Uykusuzsun Türkiye...
Uyumayı sevmem. Çok uyuyanları, uykuya bayılanları, 8 saat uyumazsa günü bir yer bezi gibi geçirenleri anlarım ama yine de uykunun o uyudukça şımaran arsızlığını sevmem. Afyonu geç patlayanları da numaradan anlıyormuş gibi yaparım. Afyonsuzlardan olduğumdan, afyonlular gözlerinin çapağıyla etrafa suratsızca bakarken içimden neler geçer? "Hayata karışmamak için nasıl bir bahanedir senin uydurduğun" derim. Hâlbuki karış hayata gitsin, aç müziği, koy kahveni çayını, gözünü açar açmaz başlasın dünyan dönmeye. Çünkü bu ülkede yataktan gece yattığın gibi kalkabilmişsen, geceyi sağlıkla huzurla tamamlayabilmişsen yeni güne şükürle başlamak gerek diye düşünürüm.
Bu ülkede gece yattığın gibi kalkmak zordur. Bu ülkenin geceleri, gündüzlerin yorgunluğunu kaale almaz. Efendi gibi karanlığın o delikanlı duruşunun hakkını vermez. Bu ülkenin geceleri gündüzlerin sağlamasını alır, seni çarpar böler, toplar çıkarır, ertesi güne toplamada sıfır, çarpmada sıfır etkisiyle uyanırsın. Bu ülkenin geceleri herkesi coğrafyadan, tarihten, matematikten, mantıktan sınıfta bırakır.
Bu ülkede geceleri depremler olur. İnsanlar yataklarında yatarken, ertesi güne enkaz altından çıkıp çıkmayacakları belirsizdir. Bu ülkenin doğusunda deprem olursa, batısı endişelenir, soru hazırdır: "Aynı fay hattı mı hocam? Olası Marmara depremini tetikler mi?" Sırtını geriye yaslayarak soruyu yanıtlayan hocamlar, "Hayır hayır bu fay hattı başka bir hat, zaten enerji boşaldı" demişse, ülkenin doğusu çadır için sıra beklerken, batısı elindeki ayfonundan boş mesaj atar yardım olsun diye, sonra da yatmaya gider. Bu ülke gece gündüz enerji boşaltır.
Bu ülkede saatler hep geceleri geri alınır. Burası saatler geri alınınca sevinenlerin, ileri alınınca üzülenlerin ülkesidir. Sevinenlerin bir cümlesi sabittir, bakkal hesabı yaparcasına arkadaşına, "Kanka, anlamadın hala, bak yarın bir saat daha fazla uyuyacaksın" der. Bir saat daha fazla uyuma hesapları yapanın aklına, cezaevlerinde iddianamesiz, suçunu bilmeden yatanların bir saat daha fazla karısını, çoluğunu çocuğunu, anasını babasını, yatağını evini yaşadığı özleyeceğini aklına getirmez. Memleket saatleri geriye alırken, insanların vicdanları da hep bir saat geriye gider. Ne güzel vicdanları da bir saat daha fazla uyuyacaktır.
Ülkenin batısı, doğusu vicdansızlığın, ahlaksızlığın, kötülüklerin enkazı altında kalmıştır, bu ülkede gece veya gündüz herkese uyku haramdır. 74 küsur milyon insan farkında olmasa da "Ayakta uyuyorsun Türkiye"yi seyretmektedir. Memleketin bu halinde kafanı yastığına koyduğunda uyuyamıyorsan, rahatsız oluyorsan, hala umut var demektir. Bugünlerde ödenecek bir borç varsa o da uykusuz kalarak ödenecek vicdan borcudur.
YORUMLAR