Botoks ve evrim teorisi
Orta sınıf bir insansanız, etrafınızdaki kadınların bir türlü yaşlanmak bilmedikleri dikkatinizi çekmiş olmalı. Estetik Cerrahi dünyanın büyük bir kısmında çığ gibi büyüyor. Para aktıkça yöntemler gelişip çeşitleniyorlar ve gün geçtikçe daha fazla işe yarar hale geliyorlar. Ya siz botoks, dolgu benzeri bir işlemi yaptırdınız ya da yaptırmayı aklınızdan geçirdiniz. Ya da gözünüzü şöyle bir etrafınızda gezdirin, gözünüzün değdiği kadın ve erkeklerin bir kısmında muhakkak ki estetik bir müdahale var.
Hal böyle olunca insanın var oluşunda bu kadar ağırlık kazanmış bir konu üzerinde derin derin düşünmek gerekiyor. İnsanlar ama özellikle kadınlar arasında estetik neden bu hızda yaygınlaşıyor? Yaşlı görünmenin nesi bu kadar kötü?
Bu soruya verilecek çok genel geçer cevap var, ama gelin bir de konuya evrim teorisinden bakalım. Bana göre evrim ile estetik arasında çok önemli bir ilişki var. Botoks ve benzeri tüm yaşlanmanın izlerini silmeye yönelik uygulamaların çığ gibi büyümesinin nedenlerinden birinin , homosapiens’in yani bildiğimiz şekliyle insanın evrimi yenmiş olmasından kaynaklandığını düşünüyorum.
Evrim nasıl işler? Bir canlının yaşamda kalması ve türünü sürdürmesi için boynun uzun olması gerekiyorsa (zürafalar mesela) boynu görece daha uzun olan zürafalar hayatta kalmaya ve üremeye başlar. Onlardan doğan çocuklar daha uzun boyunlu olurlar ve bu durum mesela bir milyon yıl sürerse o canlı türü uzun boyunlu bir canlı türü haline gelir.
Sapiens kitabında Yuval Noah Harari insanın evrimi yendiğini ve artık evrim kanunlarına tabi olmadığını çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor. Nasıl mı? Uçmak isteyen insan kanatlarının çıkmasını bir milyon yıl kadar beklememiştir, kanatlı aletler yapmış ve uçmuştur. Bir gün uçamayan bir canlı iken ertesi gün uçabilen bir canlı olmuştur. Değişimin hızı baş döndürücü ve bazen yıkıcıdır.
Sapiens, bildiğimiz şekliyle insan, 10 bin yıldır bu gezegende. 10 bin yıl çok ama çok kısa bir süre. İlk insansı hayvanların 2.5 milyon yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor. 10 bin yıl evrim açısından bir göz açıp kapama süresi. Bu nedenle de 10 bin yıl önceki atalarımızdan fizyolojik olarak hemen hiç bir farkımız yok. Ama tahmin edin 10 bin yıl önce ortalama yaşam kaç yıldı? 18-20 yıl olduğu tahmin ediliyor. 1900’lerin başında ortalama yaşam 40 yaş civarı. Biz bugün kaç yaşına kadar yaşıyoruz? Türkiye ortalaması 78 yıl, gelişmiş ülkelerde 85 yaşına kadar çıkıyor insan ömrü.
1900’lerin başında kadınların birçoğu doğurganlığını hiç kaybetmeden ölüyordu. Şanslı bir azınlık menopoza girecek kadar yaşıyordu. Bugün 85 yaşına kadar yaşayan kadın, yaşamının çok büyük bir kısmını doğurganlığını kaybetmiş olarak geçiriyor. Evrime meydan okuyan kurallarını alt üst eden Sapiens, kadının menopoz yaşına çare bulamadı. Saat 10 bin yıl önce nasıl tik taklıyorsa bugün de öyle tik takılıyor. Şu anda dünyada kadınların içinde bulunduğu en büyük yaşamsal sorun bence bu. Ortalama ömrün çok uzamış ama doğurganlık yıllarının aynı kalmış olması. Eğer doğurganlık yaşı da aynı şekilde uzamış olsaydı bugün kadınlar için çok büyük bir özgürlük alanı açılmış olurdu. Yapılan panik evliliklerinin çoğu yapılmaz, panik çocuklarının çoğu doğurulmazdı.
Peki kadınlar ne yapıyorlar? Estetikle doğurganlıklarını yitirmenin ya da yitirmeye yüz tutmanın izlerini silmeye çalışıyorlar. Diyeceksiniz ki çoluk çocuğa karışıp ununu eleyip eleğini asmış kadınlar da bunu yapıyor. Doğurgan olmak sadece doğuracağınız anlamına gelmez. Daha pek çok anlama gelir.
Birçok erkek yine evrimsel olarak genç ve doğurgan kadına yönelir (eğer beynin bu vahşi kısmı mücadeleyi kazanırsa) Kadınlar bunu bilirler. Üremek değil ama çiftleşmeye devam etmek istiyorlarsa, o gözlerin etrafındaki kaz ayakları, o aşağı sarkan yanaklar ayaklarına çelme takacaktır. Evrime attığımızı Osmanlı tokadını evrim bize bu şekilde iade eder. Ama sapiens durmaz, karşı atağa geçer. Tüp bebekler, döllenmeye yönelik hormon tedavileri, botoks, dolgu; sapiensin karşı atağıdır.
Estetik yaptırmakta bence hiçbir sorun yoktur. Ama ne olduğu hakkında kendini kandırmakta sorun vardır. Yaşlanma nedeniyle yaptırılan estetik müdahalenin hepsi çiftleşmek ve karşı cinsi cezp etmeye devam edebilmek için yaptırılır. Dergilerde gördüğünüz plastik cerrahların “başkası için değil kendiniz için estetik yaptırın” gibi beylik demeçlerini lütfen yemeyin. Onlar söylemeye mecbur oldukları şeyi söylüyorlar. Olanın ne olduğunu göre göre... Korkuların ve komplekslerin gözünün içine baka baka... Estetik başkası için yaptırılır. Yaşlandığımız için karşı cins tarafından seçilmeyeceğimiz korkusu, Plastik cerrahların bekleme odalarında kol gezer. Ama elbette hiç kimse bir cerrah ona “ne istiyorsunuz?” diye sorduğunda, boğazını temizleyip “sevişmeye devam etmek istiyorum” demez.
Benim hiç şüphem yok. Sapines bunu da halledecek. Yakın bir gelecekte kadınlar 50 değil 60 yaşında menopoza girecekler ve estetik müdahalelerle yaşamlarının yine büyük bir kısmını doğurgan ve genç olarak geçirecekler. O vakte kadar durmak yok botoksa devam!
YORUMLAR