Goa günlükleri

Her sabah neşeli Hint müzikleri eşliğinde uyanıyoruz artık 7.5 - 8 civarı. Hintliler erken kalkarlar sabah serinliğinde işlerini halletmek için. Öğlenden sonra 2-6 arası siesta zamanları o aralıkta da dinlenir uyurlar genellikle.


Mesela postaneler de 3 - 4’e dek açık. Öğlen tatili yok erken bitiyor iş sonra dinlen istediğin gibi. Bugün eczaneye gideyim dedim, 10’da açılırmış. Bulunduğum yere 10 dakikalık motor mesafesinde en yakın eczane. Eski tatta bir tezgah ardında eczacı ne lazımsa söylüyorsun kesekağıdına sarıyor genellikle, çocuk şurupları 0.5 kuruş gibi acayip fiyatlara.


Bir diğer eczane ise kapalıydı. Neden ne zaman kapanacakları belli olmaz. O gün işi vardır açmaz. Uyur açmaz. Bir gidersin açıktır bir gidersin kapalıdır, stabil değillerdir. Ama sıcak iklim insanının rahatlığına neşesine bu vurdumduymaz rahatlığına hayranım. Gerginlik yok sinir stres yok acele yok. Her şey olur olacağına varır.




Sabah erkenden kalkıp bir şeyler atıştırıp 8:30 civarı okula yürüyoruz evden kızımla. 5 dakika falan sürüyor bu yol ana yoldan ağaçların ve tarlaların arasından. Ana yol dediğime bakmayın, Goa turistik ama çok ufak bir yer. Ana yolu 2 şeritli. Goa’da ne trafik işareti ne de ışığı var. Motor kullanmayı bilmediğimden kızımla soldan akan trafiğe henüz çıkamıyorum. Motor taksiler var çok uygun fiyata, genellikle 2 tl’ye her yere götürüyorlar. Bol bol da yürüyoruz, yürüyerek yeni yerler keşfediyoruz. Bir Hintli bana geçende dedi ki, “neden motor kullanmıyorsun, çok basit! Burada hiç kural yok, bin git.” İşte tam da o sebepten kullanmıyorum. Hava sıcak kimse kask takmıyor -çok titiz güvenlik önlemleri meraklısı değilim ama- çok turist var sıcak yollar yer yer engebeli. Ben de biliyorum scooter ile bisikletin bir farkı yok, çok kolay ama yalnız olmadığımdan birkaç hafta kullanmadan alışmadan çıkmayacağım. Zira anlayamadım soldan akan trafikte neden tüm dönüşleri sağdan yaparak burun buruna geliyorlar ve neden kimse kimseye kızmıyor hiç bir zaman :)


Evet kimse kızmıyor burun buruna gelip devam ediyorlar. Sorun yok yani. İngilizler için Hindistan cennet olmalı. Şu an 1 pound 98 rupi etmekte. 1 pound ile kısa mesafe taksi ile git gel yapabilir, 10 metre uzatma kablosu veya bakkaldan 3 bira alabilirsiniz! Veya 5 adet ampul 2 adet öksürük şurubu 1.5 - 2 litre de benzin alabilirsiniz. 4 adet Hint böreği samosa da yaklaşık 1 pound eder. 10 avuç havuç 5 - 6 tane zencefil 3 - 4 demet taze kişnişle maydonoz veya 2 kilo fasulye biber patates vs. de alabilirsiniz. Poundunuz varsa yaşadınız, trafik zaten soldan akmakta alışıklar ve çayı da sütlü içiyorlar :)




İngilizler Hintlilerden mi öğrenmiş, tam tersi mi acaba…

Neyse sabah hayat nasıl hafif rüzgarlı, hindistancevizi ağaçlarının altından esintili püfür püfür yürüyoruz. Hintliler sabah kapılarının önünü süpürmüş toz kalkmasın diye sulamış masmavi gökyüzü kargalar sokak köpekleri ve size günaydın diyen neşeli insanların arasından hayata akıyorsunuz. Sabah sabah bu güneşli renkli ve sıcak karşılama öyle iyi geliyor ki anlatamam. Farkında olmadan Türkiye’de şehirde yaşamamama rağmen ne de çok gerildiğimi bilsem de çıkmadan anlayamıyorum. Şimdi işte hayat burada, bu anda hissediyorum. Hintliler sabah tanıdık tanımadık herkese günaydın diyor gülüyorlar… Yabancı olduğunuzdan el sallayanlar da oluyor motorla geçerken.


İnekler keçiler bile neşeli sanki. Veya dünyaya bu ülkeden bakmak neşeli bilemiyorum. Okul da rengarenk. Bahçesinde palmiyeler hindistancevizi ağaçları. Sarı, mor, mavi, kırmızı, yeşil, her ton her renk var burada. Çocuklar her ırktan Rus, Alman, Fransız, Meksikalı, Belçikalı… Tek Türk biziz. Okulda hiç Türk var mı dedim, yok dediler. Sanırım yakın tarihte de olmaz. Çocuklar rahat etrafta dolanıp oynuyorlar; kitap köşesi, dans zamanı, müzik, resim, şarkılar, bitki ekip biçme, elişi… Klasik kreş, kapılar açık, bahçe hep açık, hava güzel. Bazı saatlerde kitapları var, zıt kavramlar renkler sayılar gibi şeyleri yapıyorlar. Bu İngilizce öğrenmesi için çok güzel bence.




Çocuklar çıplak ayak, kirliler ve mutlular. Benim için iyi okul demek kirli çocuk demek. Evet çocuklar ne kadar çok aktifse ne kadar çok açık havadaysa o kadar kirli olur. En fazla toz kum toprak, ne olacak, gireriz duşa bitti gitti, önemli mi bir çocuğun özgürlüğünden?


Okuldan çıkış saati 15:30, güzel bir saat. İki ara bir de ana öğün var. Gene yürüyerek gidip alıyorum ve yürüyerek dönüyoruz. Bu okula yürüme işine bayıldım diyebilirim, hayalimdi!


Şimdi masala çayımla birlikte yazı yazıyorum, bir yandan elektronik, değişik bir Hint müziği çalıyor mekanda. Hava hala püfür güneş hala parlak. Dünya aslında harika bir yer bakmasını bilene diye düşünüyorum.


Eminim dünya üzerinde harika yerler var


Bir gün hepsini görebilmek umuduyla…



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.