Çocukta kendini kontrol becerisi
Erken çocukluk dönemini yıllar önce geride bırakan iki gencin annesi olarak ara ara kendime “Keşke bugün bildiklerimi çocuklarım küçükken biliyor olsaydım” derim. Yanlış anlaşılmasın. Bu keşkelerim şimdi bildiklerimle çocuklarımı daha farklı yetiştireceğimden değil. Bunlar daha çok okuduğum ve dahil olma şansını yakaladığım çocuk araştırmalarındaki çalışmalarda benimkilerin neler yapacağıyla ilgili merakımdan. Bu çalışmaların bazıları çarpıcı bulgularıyla çocuk gelişimi literatüründe önemli yere sahipler. Erken çocuklukta yapılan bu çalışmalarda gözlemlenen bazı davranışlar çocukluğun ilerleyen yılları ve hatta yetişkinlik dönemi davranışlarıyla ilgili önemli ip uçları sağlıyorlar.
Alana en büyük katkı sağlayan çalışmalardan biri Walter Mischel ve arkadaşlarının “doyumu erteleme”, orjinal adıyla “delay of gratification”, çalışmasıdır. Doyumu erteleme en basit ifadeyle çocuğun o an önünde bulunan bir ödülü alma dürtüsünü, bir süre sonra daha büyük bir ödülü alabilmek için kontrol edebilmesidir. Mischel’in 4 – 6 yaş grubundaki çocuklarla yaptığı bu çalışmada çocuk önünde bir şekerleme (marshmellow) ile bir odada yalnız bırakılıyor. Araştırmacı odayı terk etmeden önce çocuğa isterse şekerlemeyi hemen yiyebileceğini, fakat eğer kendisi dönene kadar şekerlemeyi yemeden bekleyebilirse ona bir yerine iki şekerleme vereceğini söylüyor. 15 dakika odada yalnız kalan çocuklardan bazılarının şekerlemeyi hemen yemeyi tercih ettikleri bazılarının ise içlerinden gelen dürtüyü bir süre için bastırarak ikinci şekerlemeyi bekledikleri görülüyor. Araştırmanın takip çalışmasında gelişimleri izlenmeye devam eden bu çocuklardan küçüklükte dürtülerini kontrol edebilen ve beklemeyi tercih edenlerin ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde sosyal ve akademik alanlarda daha başarılı ve psikolojik olarak daha sağlıklı bireyler oldukları gözlemleniyor.
Bu buguları daha da ilginç kılan, orjinal araştırmadan yaklaşık 40 yıl sonra, aynı katılımcılar kırklı yaşlarının ortalarındayken yapılan son çalışmanın sonuçlarıdır. Katılımcılardan duygularını belli etmemek üzere dürtülerini kontrol etmeleri istendiğinde araştırmanın önceki aşamalarında yüksek kontrol becerisi gösterenlerin beyinlerinin mantık yürütme, karar verme ve benzeri fonksiyonlarıyla ilgili bölümlerini daha aktif kullandıkları, kendini kontrol becerisini göstermekte zorlananların ise beynin duyguyla ilgili bölümlerini daha aktif kullandıkları gözlemlenmiş. Kısaca, daha 4 yaşındayken kendini “şekerlemeyi yemeden 15 dakika bekleyebilme” olarak gösteren bu beceri kişinin gelecekte tercihlerini ne yönde kullanacağı, kararlarını nasıl vereceği ile ilgili ip uçları verebiliyor.
Walter Mischel’in yaklaşık 40 yıl önce başlattığı “Stanford Marshmellow Study” olarak da anılan çocuğun kendini konrtrol edebilme becerisi hakkındaki bu araştırma çocuk gelişimi literatüründe çok önemli bir yere sahiptir. Bugün okul öncesi dönemde çocuklarla yaplan pek çok araştırma bu çalışmayı içerir ve sonuçları önemli bir veri olarak değerlendirir. Ancak bütün bu bilgileri paylaştıktan sonra altı önemle çizilmesi gereken nokta, tüm bu çalışma sonuçlarının her şeye rağmen istatistiki analizler sonucu elde edilen genellemeler olduğudur. Bunlar elbette çocuğun sağlıklı gelişiminde risk oluşturabilecek durumlarla ilgili önemli bilgiler veririler. Fakat bugün bir şekerlemeyi yemeden 15 dakika duramayan her çocuğun ileride sosyal ve akademik alanlarda başarısız olacağını, mantıklı kararlar vermekte zorlanan, daha çok duygusal kararlar veren bireyler olacağını söylemek elbette doğru olmaz.
YORUMLAR