13 yaşında yaşlandılar!
Benimle kardeşimin ota boka bağırıp çağırdığı, sonra da kendimizi yataklarımıza atıp zırıl zırıl ağladığımız yıllar. Annem alnında çiğ patatesleri tutturduğu çatkısıyla (anneannemden kalma) gözlerini belertip, ‘Siz şu buluğ çağından çıkacaksınız da ben de görücem! Yıldırdınız beni evladım, bitmedi derdiniz!’ diye bas bas bağırırdı. Susmazdık. 12–13 yaşlarındaydık.
Kahvaltı masasının yanından kimseye günaydın demeden yürüdüğümüzde; babam seslenirdi. ‘Selamsız bandosu musunuz evladım?’ ‘Öf baba!’
‘Öf baba denmez babaya’yla başlar ya hikâye. Sivilceli alnın ve o alman pastasına benzeyen suratınla banyo aynasına bakarsın. Herkesten ve her şeyden nefret ederken defterine, sıranın üstüne şuursuzca peace işaretleri çizersin. Aman ne sıkıcıdır. Bedeninle yaşın bir an evvel büyüsün istesen de bir günde olmaz o iş. Beklersin, büyürsün de.
Lakin ülkenin ergen olanında yaşamak zor. Sistematik olarak çocuklarına kötü davranan, çocuklarına yas tutturan bir ülkede çocuk olmak zor. İhtimaller arasında sopa yemek, tecavüze uğramak, yetmiyorsa biber gazıyla terbiye olmak var. ‘Bunların başını küçükken ezeceksin’ler cumhuriyeti.
Kütahya'da 13 yaşındaki futbolcu çocuklar öyle büyüdüler işte 10 dakika içinde. Hakeme itiraz etmişler, sahaya inen polis çocukların yüzlerine biber gazı sıkmış, copla girişmiş çocuklara. Ağlıyorlardı hastane odasında. Çocuk işte. Ağlamasa konu kapanacak da!
26 erkek ona tecavüz ettiğinde 13 yaşındaydı N.Ç. Mahkeme sona ererken, raporda; ‘Rızasıyla’ dendi, 13 yaşındaki çocuk sokakta ne oynayacağına bile zor karar verir. Tecavüzcülerin cezaları alt sınırdan verildi.
Gölcük’teki Ö.Y’ye 29 erkek tecavüz ettiğinde o da 13 yaşındaydı. Tehdit edip ‘Anneanne söyleriz’ dediler. Olay polise yansıyıp da ifadeleri istendiğinde; ‘Yaşını büyüttü, bize kendini büyük gösterdi’ dediler. 13’ten kaça büyür ki bir yaş? 17? 29 kişiden sadece sekizi tutuklandı. Malum işin içinde varlıklı aileler var, kapandı gitti dava bir günde.
Malatya’daki çocuklar bir tepsi baklava çalmaktan 9 yıl yediğinde 13 yaşında; İstanbul’da Cihangir’de S.K iki poğaça, iki meyve suyu çaldığı için 12, 5 yıl ceza yediğinde 13 yaşındaydı. S.K parkta elinde poğaçalarla yakalandığında suçunu itiraf etti. ‘Karnım açtı, kasadaki paraları almadım’
Uğur Kaymaz, babasıyla beraber evlerinin önünde 13 kurşunla öldürüldüğünde, 12 yaşındaydı. Polislerin savunmasında; Uğur’un 12 yaşında olmadığının kanıtı olarak bıyıkları, koltuk altındaki tüyler gösterildi. Uğur tüyleriyle gömüldü.
Adana’da bir plastik fabrikasında işe giren Ahmet Yıldız, okul harçlığını çıkartmak için çay demliyor, etrafı temizliyordu. Ağır işçi sıfatıyla çalıştırılırken kafası prese sıkıştığında 13 yaşındaydı. Ölümüne sebebiyet verenlerin hesabına 6 yıl yazılırken; Ahmet’in babası, ‘Allah verdi, Allah aldı ondan hiç şüphem yok’ dedi.
Mersin’de Ö.B polislerin raporuna göre polis otosuna taş atan çocuklardan biriydi. Hakkında kamu malına zarar vermekten dava açıldı. Polisler evraka, ‘bekâr, ailesinin yanında yaşıyor, esmer vatandaşlardan’ yazdı. Teninin rengi, suçunun da rengiydi. ‘Esmer’ vatandaşlarımızdan Ö.B de 13 yaşındaydı.
Erzurum’da, akrabası E.D’ye tecavüz ettiğinde, E.D 13 yaşındaydı. Öyle ki kıza vahşi bir hayvan saldırdı sandılar köyde. Kızın babası; tecavüze karşılık, beş koyun, bir sığır, berdel olarak karşı aileden aynı yaşta bir kız çocuğu ve kızına nikah istedi.
Burda, New York metrosunda rastlıyorum. Bazı afişler çocuk gelinler, tecavüze uğrayan çocuklar, çocuk yaşta hamile kalan küçük kızlar, suça itilen çocuklar için. Afişlerde; ‘Daha çocuksun. İstatistiklere girme! Ararsan yardım ederiz’ yazıyor. Çünkü her bir travma burada bir yas demek. Her şeyin yasını tuttukları gibi, her travmanın da istatistiğini tutuyorlar tane tane.
Türkiye ne yas tutuyor, ne istatistik. Bu kadar utanmadan, üzülmeden, böyle hafızasız sokaklarda yaşanmaz. Şan, şeref, mevki. Bunlar yalan. Çocuklara vurulmaz, çocuklar üzülmez. Benden değil İbrahim Tatlıses’ten gelsin: Allah cezanı verecek Türkiye. Verir de.
YORUMLAR