Ah bir de biz mesela UNO oynarken “aman yenmeyeyim” diye düşünürken, onlar yeniyor “böyle öğrenecek” diyor. Biz yendiğimizde ağlayan çocuk, babasına kaybettiğinde onu tebrik ediyor!
6. Bir yere gidilecekse, annenin aklından geçenler: “Bakıcı mı çağırsam, anneme mi bıraksam? Yemeğini yer mi? Oynarlar mı? Uyanıp da ağlar mı? Gitmesem mi?” Bunların hiçbiri babanın aklından geçmediği gibi, “bay bay” deyip çıkıyorlar. Hatta anne arada evi yokladıkça bir de ona kızıyorlar.
7. Ben Irmak’la bir yere gittiğimde tüm detaylarıyla anlatıyorum. Arkın’la ikisi gitmişlerse eğer, cımbızla laf alıyorum ağzından.
“Nasıldı?”
“İyi.”
“Kalabalık mıydı?”
“Eh.”
“Çocuk eğlendi mi?”
“Evet…”
8. Biz her bir olaydan sonra “ay acaba çok mu etkilendi, bir psikoloğa danışsam mı” diye düşünürken onlar o sırada bize uzaylı gibi bakıyorlar.
9. Biz uyutmak için saatler harcıyor, yöntemler deniyor, kendimizi çocuklar beraber uzun süre odaya kapatıyoruz istemeden. Ya onlar? “Uyumuyor, demek uykusu yok” diyerek bırakıyorlar. Ve o zaman ne çocuk ağlıyor ne onlar yıpranıyor…
10. Hafta sonu planını biz yapıyoruz, onlara da sadece bize eşlik etme kısmını bırakıyoruz. Hangi film gelmiş, nerede hangi tiyatro var, etkinlik listeleri… Her şeyi organize eden taraf biziz… Onlar da plan yapıyorlar ancak ne güzel ki arkadaşları da bu planlara dahil oluyor. Biz sadece çocuk odaklı bakıp sonra da “ama yoruldum” diyoruz. Hadi bu da özeleştiri olsun.
11. Bebeği salıncağa koymadan önce silen, kaydırağa alıcı gözle bakıp arada onu da temizlemeye kalkan, ıslak mendilsiz adım atmayan taraf, anne. Babanın yanında genelde kuru mendil bile olmuyor. Hijyen diye tutturan taraf bizi. Babalar daha rahat. Ve çoğu zaman da bu konuda daha haklı.
12. Bir etkinliğe gittik diyelim, anneler anında kaynaşıyor. “Sizinki kaç yaşında? Okula gidiyor mu? Bezi bıraktı mı? Okuma öğrendi mi?....” Anında bir samimiyet, bir paylaşım. Babalar ne yapıyor? Çocuğu götürüyor, kimseyle sohbet etmeden bekliyor, alıp getiriyor. Bu kadar net işte.
Benim aklıma bir çırpıda bunlar geldi. Var mı başka örnekler?
YORUMLAR