Biz neden Anadolu’yu bu kadar yanlış anladık?

Güzel adamlarla tanışıyorum, güzel kadınlarla, yüreği safi yaratım gücüyle dolu karakterli insanlarla… Uzaklardan bakarken “şezlong, güneş yağı, güzel yeme-içme” üçgeninde şekillenen Ege algısını yıkan üretken insanlarla… Varlıkları hayatıma egemen oldukça Ege’de yaşamın sadece güzel yemek-içmekten ve sefa sürmekten ibaret olduğunu belletenlere içerliyorum iyice. Güzel Ege’yi, cânım Akdeniz’i bir şezlong cumhuriyetine çevirenlere dönüyor bütün öfkem.



Sadece insanoğlunun değil, hiçbir canlının varoluşu sadece almaktan ibaret değil. Dengeyse varoluşun özü, terazinin bir kefesinde almak, diğerinde vermek var. Sadece alarak yani sadece tüketerek devam edebileceğini sanan insanın en büyük yanılgısı az ötesinde olacak büyük patlamaya kör olması.


“Havası pek güzelmiş, harika da denizi var diyorlar” cümlelerinin peşine takılıp “bana ev bul, bana arsa bul”cularla karşılaştıkça üzerime bir görünmezlik pelerini kuşanıp ortadan yok olmak istiyorum. Büyük şehirlerde var olan birinci, ikinci, üçüncü evlerine ek yeni bir konut daha ekleyip kışlık evlerine dönerken de geride sadece tükettiklerinin çöplerini bırakan insanlardan daha vicdanlı, üretken, kıymet bilen insanları hak ediyor bu topraklar.


Datça’nın en güzel köylerinden biri Yakaköy’de Uluslararası Knidos Kültür Sanat Akademisi diye 52 ülkeden 400’e yakın sanatçının gelip resimden heykele pek çok dalda sanat ürettiği, hem birbirlerinden hem de tarihi ve kültürü coşkun bu topraklardan etkilendiği harika mabedi kaç şezlongcu biliyor acaba? Denizi dönemin çok satan kitaplarından birine fon edip instagram’a fotoğraf koydurtan o güzellikteki muhteşem enerji, kaç insanı bir şeyler üretebilmek için kışkırtıyor? Biz neden Anadolu’yu bu kadar yanlış anladık?


“Anadolu öyle mümbit, öyle zengin, öyle tanımsız renklerle dolu ki bunun sırrına vardığın an dünyanın en güzel rengini, en güzel biçimini, en güzel şiirini, en güzel masalını, en güzel hikayesini ve en güzel bestesini yaparsın, yeter ki ıskalama. Iskaladığın her şey seninle gelecek olanı köreltir ve ileride seni yokluğa çeker. Iskaladığın her şey bu ülkenin adına fukaralığa giden yolun kapılarını açar. Bu fukaralığın kapısının dehlizi karanlıktır. Orada rengi hiç göremezsin. Hayatı orada zehir zemberek yaşarsın. Sanatın bu evrensel, bu şiirsel, bu üstün gücü Anadolu topraklarına şırınga edilmiştir. Burada bizi besleyecek her türlü zenginliği bulmak ve onunla bütünleşmek mümkündür. Şanslıyım Anadoluluyum. Aslında buna şans da demiyorum ben. Bedelini ödemediğin güzelliği yaşayamazsın, kolayca elinden alırlar. Seni başı kabak, yalın ayak, yalnız, yapayalnız bırakırlar.”


Böyle diyor Knidos Akademisi’nde yer alan ressam Muzaffer Akyol. Onları dinledikçe, onlardan beslendikçe şöyle bir soru oluşuyor kafamda. Neden peki bazı insanlar bu zenginliği, üretkenliği, yaratım gücünü fark edebiliyorken bazıları bu kadar kör? Herkesin kendine göre bir cevabı olabilir buna ama ben betonda buluyorum cevabı. Evet betonda!


Ömrü 30 katlı plazalarda çalışıp, kendisine sunulan güzel yaşam vaadi etrafı dikenli tellerle örülü bilmem ne tower’ın 40. katında spor salonlu akıllı bir ev olan insanların topraktan, denizden, dağdan, taştan fışkıran üretkenliği görebilmesine imkan yok. Bana bu güzelliklerden bahseden, gözümü açan, hayatıma oksijen girmesini sağlayan insanların hepsi bizzat o toprağın üzerinde, denizin içinde yaşıyorlar. Muzaffer Akyol’un bu cümleleri ederken gözünün gördüğü alan içinde yapıya dair sadece belki 200 yıllık eski taş binalar ve birkaç kerpiç yapı var. Gerisi alabildiğine zeytinlik, bademlik… O duymayacak da zeytinin, bademin bilgeliğini, penceresi bile açılmayan binalara mahkum olmuş insanlar mı duyacak?


O heybetli heykellerin, coşkulu resimlerin, bereket fışkıran toprağın, üretken ellerin, Anadolu aydınlanmasının neferleri Azra Erhat’in, Bedri Rahmi’nin, Halikarnas Balıkçısı’nın nefesinde tükensin şezlong cumhuriyetiniz!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.