New York’taki gökdelen ve iyi seneler

New York’ta bir gökdelende bulunan şirketler bir sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Binada çalışanlar, asansörlerin yavaşlığından şikâyetçiler. Asansörler kontrol ediliyor, ancak şikâyetler artarak sürüyor. Bir noktadan sonra çalışanlar, bir çözüm bulunmaması halinde binayı terk edeceklerini bildiriyorlar. O vakit, şirketler durumu ciddiyetle ele alıyor. Asansörleri yenilemek için bir plan yapıyorlar. Hayli yüksek bir bütçe ayrılan plan hayata geçirilmeden önce, biri asansörlerin bulunduğu koridorları aynayla kaplamayı öneriyor. Aynaların duvarlarda yerlerini almasıyla beraber şikâyetler kesiliyor. Anlaşılıyor ki, esas sorun asansörlerin yavaşlığı değil, çalışanların sabırsızlığı. Asansörler değiştirilseydi bile şikâyetler devam edecekti. Eğer esas sorun tespit edilemeseydi gerçek çözü bulunamayacak, pahalı yatırım sadece kaynak israfı olacaktı.


New York, gökdelen, büyük bütçeler, ciddi kararlar, aynalı koridorlar... Hepsi bir Amerikan filminin fragmanı gibi. Kendi basit hayatını yaşayıp giden çoğumuza uzak, yabancı.


Ne var ki o gökdelende yaşayanlarla biz, yaşananlarla yaşadıklarımız arasında bağlar var. Orada çalışan kişiler gibi birtakım şeylerden rahatsız oluyoruz, şikâyet ediyoruz. Şikâyetimizin dikkate alınmasını, bizi rahatsız eden sorunun çözülmesini istiyoruz. Bazen gökdelendeki şirket yöneticileri gibi, çevremizdekilerin sorununu kendi sorunumuz kabul etmemiz, tahlil edip bir çözüm geliştirmemiz gerekiyor.


Gökdelende çalışanlarla birbirimize benziyoruz biraz. Rahatsızlardı, ama rahatsızlıklarının gerçek sebebinin farkında değillerdi. Esas sorunları beklemekten sıkılmaktı ve bunu asansörlerin yavaşlığına bağlıyor, şirketlerin asansörü değiştirerek sorunlarını çözmelerini talep ediyorlardı. Oysa yapmaları gereken, durumu kabul edip ona uyum sağlamaktı. Bir gökdelende çalıştıkları ve katlar arası erişimin zaman aldığı gerçeğini kabul etmek, bekledikleri zamanı değerlendirecek bir meşgale bulmaktı. Kendileri bunu yapmadıkları için, başkalarının onları oyalamak için koridorlara yerleştirdikleri aynalara bakmayı kabul ettiler. Başka bir deyişle, kendi sorunlarını doğru tespit edemedikleri için kendi çözümlerini bulamadılar.


Gökdelendeki şirketlerin karar alıcıları ile birbirimize benziyoruz biraz. Çalışanları bir sebep öne sürerek şikâyet ediyordu. Ancak şirketler, şikâyetin sebebini sorgulamadıkları için doğru çözümü bulamamışlardı. Çalışanların iş bırakma tehdidine kadar fazla umursamadıkları probleme apar topar buldukları, sorunu asla çözmeyecek ciddi bir yatırımı yapmak üzereydiler. Ta ki aralarından biri sorunun telaffuz edilen sebebini sorgulayıp gerçek problemi tespit edene ve basit, yaratıcı bir çözüm bulana kadar.


Doğru çözümü bulabilmek için, problemi doğru tespit etmek gerekiyor. Problem yanlış tespit ettiğinde, şahane çözümleri de bulsan hiçbir işe yaramıyor. Gerçek problemin ne olduğunu bildiğinde geriye yapacak iki şey kalıyor. Bir, çözülmüş halini hayalinde canlandırmak. İki, seni o çözüme götürecek doğru araçları tayin etmek. Gökdelen örneği mükemmel: Problem, “çalışanların asansör beklerken canlarının sıkılması”. Çözüm, “onları asansör beklerken oyalanmalarını sağlamak”. Araç, “kendilerine ve diğerlerine bakıp inceleyecekleri aynalar”.


Her gün ufak tefek sorunlara çözüm bulmamız gerekiyor, buluyoruz. Karnımız acıkmış, buzdolabı iyice boşalmış, ama geç olmuş, bütün dükkânlar kapanmış, kalan iki yumurta kırıyoruz meselâ, yanına da iki ısıttığımız iki dilim bayat ekmeği ekliyoruz.


Fakat bazen daha büyük sorunlarımız oluyor. Bakıyoruz, yıllar geçiyor bizim sorunlar bir türlü geçmiyor. Hayat geçip gidiyor, problem devam ediyor. Gerçek problemi bulamadığımız için mi? Neden peki? Üzerine yeterince düşünmediğimizden mi? Yoksa esas problemi aramaya yanaşmadığımızdan, onu bulmayı, bilmeyi reddettiğimizden mi?

Bazen de esas problemin ne olduğunu biliyoruz ama çözmeye yanaşmıyoruz. Neden?


Ara sıra New York’taki o gökdeleni hatırlamak işe yarayabilir. Varlığını bir kere kabul ettikten ve onu dosdoğru anladıktan sonra, problemin çözümü çok basit olabilir.


Hepimize iyi seneler.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Düşünecek olursak hayat sorunsuz yaşanmıyor.Önemlı olan sorunun bır cozum olduğunu unutmamak ve sakın hareket etmek.MUTLU YILLAR
    CEVAPLA
  • Misafir Yasadikca sorunlar hep olacak.Onemli olan sakin olup cozum bulmak.Bazen umutsuzluga kapilsakta.Iyi seneler
    CEVAPLA
  • Misafir Sorunlari gömezdan gelmek yerine çözüm üretmek en iyisi ,böylece hem soun buyumemiş olur ,belkide masraflar katlanmamis olur
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.