Erkekliğimden utanıyorum
Utanıyorum. O tabuta elimi uzatamam ben. Erkeğim. O cenazede saf tutamam. İçim yanıyor ama varlığımla acınızı ve öfkenizi katlamaktan çekiniyorum. Yürüyüşlerinizde, isyanınızda yanınız sıra saf tutamam. İsyanım ve acım erkek olmakla sakatlanmış. Bakış açım, cinsiyetimin sınırlarıyla çevrili.
Ancak erkeklere ve yer alması gereken safın farkında olmayan kadınlara seslenebilirim.
Bak işte şimdi gördün mü Ey Diyanet! Kadın hafifçe dövülebilir gibi çağdışı fetvalarının nelere yol açabileceğini? “Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin.” gibi açıklamalarla, sanki kadın cinayetlerinin insanlığı ilgilendiren suçlardan olmadığı gibi bir düşünceye hizmet ettiğini? Ağzının içine bakan onca inançlı insanı sakat ve erkeklikle kuşatılmış düşüncelerin yüzünden nasıl yanlış yönlendirdiğini? Ve hâlâ o cenazede kuyruğu dik tutmaya çalışan aciz kulunun kadınların saf tutması karşısındaki huzursuzluğunu?
Bak o cinsel ihtiyaç ödeneği diye TBMM Dilekçe Komisyonu’na başvuran arkadaşım! Nasıl bir cehennemin külhanına odun taşıdığını görüyor musun şimdi? Senin ödeneğini alsaydı o katil ve katiller, bu cinayeti işlemeyecekler miydi sence? Benzini alan erkek, Özgecan Aslan’ın katilinin babasıydı biliyorsun değil mi? Yani evli bir erkek. Sırf sevişemediği için aklına hemen bir kadını taciz etme ve ona tecavüz etme düşüncesine kapılan bekârlardan değil. Haftalık 75 TL ödenekle bir seks işçisiyle birlikte olan bir erkeğin zihniyetini değiştirebileceğini sanıyordun. Saflık demek istiyorum buna ya, çok hafif kalıyor aklımdan geçenlere.
Be hey kadına yönelik her cinayette aklına pembe otobüs gelen zavallı! Otobüsleri harem-selamlık otobüslerle değiştirmek, o koca kafanı değiştirmekten çok daha kolay değil mi? Şimdi kim uğraşacak eline, beline, diline sahip olmakla. Çünkü bunu bütün hayatın boyunca yapmak zorundasın. Çünkü bütün hayatın boyunca insan olmak zorundasın. Bu senin için bu kadar mı zor? Peki o kadınlar o pembe otobüslerden inince ne olacak? Bütün dünyayı pembe ve mavi diye ikiye ayırdığında cennete gideceğini mi sanıyorsun? Şeytansın o zaman sen. Şeytanın ağababasısın. Çünkü tüm varlığınla Allah’ın cenneti ayakları altına serdiği kadına ve onun özgürlüğüne düşmansın.
Siz de oradasınız değil mi sayın milletvekili? Hani şu mahallenin namusu diye süper bir kavram geliştirdiğini sanan? Hani o kavramla kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini şıp diye bitirivereceğini zanneden? Bak işte sizin “mahallenin namusu” kimlere çalışıyor, görmüşsünüzdür şimdi. Tecavüzcü, olayı babası ve arkadaşıyla örtbas etmeye çalışıyor. Ortaya attığınız saçmalığın nasıl bir dayanışmaya sebep olabileceğini idrak ettiniz mi artık? O pek hoşunuza giden kavramınızla hangi mahallenin namusunun temizlendiğini gördünüz mü?
Bu bölüm de sizin için sayın bakan. “Annelerin annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir.” diyerek kadını bir kuluçka makinesine dönüştürdüğünüzü düşündünüz mü hiç? Şimdi görüyor musunuz kadını toplumdan soyutlama ve bir işleve indirgemenin sonucunda, hükümet ettiğiniz seçmenin kadına nasıl bir gözle baktığını?
Peki ya siz sayın cumhurbaşkanı? Hemen ilk aklıma gelenleri sıralıyorum. Bir eylemci için kadın mı, kız mı belli değil, diyerek bu değirmene hiç mi su taşımadınız? Ya Dolmabahçe’deki ofisinizin kıyısındaki iskeleye yanaşan Kadıköy vapurlarından inenlerle ilgili söyledikleriniz? Peki ya “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum,” “Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, o fıtrata terstir.” gibi yorumlarınız? O günkü yorumlarınızın kadınları nasıl bir cendereye soktuğunu ve nasıl sonuçlar doğuracağını hiç mi düşünmediniz? Bu mu istediğiniz Yeni Türkiye? Bu mu her fırsatta dile getirdiğiniz demokrasi anlayışı?
Şimdi bir baba ağlıyor. “Toprak atma meleğime!” diye. Farkında mısınız, pembe ve mavi diye ayrılan dünyanın artık herkesi ağlatır hale getirdiğinin, acılara ve isyana gark ettiğinin? Biçmeye çalıştığınız bu elbisenin artık iyiden iyiye herkese dar geldiğinin? Artık ba(ğ)zı erkeklerin erkekliğinden utanır olduğunun ve artık tüm kadınların erkeğe güven duygusunun sıfırlandığının?
Bu mu hayal ettiğiniz dünya? Öyleyse daha çok uğraşmanız gerekecek. Çünkü sadece kadınların öfkesi bile size o dünyayı dar etmeye yeter.
YORUMLAR