Cadılar bayramı caiz midir hocam?

Kendimi son iki yıldır can siperane bir şekilde Cadılar Bayramı kutlarken buluyorum. Halbuki her türlü bayrama gönülden karşıyım. Mümkünse bayram olmasın. Bayram benim için eve bir takım uzak akrabaların baklava ve yaprak sarması yemeye geldiği acayip bir gün. Benim de arka odaya saklandığım, annemle babaannemin “çık bir merhaba de” diye arada içeri gelip baklava girdabına beni çekemeye çalıştı bir rahatsızlık durumu. O eski bayramların kalmamasından en çok ben mutluyum. Lakin, bir bayram mevzisini koruyamazken diğeri bir yerden pörtlüyor. Diğer bayramlardan sağa sola kıvrak manevralar kurtulmayı başarıp, iki üç kutlama telefonu ile atlatmayı başarırken; başıma yenileri çıktı.


Üstelik bu sefer boynumuz kıldan ince. Ladin Hanım söz konusu. Ladin ve genel çevresel faktörlerle birlikte Cadılar Bayramını dört gözle bekler, o yıl giyeceğimiz kostümü aylar öncesinden konuşur hale geldik. Her yıl site sakinleri tarafından düzenlenen bir de cadılar bayramı partisine katılıyoruz. Her ne kadar gelenek göreneklerimiz kafasında bir insan olmasam da bu nereden ve ne zaman çıktığını bilmediğim bayramın çocuğum tarafından adeta dünyanın en önemli günü gibi kutlanıyor olmasını ben bile ucundan yadırgıyorum. Hem bayram sevmezlikten, hem bu yeni icatları yabancılamaktan ne hissedeceğimi bilmez durumdayım.


Bir yandan çocukların bu yeni bayramlara neden heves edip dört eller sarıldığını çok iyi anlıyorum. Kostüm giyip kapı kapı “şaka mı şeker mi? ”diye dolaşmanın eğlencesinin farkındayım. El öpmeye zorlanmaktan, cadı kılığına girerek şeker toplamak arasında kat edilmiş uzun bir mesafe var. Ama zannediyorum ki biz buna doğup bununla büyümediğimiz için bünyemiz bu yeni kültürü download etmekte zorlanıyor. Tutuculuk fıtratımda olmadığından, mevzuya topyekun karşı da çıkamıyorum. Ama ne bileyim... İğreti duruyor. Özentilik diye karşı çıkanlara da katılamıyorum. İyi olana özenmenin, taklit etmenin nesi kötü?

Cadılar bayramı ile ilgili en çok sevdiğim şey, cadılığın onun nezdinde yer altında olanın, gölgede kalanın, korkulanın yeryüzüne çıkarılıp, kutlanması.

Özellikle bu tarafına duyduğum ilgi nedeniyle sonunda bir google’lama ihtiyacı doğdu. Ve altından tabii ki pagan bir gelenek çıktı. Vikipedi bakın cadılar bayramı için neler diyor:

“Cadılar Bayramı, her sene 31 Ekim'de kutlanan, Pagan ve sonrasında Hristiyan kökleri olmasına rağmen günümüzde seküler bir kutlama halini almış bayram. Çocukların genellikle korkunç kostümler giyerek kapı kapı dolaşıp şeker, meyve ve diğer hediyeleri topladığı bir bayramdır. Diğer Cadılar Bayramı kutlamaları arasında maskeli balolar, korku filmi seansları ve perili olduğuna inanılan evlere düzenlenen geziler sayılabilir.

Cadılar Bayramı bazı belli başlı Batı dünyası ülkelerinde kutlanır. Amerika'da oldukça büyük ve görkemli bir festival olan Cadılar Bayramı, Amerikan kültürünün etkisiyle diğer Batılı ülkelerde de yaygınlaşmaktadır. Popülaritesi Türkiye gibi ülkeleri de etkilemiştir.”


Bu iç çatışmaları içinde bir cadılar bayramını daha idrak etmek üzere hazırlanmaya başladık. “Bayram istemem, sevmem” diye ayağımı yere vura vura geçirdiğim günler geride kalmış gözüküyor. Son yedi senedir yaşadığım metamorfoz listesine bunu da ekleyebilirsiniz. Annemle babaannemin intikamını Ladin çok fena alıyor. Kostüm giyip sokaklara döküleceğimiz güne bir hafta kaldı. İnsan çocuğu için çiğ tavuk yermiş.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Benim en sevdiğim bayram ama Türkmenistan ülkede kutlanmiyor
    CEVAPLA
  • Misafir kültür emperyalizmi...
    CEVAPLA
  • Misafir cadilar bayrami neden iyi birsey sizin icin? anlamadim?
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.