Keşke tanışmasaydık zatürre
Okulda hastalık tavan yaptı. Bayram ertesinden beri yakamızı bırakmayan öksürükten işkillenip doktora gittiğimde, 17 yıllık meslekte olan hekimim böyle bir yıl görmediğini, ağustosta bile zatürre vakaları ile karşılaştığını söylemişti. Bağışıklığı tamam diyeceğimiz yetişkinler için hem de!
O günden beri tetikteydim ben de… Gökçe kuru kuru öksürüyordu ama ateş yoktu, ilaçlık virütik bir durum da. Ne olduysa oldu, karın ardından düşen hava ile sıcaklığı ile okuldan ardı ardına hastalık haberleri gelmeye başladı.
Şimdi hepimiz biliyoruz soğuk hava hasta etmiyor ama buz gibi havada bile kısa kolluyla dolaşabilen birkaç şanslı dışında, insandaki bağışıklığı düşürüyor. Ortada mikrop da sebil olduğundan, soğuk hava eşittir hastalık okunuyor okullarda.
Eğer anne de çocuktaki değişikliği kaçırıp okula gönderecek olursa, okulda birkaç çocuğu daha alıyor pençesine virüs. Kuluçka dönemi oluyor kabus. Seninki tam iyileşecekken, seninkinden hastalanan çocuk hasta ediyor yine seninkini ve kısır döngü böyle devam ediyor.
İşte tam o aralarda bir yerde fark ettim Gökçe’deki öksürüğün karakter değiştirdiğini. Soluğu hemen doktorda aldık. İyi ki. Teşhis her anneyi üzecek, eski toprak anneanneyi de kahredecek cinstendi zira: Zatürre başlangıcı.
Sonrası öksürmekten uyuması mümkün olmayan 2 gece ve 2 antibiyotikli tedavi oldu. Okula gitmedi, kanındaki oksijen düzeyine bakıldı: 95’in altında olduğu için deniz kenarında açık havada vakit geçirildi, olmadı ormana gidildi. Yasak olan televizyona sırf dinlensin ve keyfi olsun diye izin verildi. Kayu tahtından indi, yeni kral Koş Diego Koş oldu, bir de kaşif Dora.
Antibiyotiğin fütursuzca reçete edilmesinden nefret eden bir anne olsam da, bizim için elzem olduğu açık olduğundan, bu sefer baş tacı oldu. Daha önce kullanmadığımız kilosuna göre şırınga ile çekilen bir antibiyotiği gece gündüz kullandık, çilek tatlı bir başkasını da öğlenleri.
Antibiyotik almayı sevmeyen kızımın da kabul edebileceği tatta olması işimi kolayladı açıkçası. Aksi halde ufak ama demirden çenesini açmamakta ısrar eden bir çocuğun ağzına ilaç boca etmeye çalışırken, istemeden boca ettiğim zorbaca tutum oluyordu.
Çocuğumun hasta olması mı beni en fazla yıkıyor, yoksa bu mu, bilemiyorum! Lakin el mecbur. Bağlanma güvenliyse atlatıyor bunu veletler bereket.
Bol su, ev yapımı yoğurt, kesin istirahat ve başka çocuğu koruma sorumluluğu. Bizimki bunlarla geçen bir hafta oldu. Demreli uğrayacaksa bize, sağlık ve neşe getirsin, şu an en büyük dileğim bu.
YORUMLAR