Dinazorlar kaldıramayınca gerçeği gitmişler burdan
Kulağımda aralıksız Büyük Ev Ablukada’dan Dinazorlar var. Galvaniz Gelbiraz söylüyor, öyle acıklı ki. ‘Önce su vardı dünyada, sonra sürüngenler belirdiler. Ardından dağlar oluştular, tüm bunları izledi dinazorlar’
Şarkının sonlarına doğru dinazorlar kaldıramayınca gerçeği, gideceklerler buralardan. İyi ki gitmişler. Biz de gidelim. Laf olsun diye demiyorum. Çünkü burası giderek saçma bir yere dönüyor, insanlar abuk subuk. Rezaletin son perdesini sonuna kadar seyretmek mecburiyetinde miyiz? Yansın biletin parası, umurumda değil.
TDK’ya göre ‘rezalet’; ‘ Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik, maskaralık, rezillik’ demekmiş.
Toplumun duygularını bilemiyorum benim duygularım fena inciniyor. Nejat İşler’e Datça Belediye – Gümüşlük maçında kale arkasında çilingir sofrası kurduğu için 80TL ceza kesilmiş. 1 Aralık günü her yer haber yapmış. Başlıkların her biri editoryal mucize:
‘Ölümüne yürüyor’
‘Olmadı Nejat İşler’
‘Haftanın Kaybedeni Nejat İşler’
‘Doktor yasağına rağmen sigara da içiyor’
Terbiyesizliğin anlamı için TDK’ya bakmadan önce öncelikle medyada çalışıp bu başlıkları atan editör arkadaşlarıma, sonra da bu başlıklardan gaza gelip altına kilolarca yorum yazanlara soruyorum: SİZE NE? Afedersiniz ama muhasebe kayıtlarınızı bir kontrol edin isterseniz, kasanıza giren ve kasanızdan çıkan ne? Nasıl bu kadar her konuda bilirkişilik sertifikası aldınız? Neymiş, ölümüne yürüyormuş, olmamışmış. Kimsiniz siz allah aşkına? Anası mısınız babası mısınız? Sorsak, yalandan, ‘Ama biz onun iyiliği’ cartcurt.. Yok böyle iyilik istenmez. Nejat İşler’i rahat bırakırsanız, misal sağ elinin fotoğrafını zoomlayıp çekmeye çalışmazsanız onu düşünmüş olursunuz. Misal adamı bari Gümüşlük’te yalnız bırakırsanız iyilik edersiniz. ‘Mücadelenin gerçek olduğu yerde olmak istiyorum, öbürü ters bana’ dediği için bastı gitti büyük şehirden, ve siz oturduğunuz güvenlikli sitelerden, güvenlikli plazalardan ‘Olmadı Nejat’ diyorsunuz. Olur olur. O nasıl isterse öyle olur. ‘Yakınıma gel Nejatçım’ demişti Tuncel Kurtiz, o Ayvalık’ı kastediyordu, gitti, söz vermişti, ne bileyim ona sıkı sıkı sarılan Kurtiz’in yanına gitmeye çalışıyor olamaz mı?
Hem madem yaşam tarzlarıyla, kimin ne yaptığıyla ne içtiğiyle ne giydiğiyle bu kadar ilgili bir medya var, niye Niran Ünsal konusuna aynı şekilde yaklaşılmıyor?
‘Çocuklarıma besmelesiz su vermem, küçük oğlumu hafız edicem’ demiş. Alternatif başlıklar olarak; ‘Niran yalakalığa yürüyor’, ‘Haftanın yalakası’, ‘Yapma şu hatayı Niran’ yazsanıza. Niye herkesi farklı tartıyor teraziniz? Çünkü aslında bize ne değil mi? Doğrusu da bu değil mi? Ne hali varsa görür, ister kapanır ister donsuz dolaşır. O yüzden rahat bırakın şu adamı. Hem biz hırpalamak için sevmedik Nejat İşler’i. Ölürse, başına bir şey gelirse atlar gibi ağlarız, gözyaşlarımız sel olur, ama onu da o gün düşünürüz.
Hani küçükken neremiz acısa biri illa ki yamacımıza koşar, ‘Neresi söyle, öpiyim geçsin!’ derdi ya, vallahi şu başlıklar, altına yapılan yorumlar filan, aklım acıyor aklım. Aklımızı kime öptüreceğiz?
YORUMLAR