Kadının kendine yatırım araçları

Zekânın tanımı, aynı zamanda hayatta kalmanın kuralı: Yaşanan çevreye ve yeni durumlara uyum sağlamak. Öğrenmeyi ve yeni bilgileri, özellikle sorun tespit etme ve çözüm üretmede kullanmayı gerektiriyor. Aksi halde, doğa kanunları gereği, yeni durumlara uyum sağlamayan -zayıf kalan- eleniyor, uyum sağlayan -güçlü olan- ayakta kalıyor. Evrim sürecini inceleyen bilim insanları, meselâ bukalemunun tehlike ânında renk değiştirmesini veya insanın alet icat edip kullanmasını bu çerçevede açıklıyor.


Milyonlarca yıla yayılan süreçte, bütün canlılarla beraber insan da dönüşüyor. En basitinden kafatasının yapısının, iki ayağı üzerinde yürümeye başladıktan sonra değiştiği biliniyor. Bilgisayar karşısında beynini ve ellerini daha fazla, bedenini daha az kullanmaya devam ederse, başı ve elleri ile bedeni arasındaki oranın kaç milyon yılda ne kadar değişeceği hesaplanıyor.


Ancak söz konusu olan, yalnızca biyolojik dönüşüm değil. Yirmi birinci yüzyıl bilimi, insanın psikolojik evrimini de inceliyor. Çevresel, kültürel ve teknolojik faktörlerle ilişkilendirerek düşünce ve davranışlarındaki, bilişsel yeteneklerindeki değişimleri anlamaya çalışıyor. Örneğin insanın alt türü erkeğin, geçmişte avlandığı vahşi ormanla bir tuttuğu iş dünyasında kadının varlığını kabul etmesi bir tür psikolojik evrim. Aynı şekilde, kadının doğurganlık yeteneğinin yanı sıra bilişsel yeteneklerini fark etmesi ve kullanmaya başlaması da psikolojik evrimin sonucu.


Çeşitli araştırmaların sonuçları, bu durumun son kanıtlarından. Araştırmalar gösteriyor ki, kadınlar yatırımlarında erkeklerden daha yüksek gelir elde ediyor.”. Wells Fargo İnvestement Institute’ün hazırladığı raporda, yüksek performans, üç nedenle açıklanıyor: Sabır, disiplin, öğrenmeye isteklilik. [1] Kadınlar, yatırım konusunda eğitim ve tavsiye almaya, erkeklere göre daha meraklı.


Yatırım yönetimlerinden yola çıkarak varılan bu sonucun, kadının son yüzyıldaki dönüşümünü özetlediğini söyleyebilir miyiz? Bilişsel yeteneklerini kullanarak yaşadığı çevreye, çağa uyum sağladığı gerçeğini kabul ederek, evet. Peki eğitim ve tavsiye almaya hazır olmasını, “kendine yatırım yapmak” olarak tanımlamak mümkün mü? Kadınların başarı hikâyelerine bakarak, evet.


Son yüzyılın kadını, hedef belirleme ve ona ulaşması için gereken altyapıyı hazırlamada cesur davranıyor. Zaman, mekân ve cinsiyet-yaş önyargılarından bağımsız hareket ederek donanımını güçlendiriyor.


“İngilizce mi, araba mı?”[2]

Kendine yatırım yapmak deyince akla gelecek ilk isimlerden biri Yıldız Hacıevliyagil. Yanında 4,5 yaşındaki kızıyla İzmir’den İstanbul’a geldiğinde dokuz yıllık avukattı. Fransızcası iyiydi. Ancak iyi kazanacağı bir iş bulması için İngilizcesini geliştirmeye ihtiyacı vardı. İki yıl boyunca haftada iki akşam, iş çıkışı kursa gitti. Ne var ki kaydettiği ilerleme, İngilizceyi profesyonel olarak kullanması için hâlâ yeterli değildi. Bir karar alması gerekiyordu: Ya İstanbul’un diğer ucundaki işine gidip gelirken biriktirdiği parayla ikinci el araba alacaktı. Ya da İngilizcesini daha ileri seviyeye taşımak için yurtdışında bir kursa devam edecekti.




49 yaşında avukatlığı bırakıp psikolog olarak çalışmaya başlayan Yıldız Hacıevliyagil ve kızı Umay Divi.



Yurtdışında dil eğitimi planını işyerindekilere bildirdi. Ancak işlere bir süre ara vermesine sıcak bakılmadığı için istifa etti. Yurtdışında İngilizcesini profesyonel olarak kullanabileceği seviyeye getirdi. Avukatlığı bırakmaya karar verdi. Psikoloji eğitimine başladığında İngilizce hazırlık sınıfını atlamıştı. 49 yaşında meslek değiştiren Yıldız Hacıevliyagil, bugün aile terapisti.



“Güçlüklerle başlamak, hayatın daha mükemmel olmasına yardımcı oluyor”

Betûl Mardin, İsviçreli dadısından yediği dayaklar yüzünden beş yaşında konuşmaya başladı. On yaşından itibaren ağzına çakıl taşı koyup ayna karşısında alıştırma yaparak kekemeliği yendi. Ailesinin ve Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizlerle hayatı altüst olmadı, çünkü çalışıyordu.

Engellerini nasıl avantaja dönüştürdüğünü, donanımını nasıl güçlendirdiğini anlattığı TED konuşmasında şunları söylüyor[3]:





Betûl Mardin, ilk duyduğunda “Public relations… Ne bu ya? Hiç bilmiyorum” dediği halkla ilişkilerin temelini Türkiye’de atan isim.


“Güçlüklerle başlamak, hayatın daha mükemmel olmasına yardımcı oluyor. (…) Ben hep çalışmaya karar verdim. O sizi ayakta tutuyor. Beyninizi daha iyi çalıştırıyor. Kadın kısmının ne zaman yere batacağı belli değil. Benim hayatımda iki kez ailem sıfıra düştü. Ve ben allahtan çalışıyordum. Ve bunu çok ucuz atlattım. Eğer çalışmıyor olsaydım acaba ne yapardım? Çok düşünüyorum bazen. Felâket bir şey olurdu. (…) Her zaman kenarda bir yerde mesleğiniz, yapabileceğiniz bir şey olsun.”


Betûl Mardin, ilk duyduğunda “Public relations… Ne bu ya? Hiç bilmiyorum” dediği halkla ilişkilerin temelini Türkiye’de atan, Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği’nin başkanlığını Türkiye’den üstlenen ilk isim.


Travmaları yatırıma dönüştürmek

Kadının kendine yatırım araçlarından biri de travmaları ve tutkuları. Travmalarını yatırıma dönüştürmesi, kendini iyi tanımasından geçiyor.


Kadının kendine yatırım araçlarından biri de travmaları ve tutkuları. Travmalarını yatırıma dönüştürmesi, kendini iyi tanımasından geçiyor. Önündeki kapıları ancak böyle açıp geçebilir, yürüyebilir. Peki hangi kapıları?





Estes: “En büyük tutkular, acılarından gelir.”


Karşılaştığı zorlukları kadının kendi lehine çevirebileceğini söyleyen ve yaşadığı hayatla, yaptıklarıyla bunun mümkün olduğunu kanıtlayan bir diğer isim, psikanalist-yazar Clarissa Pinkola Estes. Diyor ki: “Yara izin senin kapındır.” “Yaralarını seni dibe çekmesi için değil, yükseltmesi için kullan.” “En büyük tutkular, acılarından gelir.”


Sınır dışı edilen Meksikalı ailesinden beş yaşında kopan, Macar bir aile tarafından evlat edinilen, Doğu Avrupalı mülteciler arasında dil karmaşası içinde büyüyen Estes, “travmaların çok büyük bir yaratıcı güç olduğunu” söylüyor. Yaratıcı gücü serbest bırakabilmek için içsel engellere karşı çıkmak gerektiğini ısrarla hatırlatıyor.[4]


Estes’i dünyaya tanıtan kitabının yayınlanma hikâyesine bakarak, kendine yatırımın kendine inanç, çalışma ve sabır gerektirdiğini bir kenara yazmak gerek. 20 yıl süren araştırmaları sonunda, kırktan fazla kez yayınevleri tarafından reddedildikten sonra, 1992’de yayınlattığı Kurtlarla Koşan Kadınlar, bugüne kadar 37 dile çevrildi.


Son yüzyılın kadını kendine yatırım yapıyor. Önceliği, parayla alınıp satılır ve değer kaybedeceği kesin parçalar yerine, ömür boyu ona hizmet edecek beceriler. Aile veya eş servetine değil, becerilerine güveniyor. Bu becerilerden kendine meslek seçiyor ya da iş-meslek yaratıyor. Engellerine takılıp kalmıyor, onları dönüştürerek kendini dönüştürüyor. Bütün bunları yaparken iç sesini rehber alıyor. Yola çıktıysa, sonuna kadar devam ediyor.


ozcanperi@gmail.com


Referanslar:

[1]:Independent Türkçe https://www.indyturk.com/node/326846/ekonomi%CC%87/yat%C4%B1r%C4%B1mda-kad%C4%B1nlar-mant%C4%B1kl%C4%B1-erkekler-duygusal-davran%C4%B1yor

[3]:Yıldız Hacıevliyagil Facebook hesabı https://www.facebook.com/yildizhacievliyagil/posts/462310554169759

[3]:https://www.youtube.com/watch?v=TY4WZx_TEvg&ab_channel=TEDxTalks

[4]:Damla Çeliktaban ve Esra Sert’in, Clarissa P. Estes’in Ekim 2018 eğitiminden aktarımları. https://www.youtube.com/watch?v=FgNfjYU-UqU&ab_channel=DijitalTopuklar

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.